BIST 9.627
DOLAR 35,24
EURO 36,78
ALTIN 2.961,53
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'nin Irak tutumu

Abdullah Gül, ABD'den Irak'ın kaderini tayin edecek sözler söyledi. Gül, ayrıca Türkiye ve ABD'nin bölgeyi daha iyi bir konuma getirmek için birlikte çalıştığını dile geti

Abone ol

Türkiye'nin Irak'ta gizli bir gündemi bulunmadığını söyleyen Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ancak Türkiye'nin bu ülkedeki gelişmelere karşı meşru bir ilgisinin olduğunu kaydetti. New York'ta temaslarını sürdüren Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Amerikan Dış Politikası İçin Ulusal Komite ile Amerikan-Türk Toplumu (ATS)'nun ortaklaşa düzenlediği yemekli toplantıda bir konuşma yaptı. Gül, AB'nin Aralık ayında Türkiye ile müzakereleri başlatma konusunda vereceği tarihin dünya için de son derece tarihi bir karar olacağını belirtti. Bu kararla demokrasinin ve insan haklarının sadece bir dine ya da bir bölgeye has bir şey olmadığının ispatlanacağını kaydeden Gül, Türkiye'nin AB üyeliğinin ABD ile olan ilişkilerine de yeni bir ivme kazandıracağını kaydetti. AB üyesi ve ABD'nin stratejik ortağı olan Türkiye'nin trans-Atlantik ilişkilerinde önemli bir rol oynayacağını kaydeden Gül, "ABD ile olan ortaklığımız ve işbirliğimiz bizim için çok değerli. Türkiye ile ABD teröre karşı da omuz omuza savaşan iki ülke" dedi. Kore Savaşı'ndan bu yana NATO'da yaptığı görevlerle dünya barışına katkıda bulunan Türkiye'nin, demokrasisi ve ekonomik dinamizmiyle de bir örnek teşkil ettiğinin altını çizen Gül, özellikle Ortadoğu bölgesinde kalıcı bir barış ve istikrarın sağlanmasında Türkiye'nin benzersiz konumuyla önemli katkılarda bulunabileceğini söyledi. Türkiye'nin, ABD ile birlikte müreffeh bir Irak için çalıştığını anlatan Gül, "Bizim için önemli olan Irak'ın kendi içinde ve komşularıyla barışık, demokratik bir ülke olarak siyasal birliğini ve toprak bütünlüğünü koruması" dedi. Türkiye'de asker sivil ilişkilerinin bundan 2-3 yıl öncesine göre çok farklı bir durumda olduğunu ve bu ilişkilerin demokratik ülkelerdeki seviyeye geldiğini belirten Gül, "Güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetleri'nin varlığıyla biz de çok övünüyoruz. Ancak güçlü olmaları ayrı, demokratik sistem içindeki yerleri ayrı bir konu" diye konuştu.