BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'nin kanayan yarası göç!

Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri göç... Bu konuda en büyük sıkıntıyı belediye başkanları çekiyor. MGK, geçen hafta yaptığı toplantıda bu sorunlara parmak bastı.

Abone ol

MGMilli Güvenlik Kurulu, geçen hafta yaptığı toplantıda iç göçün getirdiği sorunları masaya yatırırken, bu konuda büyük sıkıntı çeken belediye başkanlarının da yarasını deşti.

Göçten, hem nüfusu hızla artan kentler hem de sürekli küçülen şehirler muzdarip. Büyük şehirlerde çarpık kentleşmenin yanı sıra kapkaç, gasp, hırsızlık, madde bağımlılığı gibi tehlikelere yol açan göç, küçük şehirlerde daha da yoksullaşma, yatırım yapılmaması gibi riskleri beraberinde getiriyor. MGK’nın çözüm konusundaki tavsiye kararını destekleyen belediye başkanları, ‘büyük şehirlere vize’ önerisine şiddetle karşı çıkıyor, problemin kırsal kesimin ekonomik olarak güçlendirilmesiyle çözüleceğine inanıyor, köye dönüş projelerine hız verilmesini istiyor.

Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, göç konusunda kentler arası durum tespiti yapıyor. Ankara, Antalya, İstanbul gibi illerin Adana, Mersin ve Diyarbakır’dan daha şanslı olduğunu iddia ediyor. Adana ve Mersin’in diğerlerine göre vasıfsız işçi göçü aldığına dikkat çeken Durak, bunun büyük riskler taşıdığının altını çiziyor. Birkaç yıl önce İstanbul için gündeme gelen ‘vize’ uygulamasının doğru olmayacağını belirten başkan, ekonomik kalkınmışlık üzerin-de durulmasını istiyor.

Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, göçten en fazla muzdarip olan illerin başında geldiklerini söylerken, tabelada nüfusun 368 bin olarak görüldüğünü ancak 600 binin üzerinde nüfusa hizmet verdiklerini vurguluyor. Başkanın en büyük derdi şehrin ortasındaki ahırlar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, pazartesi günkü MGK toplantısının ardından ‘kapkaç’ konusunu masaya yatırmış. En çok göç alan illerden biri olmalarına rağmen İzmir’de kapkaç ve madde bağımlılığı konusunun korkutucu boyutlara gelmediğini ifade eden Kocaoğlu vize önerisinin en sert muhaliflerinden. “Kimse bir şehre vize ile girip vize ile çıkamaz.” diyen Kocaoğlu, şehrin sağlıklı büyümesinin önemine işaret ediyor. Sıkıntı ve çözüm önerilerini şöyle özetliyor: "İşsiz genç nüfusa istihdam sağlanmalı. Lise, ortaokul mezunlarına yönelik meslek edindirme kursları açılmalı." Son 10-15 yıl değerlendirildiğinde Diyarbakır’ın göçten iki çeşit etkilendiğini dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, sermaye ve beyin göçü verirken, vasıfsız insan göçü aldıklarını anlatıyor. 1990 yılında Diyarbakır’ın 375 bin olan nüfusunun bugün 1 milyonu aştığını hatırlatan Baydemir, altyapının bu nüfusu kaldıramadığını belirtiyor ve ekliyor: “Köylere geri dönmek isteyenlerin güvenliklerinin sağlanması yanında ekonomik faaliyetleri için de desteklenmesi gerekiyor.” Güneydoğu’dan en çok göç alan illerden biri Mersin ve özellikle merkez ilçesi Akdeniz. Belediye Başkanı Kenan Yücesoy, kentteki güvenlik sorununa dikkat çekiyor: “Mersin’de çıkan olayların en büyük nedeni olan işsizlik sorununa çözüm bulunmalı.” Türkiye’nin en fazla göç veren illerinin başında ise Artvin geliyor. Belediye Başkanı Emin Özgün, çalışma imkanı olmayan insanların ekmeklerini başka illerde aramak zorunda kaldığını vurguluyor. Özgün, merkezde belediye, valilik ve kamuya ait küçük çay fabrikaları dışında özel sektörün yatırımı bulunmadığını kaydederek "Biz 5 kardeşiz. Çalışma imkanı olmadığı için diğer dört kardeşim göç etmek zorunda kaldı. Burada kalanlar ya memur ya da işçi. Bizde gecekondu yok, kapkaç yok, sokakta yaşayan çocuk yok. Trafik lambalarımız bile yok." diyor.

MGK da iç göçe çözüm istedi

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), hafta başında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında yaptığı toplantıda, iç göç konusunu da masaya yatırmıştı. Toplantı sonrasında yayımlanan bildiride şöyle denilmişti: "Son yıllarda yoğun olarak yaşanan iç göçün nedenleri ve özellikle büyük kentlerde yarattığı sorunlar ele alınmış, göç alan ve veren kentlerin sorunlarına çözüm getirecek önlemlerin ivedilikle yaşama geçirilmesinin önemi vurgulanmıştır."

Türkiye’de 1950 yılından sonra şehir nüfusu hızla arttı. 1950’de nüfusun yüzde 14’ü şehirde, yüzde 86’sı köylerde yaşıyordu. 1990’lı yıllara gelindiğinde nüfusun yüzde 59’u şehirli oldu. Bu rakam 2003’te yüzde 61’e yükseldi. Yani 55 yılda şehirde yaşayanlar yüzde 335 oranında arttı. Türkiye’de sürekli göç veren bölgeler Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz şeklinde sıralanıyor. Sürekli göç alan bölgeler ise Akdeniz, Marmara ve Batı Anadolu. Son on yılda 81 ilden 66’sının nüfusu artarken 15’inin nüfusu azaldı. Nüfusu azalan iller Artvin, Çorum, Edirne, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Sinop, Sivas, Tunceli, Zonguldak, Bayburt, Bartın, Ardahan, Karabük ve Kilis. Antalya, Şanlıurfa ve İstanbul ise nüfusu en fazla artan iller oldu. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Nüfus, Demografi ve Göç Özel İhtisas Komisyonu’nun 2001 yılında hazırladığı rapora göre, göç alan şehirlerde, sosyoekonomik ve kültürel yönden olumsuz gelişmeler oldu. Genel asayişin bozulması, hırsızlık ve fuhşun artışı, konut, altyapı problemleri göçle birlikte arttı. Göçün ana sebebi işsizlik ve ekonominin bozulması. Şehirlerde gerekli koşulları sağlayamayanlar bir süre sonra geldikleri yerlere geri dönme eğilimi taşıyor. Geri dönmek isteyenler arasında terör sebebiyle köylerinden ayrılmak zorunda kalanlar ilk sırada yer alıyor.

DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI’NIN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

-Göç veren bölgelerde ekonomik koşullar iyileştirilmeli, özel sektör dekteklenmeli.

-Göç edenlere meslek edindirme kursları verilmeli.

-Orman köylerine verilen fon kredileri yükseltilmeli.

-İşsizlik sorunu çözülmeli.

-Göç veren bölgelere eğitim, kültür ve sağlık yatırımlarına devam edilmeli.

-Göç veren bölgelerde köy tipi sanayi geliştirilmeli.

-Göç veren bölgelere yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli.

-Evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmeli.

-Büyük kentler yerine yakın kentsel alanlara göç özendirilmeli.

HABER: Ali Rıza Karasu