Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser; "Gelişmekte olan ülkelerin para politikaları arasında daha fazla koordinasyon olmalı. 2030 y...
Abone olDünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser; "Gelişmekte olan ülkelerin para politikaları arasında daha fazla koordinasyon olmalı. 2030 yılında Brezilya, Malezya, Türkiye veya Çin merkez bankalarının uygulamaları çok önem kazanacak" dedi.
Uluslararası Finans Sistemler Forumu’nda "Küresel Finansal Mimari ve Kriz Sonrası Dönem" başlıklı panelde konuşan Raiser, son 10 yıl içerisinde küresel sermaye akışında önemli değişimlerin görüldüğünü, gelişmekte olan ülkelerin para politikaları arasında daha fazla koordinasyon olması gerektiğini belirterek, "Brüt sermaye akışlarının yüzde 60’ını 2030 yılında eğer gelişmekte olan piyasalar gerçekleştirecekse Brezilya, Malezya, Türkiye veya Çin merkez bankalarının uygulamaları çok önem kazanacak" dedi.
Raiser, küresel sermaye akışlarında bir kayma olduğuna dikkati çekerek, “Gelişmekte olan piyasalarda yavaşlama başladı. Bu önümüzdeki 20 yıl devam edecek mi etmeyecek mi? Küresel finansmana yeni gelişen piyasaların katılımı nasıl olacak? İslami finansman açısından bu önemli. Gelişmekte olan ülkelerin para politikaları arasında daha fazla koordinasyon olmalı. Çünkü brüt sermaye akışlarının yüzde 60’ını 2030 yılında eğer gelişmekte olan piyasalar gerçekleştirecekse Brezilya, Malezya, Türkiye veya Çin merkez bankalarının uygulamaları çok önem kazanacak” dedi.
Küresel ekonomik krizin sebeplerini sıralayan Raiser, "Para politikaları özellikle bir süre ABD’den çok fazla para üretti. Makroekonomik dengesizlikler bu artışı desteklediler. Likidite artışını desteklediler. Düzenleyici makamların zaafları da aşırı risk alınmamasını sağlayamadı. Kötü yönetim ve öngörünün olmaması bu sonucu verdi. İnsanlar ne olup bittiğini anlamadı" dedi.
İslami finansman modellerinin finansal sistem içerisindeki artan önemine dikkati çeken Raiser, "İslami finansman acaba finansal risklerin azaltılmasında gelecekte bir rol oynayabilir mi? Tartışma konusu bu. Cevap evet. İslami finansman kaynak tedariki konusunu risk paylaşmakla bağdaştırıyor. Somut projelerin, reel sektörde gerçekleştirilmesi ile belirleniyor ve aşırı kaldıraç sistemi ortaya çıkabiliyor. Risk paylaşma mekanizmaları devreye girebiliyor. Bu şekilde sermaye tamponlarını uygulayabiliyor ve krize karşı direnç gösterebiliyoruz" şeklinde konuştu.