Amerikalı Profesör Justin McCarthy, Başbakan Erdoğan ve CHP Lideri Baykal'ın ortak girişimlerinin Ermeni iddialarının incelenmesi açısından yararlı olduğunu belirtti.
Abone olProfesör Justin McCarthy iktidar ve muhalefetin ortaklaşa başlattığı girişimi, çeşitli açılardan çok önemli gördüğünü söyledi. McCarthy Ermeni iddialarının incelemeye açılmasından bilim adamları, tarihçiler, dünya kamuoyu ve Türk milletinin büyük yararlar elde edeceğine inandığını kaydetti: "Politikacılar aralarında nadiren anlaşır, ve her konuyu farklı açılardan görür. Fakat, iktidarla Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu konu etrafında birleşmesi çok sevindirici bir gelişmedir. Ermeni iddiaları sorunu, sadece politik açıdan şu veya bu partiyi bağlayan bir konu olmayıp, Türklere mal edilen bir konudur. Bu konuyu, tüm Türkler'in konuşması, araştırması ve bilmesi gerekir. Azınlık ve çoğunluk partilerin bu konuda birleşmesi büyük önem taşıyor." Tüm dünyanın, bu iki partinin yaptığı işin önemini anlayacağını kaydeden Profesör McCarthy, bir bilim adamı olarak da, "bunun önemini hepimiz görüyoruz" şeklinde konuştu. Profesör McCarthy gelişmeyi önemli görme sebeplerini şöyle açıkladı: "Türkiye'nin korkacak hiçbir şeyi olmadığını dünyaya göstermesi gerekiyordu. Türklerin dünyaya, arşivlerinin açık olduğunu duyurması, her şeyi incelemeye hazır ve bu konunun tüm yanlarını anlamak istediğini göstermesi gerekiyordu. Atılan bu adım Türkiye'ye hizmet eder, yarar sağlar. Dünya da Türkiye'nin korkacak hiç bir şeyi olmadığını anlar." İktidarla muhalefetin bir araya gelip, Ermeni meselesinin dünya tarafından incelenmesini istediklerini açıklaması belli bir baskının sonucu mu oldu? Profesör McCarthy tarihçilerin bu yola gidilmesini çok uzun zamandır istediğini anlattı: "Bilim adamları Türkler'le Ermeniler'in bu konuyu konuşmasını çok uzun bir zamandır istiyordu. Türkiye de bunu isteyen çok insan var. Özellikle Türk Tarih Kurumu, iki taraf arasında görüşmeler yapılması için çok çalışıyor. Fakat bu girişimler, Ermeniler'in engeller koyması yüzünden çok fazla ileriye gidemedi. İki partinin şimdi bir araya gelerek bu girişimi başlatması, Avrupa'daki Ermeniler'in, Avrupa parlamentosu ve siyasetçileri üzerinde, Türkiye'ye bir Ermeni katliamı olduğunu kabul ettirmeleri yönünde çok yoğun baskı uygulamasından kaynaklanıyor. Bu Ermeniler Türkiye'nin ancak Ermeni katliamını kabul etmesi halinde Avrupa Birliği'ne üye olabileceğini, parlamenterlerine kabul ettirdi." Türkiye'nin hafta başında açıkladığı yeni girişim, bu faaliyetlerde bulunan Ermenileri tatmin edebilecek mi? Ayrıca Ermenistan hükümetinin yaptığı olumsuz açıklama, bütün Ermenileri bağlayacak mı? Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, tarihçilerin konuyu inceleyip tamamladıklarını ve artık, Türkiye'nin harekete geçmesi gerektiğini söyleyerek, olumsuz yanıt verdi. Profesör McCarthy'de, "bu girişimin Ermenileri memnun edeceğini söyleyebilmeyi çok isterdim" diyerek, şöyle devam etti. "Son yaşadıklarımız bu insanların konuyu tartışmak istemediğini gösterdi. Onlar tüm dünyanın, tarihte bir Ermeni katliamı olduğuna inanmasını istiyor. Onlar bilim adamlarının oturup konuyu incelemesini reddediyor ve dünyanın, Türk hükümetini, konunun araştırılmasına karşıymış gibi görmesini istiyor. Bu bakımdan, oturup konuşmayı istemiyor ve, "tarih bizim için çok acı," diyorlar. Fakat bilim adamları olarak bizim bunları incelememiz gerekiyor. Kimin haklı veya haksız olduğu bilim adamları için önemli değil, meselelerin açıklığa kavuşması önemlidir. Ermenilerin bu öneriyi kabul etmelerini beklemiyorum, ama Türkiye doğru olanı yaptı." Türkiye'nin önerisine ret yanıtı vermesi, Ermenileri zor durumda bırakmayacak mı? Öneriye evet demesi için Ermeniler üzerinde bir baskı olmayacak mı? Profesör McCarthy Ermenilerin baskı göreceğini söyledi. "Şüphesiz bilim dünyasından, bilim adamlarının oturup konuyu ele almaları için bir baskı gelecektir. Birçok Ermeni bilim adamı bu çalışmayı yapmaya can atar. Bilim adamları olarak, onlar, araştırma yapıp doğru sonuçlara ulaşmaya inanırlar. Fakat bu aynı zamanda siyasi bir problem. Ermeni bilim adamları Ermeni toplumlarının bir parçası ve bu çalışmayı yapmak, Türklerle birlikte oturup bu konuları konuşmak, onlar için siyasi güçlükler taşıyor. Bu bakımdan engeller, bilimsel değil siyasi." Başbakan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ortak açıklamasında, bu sorunla ilgili öteki bazı ülkelere de, çalışmaya katılmaları için çağrı yapıldı. Profasör McCarthy öteki ülkelerin katılımının beklenebileceğini belirtti. İngiltere, Almanya ve Amerikan arşivlerinin oldukça açık olduğunu söyleyen Profesör bu arşivlerde araştırma yapılabileceğini belirtti. McCarthy Rus ve Fransız arşivlerinin de çok zengin olduğunu, fakat Fransa'nın Ermeni konusundaki arşivler hakkında kısıtlayıcı yasalara sahip olduğunu belirtti ve bu ülkenin arşivlerini görmenin serbest ve kolay olmadığını kaydetti. Tarih Profesörü Justin McCarthy Amerika'da yaşayan Ermenilerin bu konudaki tutumunun ne olabileceği sorusuna işe şu yanıtı verdi: "Bazı Amerikalı politikacıların, her hangi bir Ermeni konusunda Türklerle işbirliği yapması, kendileri için problem yaratır. Bunların çoğu kamuoyu önünde açıkça Ermeni soykırımı olduğunu söyledi. Şimdi bu söyledikleri konusunda şüphe yaratacak bir şey yapmak, kendileri için hiç kolay olmaz. Fakat pek çok diğer Amerikalı politikacı bu konunun tartışmaya açılmasını isteyecektir. Onlar için de hareket noktası, Türkiye'nin çok önemli bir ülke olması ve bu konuda ne gerekiyorsa onun yapılmasıdır. Bu grup için Ermeni konusunda yalan söylemek yerine, konunun enine boyuna tartışılması büyük önem taşıyor. Ayrıca Amerika'daki bazı bilimsel kuruluşlar da konunun tartışmaya açılmasını ister. Örneğin National Endowment for Humanities adlı kuruluşun bu konuda yardımcı olmasını isteriz. Buna ek olarak Amerikan arşivleri açık ve bunlara dayanarak araştırma yapmak da serbesttir. Fakat ne yazık ki, Birinci Dünya Savaşı sırasında olanlar hakkında Amerikan arşivlerinde fazla materyal yok." Profesör Justin McCarthy Türk arşivlerinin ise açık olduğunu hatırlattı. Ancak Profesör buradaki sorunun, milyonlarca belgenin dağınık olmasından ve bunları okumak için Osmanlı Türkçesi bilme gereğinden ve el yazısı okumanın zorluğundan kaynaklandığını belirtti. Kaynak : Voice of America