Arap isyanını değerlendiren Guardian gazetesine göre, Türkiye'nin Libya'da arabuluculuk önerisi her geçen gün daha cazip hale geliyor
Abone olGuardian gazetesi, Türkiye'nin Libya krizinde arabuluculuk üstlenme önerisini dikkatle değerlendirmek gerektiğini yazdı.
Gazete bugün yayınladığı yorumda, Arap dünyasında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
ABD'nin Orta Doğu'daki ağırlığını yavaş yavaş kaybetmeye başladığına dikkat çeken Guardian, Washington'un özellikle Mısır'da yaşananlar sırasında istikrar çağrısında bulunmaktan, istikrarı bozanları övmeye kadar uzanan bir çizgi izlediğini ve bu tavrıyla tüm tarafları öfkelendirdiğini yazdı.
Gazete, ABD'nin ne devrime yardımcı olduğunu, ne de eski müttefiklerini koruduğunu, bu nedenle de bölge ülkelerinin artık dizginleri ele alarak Washington'un bölgesel hesaplara katmadıklarını kaydetti.
'Davutoğlu haklı'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun önceki gün Guardian'da yayınlanan makalesinde belirttiği gibi, Arap dünyasındaki gelişmelerin 1980'lerin sonunda Doğu Avrupa'da yaşananlara gecikmiş bir tepki olduğunu bildiren gazete şöyle devam etti:
"Profesör Davutoğlu, 'her devrim o ülkenin kendi halkı tarafından gerçekleştirilmeli, ancak buna bölgesel bir karşılık da verilmeli' derken haklı. Onunkisi, bu tartışmada dikkate alınması gereken bir görüş. Türkiye'nin Libya krizinde arabuluculuk etme önerisini dikkatle değerlendirmeliyiz."
Guardian daha sonra Libya lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı güçler karşısında gerileyen Libyalı isyancıların önünde, yenilgiyi kabul etmek ya da eski sömürgeci güçlerden yardım istemek gibi hiç de hoş olmayan bir tercih bulunduğunu kaydetti.
ABD, BM bayrağı altında bile müdahele ettiği anda Kaddafi'nin "ülkesini dış güçlere karşı savunan lider" konumuna geleceğini yazan gazete, uçuşa yasak bölge uygulamasının ve Fransa'nın yaptığı gibi isyancıları tanımanın getireceği zorluklara dikkat çekti.
Askeri açıdan yaşanacak sıkıntıları vurgulayan Guardian yazısına şöyle son verdi:
"Yaşam kurtarmak öncelikli amacımızsa, Türkiye'nin Libya'da bir ateşkes sağlanması için arabuluculuk yapma önerisi her geçen gün daha cazip hale geliyor.
Arap Birliği bölünmüş durumda; batının yapacağı askeri bir müdahale ise halk devrimini rehin almak olur. Bu devrim, hem diktatörlerin, hem de eski sömürgeci güçlerin halkı yoksun bıraktığı bir kavramı; pan-Arap kimliğini oluşturmaya yönelik. Başarılı olması için, kendi başlarına yapmaları gerek."