Türkiye'nin AB üyeliği müzakerelerinde üç yılın ardından ilk kez yeni bir fasıl açıldı. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Geçikmiş olumu bir adım" yorumun yaptı.
Abone olTürkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinde üç yıldan uzun bir sürenin ardından lk defa yeni bir fasıl açıldı.
Brüksel’de Türkiye’den AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin katılımıyla düzenlenen hükümetler arası konferansta, 22 numaralı ‘Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu’ faslının açıldığı duyuruldu.
Bu son adımla Türkiye’nin resmi olarak 3 Ekim 2005’te başlayan AB üyeliği müzakereleri sürecindeki toplam 33 fasıldan 14’ü açılmış oluyor.
Euroactiv internet sitesinde yer alan habere göre, yeni fasla karşı çıkan Fransa’nın vetoyu kaldırması üzerine 26 Haziran ayında açılması bekleniyordu.
Ancak Haziran ayında Gezi Parkı olaylarının çıkması üzerine yeni fasıl Almanya’nın itirazına takıldı ve Avrupa Komisyonu’nun İlerleme Raporu sonrasına bırakıldı.
Yeni açılan 22 numaralı ‘Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu’ faslı, bölgeler arasındaki sosyo-ekonomik farklılıkların azaltılmasına yönelik çalışmalar ile AB’nin finansal aracı olan ve AB üyeliğiyle kullanılabilen ‘Yapısal Fonlar’a ilişkin tüzükleri ve fonların kullanımına yönelik mekanizmaların kurulmasını içeriyor.
Üyelik müzakereleri sürecinde açılan 25 numaralı ‘Bilim ve Araştırma’ faslı geçici olarak kapalı durumda bulunuyor.
Bir önceki başlık 30 Haziran 2010’da açılan 22 numaralı ‘Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı’ faslıydı.
Brüksel’deki hükümetler arası konferansa katılan Egemen Bağış, yeni faslın açılmasını “gecikmiş olumlu bir adım” olarak değerlendirip ‘Türkiye’ye çok önemli yansımaları olacağını’ söyledi.
Bağış ayrıca, yargı ve temel hakları ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarının önündeki siyasi engellerin de kaldırılması çağrısında bulundu.
Avrupa Komisyonu’nun 2013 Türkiye ’nda yeni faslın açılacağı duyurulmuş, Türkiye’ye demokrasi paketi konusunda övgüler yöneltilirken, Gezi Parkı olayları sırasında polisin aşırı şiddet kullanması ise eleştirilmişti.