Rengin Arslan, sanık yakınlarından, hükümete insan hakları savunucularından yabancı diplomatlara uzanan geniş yelpazede bir kesimin 'rahatsızlıklarını' dile getirdiği ancak çözülemeyen 'uzun tutukluluk süreleri'ni yazdı.
Abone olEce Saygun 6 Şubat'ta sosyal paylaşım sitesi twitter'daki hesabından yazdı:
"Babamdan haberler kötü. Aldığı enfeksiyon kalbine yerleşmiş. Antibiyotik ile de geçmesi mümkün değil. Ameliyat diyorlar."
Ece Saygun, Balyoz davasında 18 yıla mahkûm edilen emekli Orgeneral Ergin Saygun'un kızı.
Verdiği bu ilk haberden sonra kan aranmaya başlandı. Kan bulundu.
Ergin Saygun dün, 8,5 saat süren bir ameliyatın ardından yoğun bakıma alındı. Ameliyattan çıktığından beri uyutuluyor.
Ameliyat olduğu sırada, Ergin Saygun'un cezasının ertelenmesine ilişkin karar verildiği söylendi ancak bu haber doğrulanmadı.
Mahkemenin kararı gece yarısından sonra geldi. Ergin Saygun'un tahliye kararı verildi.
Ergin Saygun Silivri'deki koğuşunda fenalaşmasının ardından 21 Temmuz 2012'de hastaneye kaldırılmıştı. Hastanedeki "mahkum" odasında gözetim altında tutulan Saygun'un hastanede kalması da sakıncalı bulunmuştu.
Tedavi altında olduğu Mehmet Akif Ersoy hastanesinin verdiği rapora göre, Saygun'un "hastane enfeksiyonlarına maruz kalmaması" gerektiği belirtiliyordu.
Silivri'nin 'hastaları'
Ergenekon davasında tutuklu yargılanırken sağlık durumunun kötüleşmesinden sonra tahliye edilen Kuddusi Okkır, Silivri'den hayatını kaybeden ilk kişi oldu. 'Akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası' tanısı konulan Okkır, tedavi gördüğü Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 6 Temmuz 2008'de hayatını kaybetti. Eşi ölümünün ardından, "Eşimi benden ilaçsız aldılar, komada verdiler," demişti.
Odatv davasından tutuklu bulunan Kaşif Kozinoğlu hakim karşısına çıkmadan hayatını kaybederken, Ergenekon davasından tutuklu yargılanan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın sağlık durumları da ciddi.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, "Fatih Hilmioğlu'nun cezaevinde kalamayacağı herkes tarafından bildirildi," diyor. Türk Tabipleri Birliği bağımsız bir kurumla birlikte Fatih Hilmioğlu'nu muayene etmek üzere bir kurul oluşturduklarını ve Adalet Bakanlığı'na başvurduklarını, ancak uzun süre geçmiş olmasına rağmen yanıt alamadıklarını kaydediyor.
Aktan ayrıca "Şu anda hapishanelerde tutuklu ve hükümlü olan sağlık sorunu yaşayan yeterli sağlık hizmeti alamayan ve bundan mahrum bırakılan çok geniş bir kitle" olduğunu söylüyor.
Uzun tutukluluk süreleri
Sağlık durumu ciddi olan tutuklular bir yana; toplumun neredeyse bütün kesimleri ve uluslararası kuruluşlar Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarındaki uzun tutukluluk sürelerinin yargıya güveni zedelediği görüşünde.
Erdoğan Ocak ayının sonunda yaptığı bir açıklamada, "3. Yargı Paketi'nde gerekeni yaptık, adli yargıda üst sınırı kaldırdı, buraya bir rahatlık getirmek istedik. Tutuksuz yargılamayı mümkün hale getirdik. Adli kontrol de uygulayarak tutuksuz yargılama mümkün hale geldi. Buna rağmen işler bu kadar seri yürümüyor, yürümeyişinde işler ciddi sıkıntıya sokuyor. Temennim yargı sürecini daha da hızlandırsın ve bir an önce adımlar atılsın," demişti.
Bir hafta önce bir televizyon programında yaptığı açıklama ise, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutukluluğuna değinmişti: "Biz bu süreç içerisinde başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere diğer generallerimizin hiçbirisine, İlker Başbuğ'a kalkıp da alışılmış anlamda bir 'terör örgütü mensubu' demek çok ciddi bir yanlıştır. Bu affedilemez."
ABD Büyükelçisi'nden eleştiri
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ise birkaç gün önce gündemdeki davalara değindi ve askerden, akademisyene, öğrencilere kadar pek çok kişinin tutuklu bulunduğuna dikkat çekti. Francis Ricciardone çok tartışılan açıklamasında, "Çok uzun süredir hapiste olan milletvekilleri var, bazıları belirsiz suçlarla hapiste tutuluyorlar. Kendilerine ülkeyi koruma görevi verilen askeri liderler, sanki teröristmiş gibi hapisteler," demişti.
Ricciardone ayrıca, "Harçları protesto için barışçı gösteri yapan öğrenciler hapiste. Eğer bir yargı sistemi bu sonuçları doğurursa ve bunun gibi insanları teröristlerle karıştırırsa, Amerikan ve Avrupa Mahkemeleri'nin buna karşılık vermesi zor olur," diyor.
Hükümetten sesler
Başbakan'ın açıklamalarının ardından hükümetten pek çok bakan da "adaletin tam olarak uygulanmadığı" konusunda düşüncelerini dile getirdi.
Bursa'da konuşan Arınç, partisinin ismine atıfta bulunarak, "Kalkınmamız çok iyi, ama adaletin biraz da desteğe ihtiyacı var," dedi.
"Adaletin saraylarını yaptık, ama adaletin kendisini biraz arıyoruz, bulmaya çalışıyoruz," diyen Arınç sözlerini şöyle tamamlamıştı: "Adalet kutup yıldızı gibi, insan yolunu kaybetse, ona bakıp yolunu bulacak. Adalet de tam olacak inşallah."
Adalet Bakanı Sadullan Ergin ise, 5 Şubat'ta düzenlenen Türkiye'de İfade ve Medya Özgürlüğü başlıklı konferansında, "Demokrasi korkuların değil hürriyet şarkılarının rejimidir. Biz bu şarkı bitmez diye yola çıktık. Türkiye ifade özgürlüğü alanında daha müreffeh gelecek için adımlarını atacak," dedi.
Ergenekon'un tutukluluk bilançosu
Hızlı ve tutuksuz yargılama esas olmasına rağmen özellikle Ergenekon davasındaki uzun tutukluluk süreleri dikkat çekici. AKP'nin "tutuksuz yargılamayı" öne alan 3. yargı paketi pek çok dava için uygulanmış olsa da Ergenekon, KCK ve Balyoz davalarının tutuklu sanıkları bu paketten faydalanmadı.
Gazeteci Mustafa Balbay üç yıldan uzun süredir, Tuncay Özkan beş yıldır, Yalçın Küçük iki yıldır tutuklu. Bunlar kamuoyunun yakından takip ettiği davanın öne çıkan isimleri. Ama yalnız değiller.
Özgür Radyo Yayın Koordinatörü Füsun Erdoğan, 7 yıldır hakkında bir hüküm verilmeden tutuklu yargılanıyor.