Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 1980-2001 yılları arasında ölüm istatistiklerine dayanarak hazırlanan bir çalışmada, yaşam süresinin bir yıl uzadığı belirlendi.
Abone olTürkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 1980-2001 yılları arasında ölüm istatistiklerine dayanarak hazırlanan bir çalışmada, Türkiye’de söz konusu tarihlerle beklenen yaşam süresinin bir yıl uzadığı belirlendi. Yaşar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilgün Moralı ve Araştırma Görevlisi Esra Turan tarafından yapılan çalışmada, 1980-2001 arasında TÜİK’in ölüm istatistikleri baz alınarak hazırlanan hayat tablolarından elde edilen beklenen yaşam süreleri incelendi. Çalışmada, son yüzyılda gerçekleşen hızlı teknolojik değişime paralel olarak sağlık sektöründe yaşanan gelişmeler ve yaşam standartlarının yükselmesinin dünya genelinde insan ömrünün bir önceki yüzyıla oranla uzamasına neden olduğu bildirildi. Yapılan değerlendirmede, BM Kalkınma Programı’nın 2003 yılı "İnsani Gelişme Endeksi" verilerine göre, doğumda beklenen ortalama yaşam süresinin dünya ortalamasının 66.7 olarak hesaplandığı, aynı raporda bu sürenin Türkiye için 70.1 olarak verildiği ifade edildi. ÜÇ AŞAMALI ÇALIŞMA Üç aşamalı olarak yapılan çalışmanın ilk ayağında, öncelikle 1980- 2001 TÜİK ölüm istatistiklerine dayanılarak kadınlar, erkekler ve her iki cins için toplu olarak ayrı ayrı yıllık hayat tabloları hazırlandı. Çalışmanın ikinci aşamasında, elde edilen hayat tablolarından 1980 ve 2001 yılları arası dönemdeki tüm yıllarda kadınlar, erkekler ve toplam için beklenen yaşam süreleri bulunarak, süredeki değişiklikler öncelikle grafikler çizilerek incelendi. Çalışmanın son aşamasında ise ortalama ömür süresinin ne kadar değiştiğini bulabilmek için 2001 yılındaki beklenen yaşam süreleri ile 1980 yılındaki beklenen yaşam süreleri arasındaki fark alındı. Türkiye’deki toplam nüfus içinde yer alan 0 yaşındaki birey için 1980 yılında beklenen ömür süresi yaklaşık 43 yılken, bu rakamın 2001 yılında 59’a çıktığı tespit edildi. Aynı dönemde kızların doğumda hayatta kalma süresi 46, erkeklerin 42 olarak öngörülürken, bu sürenin 2001 yılında kızlarda 62’ye, erkeklerde 57’e yükseldiği belirlendi. Çalışmada, bulgular ışığında bebek ölümlerinin 1980’den 2001 yılına kadar azaldığına dikkat çekilerek, doğumda beklenen hayatta kalma süresi büyük artış göstermesine rağmen, diğer yaşlar incelendiğinde bu kadar büyük bir artışın görülmediği vurgulandı. Türkiye’de ortalama ömrün arttığını gösterebilmek için yapılan testlerin sonucunda ise ülkede 1980 yılından 2001 yılına kadar tüm yaş grupları dikkate alındığında, kadınlarda, erkeklerde ve her iki grup birlikte düşünüldüğünde beklenen yaşam süresinin bir yıl artmış olduğu anlaşıldı. PROF. DR. MORALI’NIN DEĞERLENDİRMESİ Çalışmanın sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Nilgün Moralı, medyada veya halk arasında sürekli ortalama insan ömrünün uzadığına dair söylemler yer aldığı belirterek, çalışmayı, istatistiki verilerin bu söylemleri ne derece doğruladığını anlamak için yaptıklarını söyledi. Çalışmada, yeni doğan bebeklerle ilgili olarak ortalama ömür süresinde anlamlı bir uzama görüldüğünü anlatan Moralı, "Bebek ölümlerinin çoğu hastalıklar nedeniyle olur. Bu ölümler, aradan geçen yıllarda önemli ölçüde engellenmiş. Ancak, birey belli bir yaşa geldikten sonra karşılaşılan ölüm riskleriyle ilgili önemli bir ilerleme yok. Yeni doğan bebekler için doğumda beklenen yaşam süresi oldukça artmıştır, ancak belli bir yaşa kadar yaşamayı başarmış bir insan için kalan ömür beklentisi için değişen çok fazla birşey yok" dedi