İnternet Günleri yaklaşırken Türkiye hala büyük bir ayıbını örtmeye çalışıyor. Bu ayıbın sorumlusu ise siyasetin kendisi!
Abone olİnternet Medyası kendi yasasını daha çok bekleyecek! Bu ifade belki çok iddialı gelebilir; ancak vaziyet işte bu noktayı işaret ediyor. TBMM’de ilgili komisyonlarda bu konuda bekleyen bir taslak yok. İşin en kötü tarafı ise konunun muhatapları olan siyasiler yani seçilmişlerin bir bölümü internetten hala bi haber!
İnternet Medyası Derneği Başkanı Hadi Özışık, Nisan ayında kutlanacak İnternet Günleri öncesi, İnternet Medyası konusundaki yasal boşluğu bir kez daha gündeme getirdi. Özışık’ın “siyasilerin üzerinde kamuoyu baskısının artırılması” çağrısı ne kadar karşılık bulur ya da siyasiler bu konudaki isteklere ne kadar daha kulak tıkar bilinmez; ancak durum böyle bir süre daha devam ederse, internet sitesi olan her yayıncı para cezalarına çevrilmeyen ağır hapis cezalarıyla karşılaşacak. İşin en kötüsü de yasal boşluğun; işin niteliği açısından Basın Kanunu çerçevesinde değerlendirilirken verilen cezaların yorum farkı nedeniyle para cezasına çevrilmemesine imkan tanıması.
YASAL SORUNLAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
İnternetin ekonomiden ticarete, devlet kurumlarından sanayi kuruluşlarına, hastanelerden adliyelere, medyadan bankalara ve hatta köşe başındaki simitçi fırınına kadar bir çok alanda kullanılmaya başlaması, Türkiye’deki hukuk sorunlarını da beraberinde getirdi. Bu konudaki yasal boşluk, siber fırtınaya hazırlıksız yakalanan Türkiye’yi, yeni yasal düzenlemeler yapmak yerine mevcut yasalara internetin ruhuna aykırı da olsa ufak tefek düzenlemeler yaparak geçiştirmeye
ÇİÇEK'TEN İNTERNET MEDYASINA DESTEK |
İnternet Medyası Yasa Taslağı'yla ilgili olarak daha önce sorularımızı cevaplayan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, bu konudaki yasal boşluğu kabul ederek düzenlemenin şart olduğunu söyledi. İnternetin yeni bir alan olduğunu ifade eden Çiçek'e göre de en önemli sorun eski mevzuatla yeni durumun açıklanmaya, yorumlanmaya çalışılması. Çiçek, Adalet Bakanı iken internet suçlarıyla ilgili suç ve ceza kısmıyla ilgili yasa tasarısı hazırladıklarını ancak bunlarında eskidiğini söyledi. |
itti. Durum böyle olunca 1991 yılında Ceza Kanunu’nda yapılan küçük değişiklik ve sonrası 2004 yılında TCK’da yapılan yenilemede “Bilişim Alanında Suçlar” başlığının küçük bir dokunuşla geçiştirilmesine neden oldu.
TASARILAR TOZLU RAFLARDA
Amerika ve Almanya’da mevcut yasal düzenlemelerle, interneti haber alma kaynağı olarak tanımlarken; bu konuda özellikle yayıncı kuruluş bazında koruyucu bir takım önlemler alınmış. Özellikle Almanya’da 1997 yılında yürürlüğe giren Teleservis Yasası, internet servis sağlayıcılarından internet yayıncılarına kadar birçok konuda “açık hak ihlalleri ve telif haklarında” önemli düzenlemeler yaparak pratikte büyük kazanımlar elde ederken, Türkiye özellikle de Avrupa Birliği ülkelerine göre bir hayli geri kalmış durumda. İşin en üzücü noktası ise internet kullanımı dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldığında Türkiye’nin internet alanında özel yasalara sahip birçok Avrupa ülkesini geride bırakırken özel bir yasaya sahip olmaması.
MOBİL UYGULAMALARI NE YAPACAĞIZ?
Bu konuda Adalet Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu taslaklar ise henüz Meclis gündeminde dahi değil. İnternet Medyası Derneği (İMD) Başkanı Hadi Özışık başkanlığında yetkili kurullar tarafından hazırlanan ve muhataplarıyla paylaşılan taslak ise “İnternet Medyası” için yeni düzenlemeler öngörüyor ve sorunlu gazetecileri kanunlar önünde sorumlu hale getiriyor. Buna rağmen, tasarının bir türlü Meclis’in gündemine getirilemediğini söyleyen Özışık’a göre çeşitli bahanelerle konuyu içinden çıkılmaz bir durum gösterilerek, yasal düzenlemeden kaçmaya çalışmaları interneti bilmemelerinden kaynaklanıyor. Amerika’da birçok Avrupa ülkesinde, politik kulvarın muhataplarının interneti her yönüyle kullandığına işaret eden Özışık, geleceğin internette inşa edildiğini söyleyerek “Amerikan seçimlerini irdelediğinizde politik başarının arkasında internetin inanılmaz gücünün varlığını hissedersiniz. Bunu biz değil bizzat Barack Obama’nın seçim kampanyasının yürütücüsü Davit Plouffe söylüyor. İnternet medyası konusunda dahi bir düzenleme yapamayan Türkiye, mobil teknolojileri mevcut yasaların neresine koyacaklar, yasal sorunlar karşısında nasıl davranacak neye göre hüküm verecek çok merak ediyorum. Sanırım biz bu uygulamaları da telefon, telgraf statüsüne koyup öyle değerlendirme yapacağız. Nisan ayında kutlayacağımız İnternet Günleri’ni bunun için bir fırsat kabul ediyorum. Tüm internet yayıncıları olarak birleşip, eteğimizdeki taşları bir kez daha dökelim. O gün bakanlara ve milletvekillerine bir kez daha derdimizi anlatalım. Boşverip geçmeyin, hiçbir şey olmazsa, sonuç alamazsak bile, bize dair söyleyeceklerimizi tarihe not düşeriz. Yapılmazsa, hep beraber hesap sorarız.” dedi.
YASAL BOŞLUK HAPİS CEZASI GETİRDİ
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
İnternet Medyası Derneği Başkanı Hadi Özışık’ın çığlığının boş olmadığı, geçtiğimiz günlerde Konya’daki bir mahkeme kararıyla daha iyi anlaşıldı. Özellikle internet üzerindeki medya kuruluşlarını tehdit eden yasal boşluk, bir köşe yazarına açılan davanın site sahibinin de ceza almasına neden oldu. İşin en kötü tarafı ise alınan bu kararla, artık bir okuyucu yorumunun bile açılacak ceza davasından para cezasına çevrilmeyecek ağır hapis cezası almasına neden olabilecek.
İşte Konya’da yayın yapan Aktifkulis adlı haber sitesinin sahibi Ahmet Şükrü Kılıç’ın mahkeme sürecinde yaşadıkları;
Sahibi olduğunuz haber sitelerine açılan iki dava kararında da hapis cezası aldınız. Yargıtay da cezayı onaylarsa hapis yatacaksınız. Öncelikle geçmiş olsun. Gazete ile internet haber portalları arasındaki uygulama farkının en canlı örneği durumundasınız. Bu cezaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ahmet Şükrü KILIÇ: Sitedeki bir köşe yazarının yazdığı yazı nedeniyle hapis cezası aldım. Mahkeme karar vermiştir konunun bu tarafını ele almaya gerek yok sanırım. Esas olan bu cezaların nasıl bir karşılığı olduğudur. İnternet habercilikle gazeteler arasında adaletsiz bir uygulama farkı var. Türkiye’de İnternet Medyası’nın kendine ait bir yasasının bulunmaması nedeniyle apaçık bir hukuk ihlali yaşanmaktadır. Bunun sorumlusu yargı değil, tamamen siyasi iradenin sorumluluğunda olan bir boşluk var. Teknolojide büyük atılımlar oldu. Bilgisayar dediğimiz şey internet ağıyla dünyayı ayağınıza getirdiği gibi, sizi de dünyaya taşıyor. İnternet haberciliğin 10 yılı biraz geçen bir geçmişi bulunuyor.
ON YILDA BİR YASA ÇIKARILAMAZ MI?
Koskoca on yıldan bahsediyoruz. İletişim ağını sağlayan bir ülke, sağladığı ağ üzerinden yayın yapan her neyse hukuki düzenlemesini yapmak zorundadır. Asıl burada insanın canını acıtan bir gerçek daha var. Siyasiler, daha doğrusu milletvekilleri internet hizmetlerini ne yeterinde tanıyor ne de kullanıyorlar. Tanış oldukları bir yapı olsa bu kanunun çıkması bu kadar gecikmezdi. Yargıda da inisiyatif eksikliği olduğunu söylemeliyim.
İNTERNET MEDYASI YANLIZ BIRAKILDI
İnternet üzerinden yapılan haber, yazı, görüntü ya da yorumların mahkemeye taşınması durumunda, basın yasasına atıflar yapılmakta ama ceza takdiri tamamen şahsi bir hüviyet kazandırmaktadır. Gazetelerde yayınlanan yazı ve haberlerden imza sahipleri ne kadar sorumluysa, yazıişleri müdürleri de o kadar sorumludur. Yazıişleri müdürleri hapis cezası alsalar da para cezasına çevrilir. İnternet haber sitelerinde durum tamamen farklıdır.
MAHKEMELER DE KARARSIZ
Mahkeme kararlarında gazete yasası literatürü kullanılmaktadır, iş ceza vermeye geldiğinde yazan kişi de site sahibi de aynı cezaya çarptırılmaktadır. Mahkeme tutanağında aldığım ceza için kullanılan kavram, sorumluluk anlamındadır, açıkça yazıişleri müdürü sıfatlandırması da yapılmıştır. Cezalandırılma durumunda yazıişleri müdürü sıfatlandırmanızın bir hükmü kalmıyor. Şahsi hakarete dönüşüyor. İnternet haber sitelerinde yazılan her yazıdan, her haberden dolayı yazarlar da ceza almaktadır, site sahipleri de. Gazetelerde durum farklıdır. Gazete sahipleri cezaların tamamen dışında tutulmaktadır. Haber yapan ya da köşe yazarı cezalandırıldığı gibi, yaıişleri müdürleri de sorumlu tutulmaktadır. İnternet sitelerinde böyle belirgin, çerçevesi çizilmiş bir durum söz konusu değil. Her yazı, her haber bir şahsın, diğer şahsa yaptığı hakaret olarak değerlendirilmektedir. Kurumsal hiçbir karşılığı yok. Mektupla hakaret neyse, internet sitelerinden yazılan yazıların hakaret boyutu varsa durumu aynıdır. Ama postacı da aynı cezayı almaktadır, pul yapıştıranı da aynı cezayı almaktadır. Bu kadar saçma, bu kadar geri bir durum yaşanmaktadır.
Bu konuda internet haber sitesi sahiplerinin duyarlığını yeterli buluyor musunuz?
İnternet haber sitelerinin resmi hiçbir karşılığı olmasa da, ceza verilmesi durumuna gelindiğinde resmi bir durum yaşanmaktadır. Devlet nezdinde hiç ciddiye alınmıyorsunuz, diğer tarafta site sahipleri de devletin kendilerini gördüğü algıya teslim oluyor. Bu konuda binlerce internet sitesi var, ne yazık ki sivil bir platformda yaptırım karşılığı olan bir yapılanmada bulunamıyorlar.
İnternet sitelerini bağlayacak olan yasada öncelikle neler olmalıdır?
Basın yasasına uygun, denklik sağlanması bile yeterli olacaktır. Tekzib gönderilmeyen yazılardan dolayı bir ceza uygulamasının önüne geçilmelidir. Hakaret davalarından dolayı haciz işlemlerinde ev korumaya alınmalıdır. Mal varlıklarına el konulabilir ama eve gelecek olan haciz işlemlerinin önüne geçilmelidir.
CEZAEVİNDE KİME NE DERİM?
Bir an önce internet yasası çıkarılmalıdır. Gerçekten büyük bir ayıp yaşanmaktadır. Sırf yasa boşluğundan dolayı ben neden bir-kaç yıl hapis yatayım. İçeriye girdiğimde koğuş arkadaşlarından biri sen ne için ceza aldın dese; birine bir tanıdığım hırsız dedi, bir başkasına da ben haysiyetsiz dedim 3 yıl hapis cezasına çarptırıldım desem onları inandıramam. Bunun başka bir işleri vardır diye şüphe duyarlar. Böyle bir zulüm olabilir mi? Bir kişi hakkında açılan davaya, üç kez ifade verilmeye gitmediğinde hakkında yakalanma emri çıkarılabiliyor.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
İnternethaber Türkiye’nin en çok okunan haber sitesi… Konunun canlı tutulmasında katkılarını bekliyorum. Kamuoyu oluşturmada üzerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Duyarlığınız için teşekkür ediyorum…