BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'nin umudu petrol

Kerkük-Yumurtalık, Bakü-Ceyhan, Samsun-Ceyhan ve Trans-Trakya boru hatları sayesinde Türkiye petrolün merkez üssü oluyor. Rezervler ise açığa çıkmaya başladı.

Abone ol

2010 yılında dünyada piyasalara sürülecek petrolün yüzde 7'si, yani her 18 varil petrolden 1 varili Türkiye'den geçecek. Doğalgaz boru hatları ile AB'nin Rusya'nın tekelinden kurtulma kaygısı da Türkiye'nin geçiş ülkesi olarak önemini artırıyor. Boğazların kapasitesinin sınırlı olması, Samsun-Ceyhan ve Trans-Trakya hatlarının birlikte hayata geçirilmesinin önünü açabilecek. Böylece Ceyhan dünya çapında bir terminal olmakla kalmayacak, Türkiye uluslararası petrol piyasasının en önemli kavşaklarından biri olacak. Büyük petrol devlerinin Ankara'daki temasları hız kazanırken, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen haberler de Türkiye'deki petrol ve doğalgaz rezervlerinin gün ışığına çıktığını gösteriyor. Dışişleri Bakanlığı'nda derlenen enerji ile ilgili uluslararası örgütlerin belirlemelerine göre, 2010 yılında, Irak, Hazar Denizi ve Rusya'da üretilen ve pazara sunulan petrol arzının tamamına yakını Türkiye üzerinden geçecek. Boğazlar ve boru hatlarından geçecek petrole ilişkin istatistiklere göre 2010 yılında dünya petrol arzının yüzde 7'si Türkiye üzerinden geçecek. Bu da dünyada pazara sunulan her 18 varil petrolden 1'inin Türkiye'den geçmesi anlamına geliyor. Tankerle taşınıyor Halihazırda işler olan Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattından sorunsuz dönemlerde yılda 70 milyon ton petrol taşınıyor. 2010 yılında Bakü-Ceyhan Petrol boru hattından da 50 milyon ton petrol geçecek. İki hattın yanı sıra Boğazlardan 130 milyon ton petrol tankerlerle taşınıyor. Bu rakamın da 150 milyon tona çıkacağı belirtiliyor. Boğazların kapasitesi fiziki olarak 150 milyon tonu geçemeyeceği için fazla petrolün baypas boru hatlarından geçmesi planlanıyor. Samsun-Ceyhan ve Trans-Trakya gibi boru hatlarından da 30 milyon tona yakın petrol taşınacak. Bu da 2010 yılında Türkiye'den geçecek petrol miktarının 280-300 milyon tonu aşacağını gösteriyor. Boğazlar out, boru hatları in 2005 itibarıyla Türkiye üzerinde geçen petroller Boğazları ve Ceyhan terminalini kullanıyor. Kazakistan ve Rusya'da üretilen petrollerin geçtiği Boğazlar, hava koşulları ve güvenli geçiş önlemleri nedeniyle talebi karşılayamıyor. Ceyhan terminaline Irak petrolü geliyor. 5 yıl içinde Bakü-Ceyhan petrol boru hattının yanı sıra boğazları baypas hatları devreye girecek. Rusya'nın, Kazakistan'ın ve Azerbaycan'ın ürettiği petrol miktarının artması güvenli ve kesintisiz boru hattı taşımacılığının önemini de artırdı. Boğazların yükünün hafifletilmesi için Trans-Trakya ve SamsunCeyhan'ın bir arada yapılması söz konusu olacak. Öte yandan Türkiye'de artan bu yoğunluk, enerji güvenliği sorununu gündeme getirdi. Kerkük-Yumurtalık boru hattının bir yılda 24 kez saldırılar ve sabotajlar nedeniyle kapatılması boru hatlarının güvenliğinin önemini gösteriyor. Türkiye, Ceyhan Limanı'ndaki etkinliğin artacak olmasını hesaba katarak, boru hatları güvenliği konusunda çalışmalar yapıyor. Silahlı Kuvvetler de bu konuda özel çalışmalar yürütüyor. Doğu Akdeniz'de Ceyhan'dan Ege adalarına kadar olan bölgede güvenlik önlemlerini artırması, dev petrol tankerlerinin korunması için çalışmalar yapılıyor. Türkiye, terörizmle mücadele çerçevesinde NATO ve AB'den de destek alıyor. Yapılan çalışmalarda Bakü-Ceyhan boru hattının zayıf halkası olarak Gürcistan görülüyor. Bu çerçevede de Azerbaycan ve Gürcistan'la özel güvenlik önlemleri alınıyor. 'Enerji diplomasisi' şart Türkiye ile ilgili bu projeksiyonlar dünya petrol devlerinin ilgisini de artırdı. Şirket yöneticileri Ankara'daki temaslarını artırırken, ABD ve Britanya gibi ülkelerin diplomatları, Rusya'nın tekelini kurmak için Türkiye'nin önemli bir rol oynadığı mesajını veriyor. Yetkililer, enerji diplomasisi yapılması gereğine işaret ederken, Dışişleri Bakanlığı'nın koordinasyonunda ve Enerji Bakanlığı'nın öncülüğünde kamu ve özel şirketlerin 2010 için ortak strateji belirlemesi gerektiğini belirttiler. Aksi takdirde Rusya'nın 'Ortodoks kardeşliği'ni kullanarak baypas boru hatlarını Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya üzerinden yapabileceği savunuldu. Fiyat artınca araştırmalar da yoğunlaştı Petrol fiyatı 10 dolar seviyesinde iken Türkiye'de masraflı yatırımlarla petrol aramaktan kaçan dev petrol şirketleri, fiyatın 50 doları zorlamasıyla Türkiye'ye ilgi göstermeye başladı. Güneydoğu ve Karadeniz'de yapılan çalışmalarda gözle görülen bir artış oldu. Rize'nin 25 kilometre açığında Türkiye'nin ekonomik münhasır bölgesinde petrol bulundu. BP ile TPAO'nun ortak çalışmaları çerçevesinde 4 bin 300 metre derinlikte önemli bir petrol rezervine rastlandı. Türkiye ve Gürcistan'ın ekonomik münhasır bölgesinde çalışmalara ağırlık veren BP, Türkiye'deki çalışmalara 20 milyon dolar ayırdı. Kuyu açılan bölgedeki rezervin 'ekonomik' olduğu öğrenildi. Petrolün bulunduğu tabakanın Kafkas sistemine dahil olduğu, bunun da rezerv açısından 'umutlu' bir sinyal olduğu belirtildi. Çalışmalar sırasında aynı bölgede doğalgaz olduğu da belirlenmişti. TPAO, daha önce de Akçakoca açıklarında doğalgaz bulmuştu. Chevron-Texaco'nun Güneydoğu'daki çalışmaları sırasında da Şırnak'ta petrol umudu doğdu. Maliyet varil başına 10 dolar "Türkiye'de petrol var ama çıkarmıyorlar" diye özetlenen komplo teorilerinin sıklıkla dile getirildiği Türkiye'de ve karasularında petrol ve doğalgaz rezervlerinin olduğu reddedilmiyor. Ancak söz konusu rezervlerin 'ekonomik' olmaması gün ışığına çıkarılmasının da önüne geçiyor. Varil başına yaklaşık 10 doları bulan petrolün maliyeti, petrol fiyatlarının 10'lu rakamlarda olduğu dönemlerde söz konusu arazilerde kuyu açılmasını engelliyordu. Suudi Arabistan'da 7 dolar olan maliyetin, Türkiye'deki rezevlerde 10 doları geçmesi de bu alanlardaki rezevlere ilgi gösterilmemesine neden oluyordu. Ancak son iki yılda petrol fiyatları 30 doların üstüne çıktı ve geçen yıl 50 doları buldu. OPEC bu rakamın daha da artacağını belirtiyor. Bu da petrol devlerinin tüm rezervleri değerlendirmesinin önünü açıyor. Önceden bilinen Doğu Karadeniz ve Güneydoğu petrollerinin yatırım, üretim ve pazarlama maliyeti varil başına 20 doları bulsa da petrol şirketleri kâr edeceğinden, kuyu açmaktan çekinmiyor. BP'nin söz konusu proje için 20 milyon dolar ayırması da bunun en önemli göstergesi sayılıyor. Kaynak: Radikal