Türkiye'nin sırlarını ifşa edecek yeni bir ses kaydı mı var?

Dışişleri'ndeki dinleme skandalının devamı olabileceği konuşuluyor. Üstelik ikinci kayıt çok daha kritik bir bölgeyle ilgili.

İnternete düşen Dışişleri Bakanlığı’ndaki Suriye toplantısına ilişkin ses kayıtlarının bir dinleme cihazı ile yapıldığının açıklanmasının ardından ikinci bir ses kaydı çıkabilir endişesi yaşanıyor.

Dışişleri’nde Bakan Ahmet Davutoğlu’nun Kırım Türklerinin temsilcisi Mustafa Kırımoğlu ile yaptığı görüşmeye ilişkin kayıtların da sızmasından kaygı duyuluyor.

Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç'in haberine göre, Davutoğlu, ses kayıtları sızan toplantıdan birkaç gün sonra Kırımoğlu ile görüşmüştü. Bu görüşmede Kırımoğlu’nun Türkiye’den yardım talebi ele alınmıştı.

Davutoğlu’nun yakın çalışma ekibince kata giren çıkanlarla ilgili kamera görüntüleri ve ses kaydına konu olan toplantının yapıldığı 13 Mart öncesinde ve sonrasında odasında yaptığı görüşmeler incelendi. Davutoğlu’nun, Suriye planlarının ele alındığı toplantının olduğu gün, memleketi Konya’dan gelen bir grubu da odasında ağırladığı öğrenildi.

MASAYA DİNLEME CİHAZI MI KONULDU?

Bakanlıkta sağır oda bulunmuyor ancak hem makamda, hem de bakanın korumalarında iki ayrı jammer bulunuyor. Bu jammer’ların, 13 Mart günü de çalıştırıldığı öğrenildi. Odanın cep telefonları aracılığıyla ya da uzaktan dinleme olasılığının bulunmadığına işaret eden kaynaklar, dinlemenin Davutoğlu’nun makam telefonuna konan ayrı bir aparat ya da masasına yerleştirilen cihazla yapıldığı görüşünü dile getiriyor.

ODADA NELER VAR?

Davutoğlu’nun makam masasının önünde iki sandalye yer alıyor. Ayrıca odasında bir de oturma takımı bulunuyor. Görüşmenin de bu oturma grubunda yapıldığı belirtildi. Oturma grubunda Fidan ile Güler’in ikili koltukta oturduğu tahmin edilirken, bu bölgede de detaylı inceleme yapıldığı öğrenildi.

Dışişleri bilgisayarlarındaki yüksek koruma duvarı nedeniyle personelin çoğu kendi özel bilgisayarlarını veya tabletlerini kablosuz internet ağı ile kullanmaya devam ediyor. Bakanlıkta dinlemeye yönelik özel bir çalışma olmaması da, kaydı sızdıranlarla ilgili şüphelerin artmasına neden oldu