BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'ye 'deklarasyon' desteği

AB Komisyonu, Türkiye'nin, Ankara Antlaşması'nın Ek Protokolü'nü imzalamasının Kıbrıs Rum Kesimi'nin bu ülke tarafından tanınması anlamına gelmeyeceğini teyit etti.

Abone ol

Ankara, Ek Protokol'ü imzalamak için Dönem Başkanı İngiltere'nin mektubunu bekliyor

AB Komisyonu sözcülerinden Amadeu Altafaj Tardio, günlük olağan basın toplantısında bir soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin Ek Protokolü imzalamasıyla birlikte sunacağı deklarasyonun analizini yapmak için erken olduğunu, söz konusu deklarasyonun içeriğinin henüz bilinmediğini söyledi.

''Deklarasyon elimize geldiği zaman inceleyeceğiz. Kıbrıs dahil tüm üye ülkeler de inceleyecek'' diyen sözcü, AB'nin 25 üyeden oluştuğunu, ancak hukuki açıdan, protokol imzalanmasının Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanımak anlamına gelmediğini vurguladı.

İmza ve deklarasyon konularında tüm unsurların masaya yatırılacağını ve tartışılacağını ifade eden sözcü, ''biz, protokolün imzalanmasının, ekimde müzakerelerin başlaması için son koşul olduğunu belirttik'' diye konuştu.

AB Komisyonu sözcüsü, Türkiye'nin yapacağı deklarasyonun her kelimesinin inceleneceğini de sözlerine ekledi.

Sözcü, 'müzakerelerin başlaması için Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıması şart mı'' şeklindeki soruya ise yanıt vermedi ve deklarasyonun hukuki açıdan incelenmesinin önem taşıdığını, üye ülkelerin siyasi bir karar almalarının söz konusu olduğunu tekrarladı.

Ankara, İngiltere'nin mektubunu bekliyor

Türkiye ise Gümrük Birliği anlaşmasını Kıbrıs Rum Kesimi dahil 10 yeni AB üyesini kapsayacak şekilde genişletecek Ek Protokolü imzalamak için, İngiltere dönem başkanlığının mektubunu bekliyor.

Türkiye ile AB arasındaki uyum protokolü metni üzerinde aylar önce anlaşmaya varıldığını ve Ankara'nın imzaya hazır olduğunu yaklaşık iki hafta önce AB dönem başkanlığına resmen ilettiğini belirtiliyor.

AB dönem başkanlığından beklenen mektup gelir gelmez imzan Brüksel'de atılacak. Türkiye ile AB arasında mektup teatisiyle yürütülecek olan imza süreci, İngiltere'nin AB daimi temsilcisinin imzalı Ek Protokolü Türkiye'nin AB daimi temsilcisi Büyükelçi Oğuz Demiralp'a iletmesiyle başlayacak.

Demiralp'in Türkiye adına imza atmasının ardından süreç, imzalı metnin, Türkiye'nin Ek Protokolü imzalamasının Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıdığı anlamına gelmeyeceğine yönelik deklarasyonla birlikte AB dönem başkanlığına gönderilmesiyle tamamlanacak.

İmza sürecinin ardından, deklarasyonun uyum protokolünün ayrılmaz bir parçası olacağını belirten kaynaklar, protokolün TBMM'de deklarasyonla birlikte görüşüleceğini söylediler.

"Deklarasyon müzakere edilmeyecek"

Kaynaklar, bugüne kadar sadece ana unsurlarına ilişkin AB tarafına bilgi verilen deklarasyonun tek taraflı yapılacağını ve bunun müzakere edilmeyeceğini belirttiler.

Ankara'nın bu tutumu üzerine, İngiltere'nin ellerindeki verilerden yola çıkarak diğer AB üyesi ülkeler arasında 'dengeleme faaliyeti' yürütmeye başladığını kaydeden kaynaklar, konuya ilişkin AB içinde temasların sürdüğünü, Ankara'nın AB içindeki görüşme sürecinin tamamlanmasını ve AB'nin ''imzaya hazırız'' demesini beklediğini ifade ettiler.

İngiltere dönem başkanlığından mektubun yakın zamanda gelmesi bekleniyor.

AB'de Türkiye endişesi

Avrupa Birliği'nde Türkiye'nin üyeliğine ilişkin tartışmalar sürerken Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker'den konuyla ilgili bir açıklama geldi. Juncker, Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan insanların AB'nin genişlemesine şüpheyle bakmalarının nedeninin, özellikle Türkiye'nin üyeliğinden duydukları endişe olduğunu öne sürdü.

'Frankfurter Allgemeine Zeitung' gazetesine demeç veren Juncker, ''Batı Avrupalıların daha fazla büyüyecek bir Avrupa'ya şüpheyle bakmalarınınsebebi, özellikle Türkiye'nin üyeliğinden duydukları endişedir. Türkiye'nin üyeliği istenmediği için, aniden Macaristan ya da Polonya da artık istenmeyebilir'' diye konuştu.

'İmtiyazlı ortaklık' önerisiyle ilgili görüşünün sorulması üzerine Juncker, ''bu kavram bana, somut olarak her yönüyle ne anlama geldiğini kavrayamadığım için, hiçbir zaman fazla bir şey ifade etmedi. Ancak, müzakerelerin ucunun açık olacağı gerçeği göz önünde bulundurulursa, günün birinde Türkiye ile ilişkilerimizi ortaklık ile tam üyelik arasında bir yere yerleştirmemiz gerektiğini tespit etmemiz bana yanlış gelmiyor'' dedi.

Kaynak: