Şahlanış Hareketi Genel Başkanı Murat Altun, 18 Ocak 2013’de, ŞAH partisi olarak milletin ve ülkenin hizmetlerinde olacaklarını açıkladı.
Abone olwww.turkiyehavadis.com’dan Melek Çalıkoğlu’nun özel haberine göre, Altun yaptığı açıklamada, “ Aziz milletimize, Şahlanış Hareketi 18 Ocak 1990 yılından buyana bağımsız, bağlantısız yerli ve milli bir hareket olarak iç ve dış politikalardaki gelişmeler hakkında çözümler sunmaya çalıştık. 23 yıldır hiç ara vermeden yürüttüğümüz bu çalışmalarımız süresince, her hangi bir siyasi yapının içine monte olmadığımız gibi, iş adamı ve holdingler ile kapalı kapılar ardında da görüşmeler yapmadık. Bizler milleten başka güç olmadığını bilen arkadaşlarımızla birlikte, 1990 yılında, 19 kişilik arkadaş grubu ile yola çıktık.
O Yıllarda Ankara Dil ve Tarih coğrafyasında okuyordum. Dolayısıyla öğrenci yurtlarını geziyorduk. Ankara’da kaldığımız eve çeşitli görüşlerde öğrenciler geliyordu. O yıllarda biz şunu gördük. Türkiye’de bir merkez sağ, bir merkez sol ve aşırı sağ ile solun franksiyonları vardı. Sağcı ve solculuğun, Türkiye’de sosyal, kültürel, ekonomik temellerinin olmadığını fark ettik, bunu fark ettiğimiz için dedik ki; Türkiye’de, sağcılık ve solculukla particilik yanlış bir müessesidir. Dolayısıyla iki kardeş, birisi ODT’yu kazanıyor, diğeri de, Tarih Coğrafyasını kazanıyor. Biri sağcı, diğeri solcu oluyor. Misal Samsun’da, Bafra’da, alaçam’da bir baba, öküzünü satıyor. Çocuğunun birini ODT’ ye diğerini Tarih Çoğrafyasını okumaya gönderiyor. Çocuklarının biri sağcı, diğeri ise solcu oluyor. Bunun en canlı ispatı, biliyorsunuz en son koalisyon döneminde Bıçakcıoğlu kardeşler var, biri MHP’de diğeri DSP’de milletvekili oldu. Doğasıyla, Türkiye’de sağcılıkla solculuğun hiçbir zaman tarihi sürecinde temelleri olmamıştır.
Biz o günün şartları içerisinde DYP’ni kendimize parti dışı güç olarak adlandırdık, Dedik ki; DYP 1991 seçimlerinde iktidara gelsin, Türkiye’de DYP’yi yerli ve milli bir yapı olarak görmekteydik. Açıkçası 1950 yılından buyana, 1950 yılından 1990 yılına kadar olan dönemde, Türkiye’nin iç ve dış meselelerine, Türkiye’nin borçlanmalarına bu misyonun vebali olduğunu açıkça görüyorduk. Diyorduk ki; hatayı kim yaptıysa telafiyi de o yapsın. Dolayısıyla ödünç istensin, ödünç oyla beraber bu millete neler yapılacağı söylensin, bir planla bir projeyle ortaya çıksın. Bunu derken sürekli öğrenci yurtlarını dolaşıyoruz, İnsanların biliyorsunuz, öğrenci iken daha çok vakitleri oluyor. Gece uyku ne bilmezdik, ülkücü kardeşlerimizle, Demokratik soldaki arkadaşlarımızla, DYP’deki ve ANAP’taki arkadaşlarla sürekli müzakere ediyorduk.
Dedik ki, birde Türkiye’de milliyetçi, mukaddiyatsi yapılar var. Nedir bu, İslahiyatci Demokrasi Partisi, Milli Çalışma Partisi olarak başlayıp, daha sonra MHP adına dönen merhum, Alpaslan Türkeş’in partisi, merhum Necmettin Erbakan hocamızın Refah partisi, dedik ki; bu partilerin aşağı yukarı fikirleri bir. Renk tonajları uyuyor. İttifak yasınlar dedik. Biz dedik mi, diye yaptı yok. Biz sadece olayı gördük bunu söyledik.
Biz bunu ne zaman sunduk. 1988’den 1990’a kadar sürekli bunu zikrettik. Nitekim 1991 yılında, İslahiyatcı Demokrasi partisi, Refah partisi, Milliyetçi Hareket partisi ittifak kurdular ve bu ittifak partisi meclise girmeye hak kazandı. Daha sonra merhum Türkeş Bey, Refah partisinden ayrılarak, kendi grubunu kurmak için yola çıktı. Ama sayı yetmedi 19 milletvekiline sahip oldular.
Merhum Muhsin Yazıcı beyde 19 milletvekilinden bir tanesi idi. Sayın Süleyman Demirel’in partisi de 1. Parti olarak çıktı. O zaman Şahlanış Hareketi 1 yıllık bir yapıydı. O zaman şunu söyledik. Aman dedik aman SHP ile koalisyon yapmayın, Türkiye buna hazır değil dedik. İç ve dış yapı buna uygun olmadığı için çeşitli provokasyonlar olması ihtimali vardır. Ve nitekim siyasi cinayetlerin olabileceğini ön gördük.
Dedik ki, DYP, merhum Türkeş, Erbakan ve Edipali’nin grubu ile koalisyon kursun. Dediler ki; MC hükümeti gibi olur, keşke o gün bizim dediğimiz gibi koalisyon kursalardı, 1980 darbesiyle birlikte edindiğimiz tecrübe ile birlikte daha ciddi şeyler olurdu.
Biliyorsunuz istenmeyen hadiseler yaşandı, birçok cinayetler işlendi en başlicaları merhum Uğur Mumcu oldu madımak oteli, baş bağlar katliyami, sonra Gazi mahallesi olayları o günün şartları içerisinde biz bunları söyledik. Şahlanış hareketi dayanışmacı toplumcu bir siyasi hareketidir. Yola çıktığı zaman parçaya değil bütüne talip olmak amacıyla, Allah’ın izniyle 18 Ocak 2013’de Türkiye’nin yeni siyasi yüzü olarak, ŞAH’la milletimize ve ülkemize hizmet etmek için siyasi parti olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Kaynak/ www.turkiyehavadis.com