BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'de şeker hastalığı

Son yıllarda kötü beslenmenin yaygınlaşması ile şeker hastası sayısıda artıyor.Şeker hastalığı için risk oluşturan faktörler ise şunlar:

Abone ol

Şeker hastalığı, ihmal edilmesi durumunda hemen hemen vücudun bütün doku ve organlarında tahribat meydana getiren hastalıkların başında geliyor. Hastalık en fazla göz, böbrek ve sinir sistemini olumsuz etkiliyor. Günümüzde uygulanmakta olan yoğun tedavi metotları, şeker hastalarının da insülin yetersizliğinin neden olduğu zararlardan korunmasını sağlıyor. Bu nedenle, günün birinde görme yeteneklerini kaybetmemek, böbrek yetersizliği nedeniyle diyaliz makinesine mahkum olmamak ve periferik sinir tahribinin neden olduğu, yaşam kalitesini düşüren şikayetleri yaşamamak için, şeker hastalarının kan şekeri düzeylerini ideal sınırlar içinde tutacak şekilde tedavi olmaları gerekiyor. Toplumda sağlık konusundaki hassasiyetin yeterince yüksek olmaması nedeniyle, şeker hastalığı olan pek çok kişi, hasta olduğunu bilmeden yaşıyor. Kimileri ise hastalığını çok geç dönemde, geri döndürülmesi mümkün olmayan zararlar ortaya çıktıktan sonra öğreniyor. Günümüzde çok büyük insan kitlelerini etkileyen bu önemli hastalığın ortaya çıkardığı zararlardan korunmak için hastaların etkin bir şekilde tedavi edilmesi kadar, erken teşhis de çok büyük önem taşıyor. Hastalığın erkenden teşhis edilmesini sağlamak için, herkesin, şeker hastalığı ile ilgili risk faktörlerini ve hastalığın belirtilerini bilmesi gerekiyor. Uzmanlar, şeker hastalığı için risk faktörlerini şu şekilde sıralıyor : - Ailede şeker hastalığı olan kişilerin bulunması, - Şişmanlık (ideal kilonun yüzde 20'sinden fazla kilolu olmak veya vücut kitle indeksinin 27 kg/m2'den fazla olması), - Yaşın 45'in üzerinde olması, geçmişte açlık kan şekerinin sınırda bulunmuş olması (IFG) veya yükleme testi sırasında kan şekeri düzeyinin normale çekilmesinde gecikme olduğunun (IGT) belirlenmiş olması, - Tansiyon yüksekliği, HDL-kolesterol düzeyinin 35 mg/dl'den düşük olması, - Trigliserit düzeyinin 250 mg/dl'den yüksek olması, - 4.5 kg'dan daha ağır bebek doğurmuş olmak. Uzmanlar, hastalığın belirtilerini ise şu ifadelerle tanımlıyor: - Aşırı susama, ağızda kuruluk hissi, - Sık sık ve çok miktarda idrar yapma, - Çok yemek yeme, - İzah edilemeyen kilo kaybı, - Sürekli yorgunluk hissi, - Zor tedavi olan enfeksiyonlar ve yaraların geç iyileşmesi, - Kadınlarda vajinada mantar enfeksiyonları, - Bulanık görme, ciltte kuruma ve kaşıntı, ellerde ve ayaklarda his azalması, uyuşma ve iğnelenme, - Erkeklerde cinsel fonksiyon bozuklukları.