Türkiye'nin çatısı Ağrı Dağı'nın buzulları eriyor
TÜRKİYE'nin çatısı olarak nitelendirilen Ağrı Dağı'nın 4 bin ile 5 bin 137 metre arasında bulunan şapka buzulları sıcakların etkisiyle eriyor. Dağın eteklerindeki bazı köyler özellikle aşırı sıcaklarda buzulların erimesi ile sele maruz kalıyor.
İran ve Ermenistan sınırında yer alan Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesi ile Iğdır arasında bulunan 5 bin 137 metrelik yüksekliğiyle Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın buzulla kaplı zirvesi her geçen gün eriyor.
Her sene dünyanın dört bir yanından dağcı grup ve turistlerin akın akın geldiği Ağrı Dağı'nın zirvesinde bulunan 10,2 kilometrekarelik alana sahip şapka buzulu güneyden Ağrı Doğubayazıt'ta Öküz Deresi'ne, kuzeyden ise Iğdır Aralık'ta Cehennem Vadisi'ne kadar uzanıyor.
Buzulların erimesi ise en iyi dağcılar tarafından gözlemleniyor.
Buzulların erimesini Ağrı Dağı'nın ağlamasına benzeten Erzurum Alpin Doğa Sporları Kulübü Başkanı ve dağ kayağı ile tur rehberliği yapan Mustafa Tekin, şunları söyledi:
"Profesyonel dağcı ve dağ rehberiyim. Yaklaşık 23 yıldır Ağrı Dağı'na tırmanıyorum. 200'ün üzerinde faaliyete katıldım. Bu son 23 yılda Ağrı Dağı'ndaki ciddi değişim gerçekten korkutucu boyutta çünkü inanılmaz hızlı bir şekilde buzullar eriyor. Özellikle son 10 yılda Öküz Deresi diye tabir edilen vadi, buzullarla kaplıydı ama şu an tamamen eridi. Buz eriyince alttaki kara parçaları ortaya çıktı ve erime çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Ağrı Dağı'na 4 tırmanış rotası var. 15 yılda bu rotalarda yönüne göre 70 ile 100 metre arasında bir erime oldu. Zaman zaman erimeden dolayı dağın altındaki yerleşim alanlarında sele neden oluyor. Küresel ısınma gerçekten de korkutucu boyutta. Herkes elini taşın altına koyup buna bir çözüm yolu bulmalı. Sanırım bu nesil buzulların bittiğini görecek. Maalesef durum korkutucu boyutta. Bu hızlı erimeden dolayı zaman zaman sel de olabiliyor. Dere yataklarından çamurlu su, buzul suları geliyor. Maalesef sadece buzullar değil dünyamızı hızlı bir şekilde kaybediyoruz. Bir an önce el ele verip bu kaybın önüne geçmeliyiz yoksa yaşayacağımız başka bir dünya yok."