Türkiye, çoğu gözlemcinin yakın tarihin en önemlisi olarak nitelediği seçim için pazar günü sandık başına gidecek.
Abone olTürkiye, çoğu gözlemcinin ''yakın tarihin en önemlisi'' olarak nitelediği seçim için pazar günü sandık başına gidecek.
Adalet ve Kalkınma Partisi seçimlerden anayasayı tek başına değiştirmesini sağlayacak 367 sandalyenin üzerinde bir sonuçla çıkma amacında.
Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi ise yüzde 20'lerin ortasındaki oy oranını yüzde 30'lara taşıyıp iktidar partisini de 40'lara ulaştırmama hedefiyle girdi seçime.
Milliyetçi Halk Partisi ise, barajın altında kalmama mücadelesiyle başlattığı kampanyanın sonunda baraj sorunu olmayan bir görüntü veren bir kampanya yürüttü.
Kürt siyasi hareketi ise, yüzde 10'luk baraj nedeniyle yine bağımsız adaylarla girdiği seçimde 12 Haziran sonrası Kürt sorununa çözüm arayışlarında güçlü bir söze sahip olma beklentisi taşıyor.
Karşılıklı suçlamalarla sert geçen kampanya sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi, özellikle İstanbul'da iki ayrı kent kurulmasını öngören ''kanal projesiyle'' ve 2023 vizyonu üzerine kurduğu kampanyasıyla daha genel konular üzerine odaklandı.
Ancak Cumhuriyet Halk Partisi'nin sosyal politikalar üzerine odaklanan kampanyasının yarattığı ivmeye karşılık vermek için yeşil kart, ulaşım, eğitim gibi halkın beğendiğini düşündüğü politikaları yeniden seçim gündemine taşıdı.
Siyasi kampanyasını hem BDP'yi hem de MHP'yi hedef alarak milliyetçi söylem üzerine kuran Adalet ve Kalkınma Partisi özellikle Kürt açılımı nedeniyle ülkenin iç kesimleriyle Batı'nda kaybettiği desteği yeniden canlandırma arayışına girişti.
Başbakan Erdoğan kampanyanın sonlarına doğru söylemini ''Ben yakalandığı sırada Başbakan olsaydım, ya Öcalan'ı astırırdım ya da hükümetten ayrılırdım'' diyerek 1999'da Öcalan'ın yakalandığı dönemde hükümet üyesi olan MHP lideri Devlet Bahçeli'yi de hedef aldı.
Cumhuriyet Halk Partisi ise, yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla girdiği ilk genel seçimde sosyal ve ekononomik politikalar üzerinden kampanyasını ''geçim'' sorunlarına odakladı.
Aile sigortası, öğrencilere yurt, emeklilerin maaşlarında iyileştirme, çiftçilerin kullandığı mazotun fiyatını 1.5 liraya düşürmek, ayrıca baskı rejimi ve korku imparatorluğu kurmakla suçladığı AKP'nin sekiz buçuk yıllık iktidarına karşı özgürlük mesajlarıyla öne çıkan Kılıçdaroğlu, mesajını halka ulaştırmak için bütün kentlerin yanısıra 200'den fazla ilçede de miting yaptı.
MHP ise, kaset skandallarıyla sarsılarak başladığı kampanyasında hem milliyetçi söylem hem de CHP gibi yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele üzerine kurduğu kampanyasıyla kampanyasını tamamladı.
CHP, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'yi bünyesine kattıktan sonra uzak durduğu Güneydoğu ve Kürt seçmenlere dönük hamlelerle de dikkat çekerken, Kılıçdaroğlu'nun daha önce parti yönetiminin bölgede sağlamayadığı popüleriteye ulaşması da kampanyanın parti hanesine yazılacak artılarından biri olarak görülüyor.
Adaylarına Yüksek Seçim Kurulu'nun veto kararıyla başlayan BDP destekli bağımsızlar da, vetonun kaldırılmasının ardından Güney Doğu'da kitlelerin yoğun katılımıyla bir kampanya düzenledi.
12 Haziran sonrasında yeni anayasa tartışmalarının yanısıra Kürt sorununa çözüm arayışları da ivme kazanacak. BDP, 20'lerdeki milletvekili sayısını bu seçimde AKP'nin bölgede yarattığı öfkeyi de lehine çevirerek 30'un üzerine çıkarıp yeni dönemde sesini yükseltebilecek bir güce erişme arayışında.
BDP'nin dikkat çekici hamlelerinden biri de Türkiye'de sosyalist solun önemli isimleri Ertuğrul Kürkçü'yle, Sırrı Süreyya Önder'i de bağımsız adaylar listesine eklemesi oldu.