BIST 9.673
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.959,51
HABER /  GÜNCEL

'Türkiye'nin büyük oyununa dikkat'

Daily Telegraph gazetesinde bugün basılan makalesinde Con Coughlin, Suriye ile artan gerilimde Başbakan Erdoğan'ın suçsuz olmadığını; ve hatta bölge için çok başka planları olduğunu savunuyor.

Abone ol

Daily Telegraph gazetesi dış politika yazarlarından Con Coughlin Türkiye-Suriye gerilimi ve uluslararası tepkileri bugün 'Türkiye'nin büyük oyununa dikkat' başlığı altında köşesine taşıdı.

Coughlin, Türkiye ile Suriye arasındaki sınırda artan gerilimde ilk ateş açan taraf olmasından dolayı Suriye'nin suçlanmasına rağmen "mesele bölgedeki çatışmaların ateşine körükle gitmek olunca Tayyip Erdoğan da tam anlamıyla suçsuz olduğunu iddia edemez" diyor.

Coughlin, Türkiye'nin Katar ve Suudi Arabistan'la beraber çalışıp, son bir yıldır Suriye devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirme planlarına liderlik yaptığını; bu ülkelerin ayrıca Esad'ın Alevi yönetici kliğini Şam'dan sürmeyi istediğini iddia ediyor.

Türkiye'nin Suriye çabaları

Coughlin yazısını şu satırlarla sürdürüyor: "Türkiye, Suriye'deki muhaliflere verilecek uluslararası desteği dikkatli bir biçimde koordine ediyor. Muhaliflere ulaştırılacak silahların, yardımın ve gönüllülerin sınırdan geçirilmesi için Türkiye'nin güneyinde bir komuta merkezi kurduğu bilgileri bile var. Kısacası, Esad'ın hâlâ iktidar koltuğunda oturduğu rejimin değişmesi için Türkler canla başla çalışıyor."

Daily Telegraph yazarı, Akçakale'de beş sivilin hayatını kaybettiği top ateşinin Suriye ordusu askerlerinden gelip gelmediğinin kesinlik kazanmadığını kaydettikten sonra şöyle devam ediyor: "Ama eğer Suriyeli muhalifler sınırın Türkiye tarafında faaliyet gösteriyor ve Türk yetkililer buna göz yumuyorsa, o zaman Suriye askerleri de onlara ateş açma hakkını kendilerinde görmüş olabilirler."

Con Coughlin makalesinin devamında, Türkiye'yi kışkırtmak için Suriyeli muhaliflerin de Türkiye'ye ateş etmiş olabileceği ihtimalinden söz ederek, "Akçakale'ye yapılan saldırından kim suçlu olursa olsun, olayın etkisiyle Batılı güçler harekete geçti, ve kınamak için Nato 28 üyesini acil toplantıya çağırdı." diyor.

'Fedakârlıkla bağdaşmayan nedenler'

Coughlin, Türkiye'ye geçen tahminen 80 bin mültecinin dramını da batının müdahelesi için rejim değişikliği gereğinin yanısıra öne süren Erdoğan'ın, Nato'dan çıkan karardan muhtemelen çok memnun olduğunu yazdıktan sonra, "Ama Nato kendini Türkiye'nin savunmasına daha fazla adamadan önce, üye ülkelerin liderleri, Şam'daki yönetimin değiştirilmesi için Erdoğan'ın pek fedakârane görünmeyen nedenlerini düşünmeli" diye ekliyor.

"Bazıları, Erdoğan'ın 12 yıllık Başbakanlığı sırasında kişi başı gelirin neredeyse üçe katlanması ve ülkenin bölgesel bir güç haline gelmesiyle, ilerici bir Müslüman hükümetin neler yapabileceğini kanıtladığını söylüyor. Washington ve Londra da bu yüzden Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin tam üyelik başvurusuna çıkardığı engelleri gözden geçirmesini istiyor."

"Erdoğan'ın etkileyici ekonomik başarısına karşın, kendisinin gittikçe daha da otoriter davranması, radikal İslamcı hükümetlerin müttefiki olmaya çalışması ve politikalarını eleştiren gazeteci ve siyasetçilerin hapse atılması göz önünde bulundurulmalı. Orta Doğu'da Araplar ayaklanmaya başlamadan önce, Erdoğan [İran'daki] Ayetullahlarla ilişkileri geliştirmeye çalışıyordu."

Coughlin'e göre, Erdoğan bir süre sonra İran'ın bölgedeki en önemli müttefiki olan Esad rejiminin ayakta kalmasına daha fazla seyirci kalamayacağını farkederek bu siyasetten vazgeçmiş.

'İslamcı gündem'

Daily Telegraph'daki yazısında Coughlin, Erdoğan'ın şimdi Mısır'da seçimlerden galip çıkan Müslüman Kardeşler, ve bu gruptan gelen Devlet Başkanı Muhammed Mursi'ye yanaştığını söylüyor.

"Tıpkı Mursi gibi Erdoğan da Suriye'de Müslüman Kardeşler'in ülkedeki krizden kazanan taraf olarak çıkmasından memnun olur" diyen Coughlin, böyle bir durumun Kuzey Afrika'dan Doğu Akdeniz'e kadar bir 'Sünni kemer' olarak nitelediği 'İslamcı hükümetler ağının' oluşmasına yol açacağını iddia ediyor.

Daily Telegraph yazarı Con Coughlin, yazısını şöyle sonlandırıyor: "Böyle bir gelişmenin Batı'nın çıkarlarına uyup uymayacağı oldukça belirsiz. Dün Türkiye Parlamentosu'nun Erdoğan'a Suriye'ye girmesi için 'yeşil ışık' yakmasının ardından, Nato liderleri Türk Başbakanı'nın İslamcı gündemine hizmet etmekten başka bir işe yaramayacak bir çatışmaya bulaşmamaya dikkat etmeli."