kadının eğitimi konusunda, Türkiye'de son yıllarda önemli çalışmalar yapılıyor. İşte Türkiye'de yapılan çalışmalar ve yaşanan gelişmeler..
Abone olDünyada ülkelerin kalkınmışlık ya da geri kalmışlığının önemli göstergelerinden biri olduğu kabul edilen kadının eğitimi konusunda, Türkiye'de son yıllarda önemli çalışmalar yapılıyor.
Toplumun gelişmesinde önemli bir katkısı bulunan kadınların, eğitimleri, sosyal ve kültürel faaliyetler ile iş hayatındaki yeri, gelişmiş toplumlarda oldukça ilerlemiş durumda.
Son yıllarda Türkiye'de de kadının okur-yazar olması ve iş hayatına atılmasında önemli gelişmeler kaydedilirken, kadının her şeyden önce kendi kendine yetebilmesi ve tek başına ayakta durabilmesi için eğitimi konusunda çeşitli kampanyalar düzenlenerek, okur-yazarlık oranı yükseltilerek, kadının ekonomiye katkısı da artırıldı.
AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Şahin AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın ve erkeğin fırsat eşitliği üzerinde bir yaşam sürmesi ve yaşamı paylaşması üzerinde bir kurumsal altyapı oluşturması gerektiğini tespit ettiklerini söyledi.
Şahin, bu çerçevede bakıldığı zaman hala kadınların ve kız çocuklarının dezavantajlı durumda olduğu, eğitimde kız çocuklarının erkek çocuklara oranla daha az eğitim aldığı, buradaki oranın yüzde 10 civarında geride kaldığının görüldüğünü ifade ederek, ''Bugün geldiğimiz noktada hem ilkokullaşmada, hem de ortaokullaşmada kız ve erkek çocuklarının toplam olarak oranları arttı. Kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklara göre yüzde 10 gibi gerideyken bugün bu oran yüzde 3-4'lere düştü'' dedi.
2000 yılında yüzde 19,4 olan okuma-yazma bilmeyen kadın oranının 2009 yılında yüzde 11,6'ya düştüğünü, genel anlamda net okullaşma oranının ilköğretim düzeyinde yüzde 98'lere ulaştığını, kadınlarda ise bu oranın 2000-2001 öğretim yılında yüzde 90,8 iken 2009-2010 eğitim döneminde yüzde 97,8 olarak gerçekleştiğini dile getirdi.
KIZ MESLEK LİSELERİNE AĞIRLIK VERİLECEK
Fatma Şahin, eğitilemeyen kız çocuklarının toplumun değişiminde ve gelişmesinde rol almasının mümkün olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:
''Kadının, annelik sıfatı dolayısıyla taşıyıcılık sıfatı da var. Eğer siz toplumu geliştirmek, modernleştirmek eğitimli bir toplum haline gelmek istiyorsanız, kalkındırmak istiyorsanız, bu kadınsız olmaz. Kız çocukları okutulmadan da bu murada ermenin mümkün olmadığını gördük. Bugün geldiğimiz noktada 2002-2010 yılları arasında çok ciddi manada iyileştirmeler gözüküyor. Türkiye istatistiklerine baktığımız zaman iyileştirmeler görünüyor. Ancak yine de bir takım eksiklikler var. Örneğin Gaziantep'te 15 bin kızımızı okullaştırmamıza rağmen hala 3 bin civarında kızımızın okula gitmediğini gördük. İlkokul 2-3. sınıftan ayrılmış, fakat yaş olarak artık 15-16 yaşlarına gelmiş ve o yaş grubunda bedensel gelişimi itibariyle gidip okuyacak durumu mümkün olmayan kız öğrenciler için yeni bir çalışma başlatıldı. Bu çalışmada da kaldığı sınıfla olması gereken sınıf arasındaki farkı hızlı bir şekilde öğretecek ve ara sınavlarla olması gereken sınıfa yetiştirecek bir seferberlik başlattık.''
Türkiye genelinde bu konuda çalışmalar yapıldığını, milli eğitim müdürlüklerinde, bir müdür muavininin başkanlığında oluşturulan ekiplerin, kanaat önderlerinin de yardımıyla kız çocuklarının ailelerini ikna ederek bu yeni sistemin onlara anlatıldığını ifade eden Şahin, kız ya da erkek çocuklarında (ben okumayayım) diye bir irade olmadığını, fakat ailelerde, (artık büyüdü nasıl okuyacak) düşüncesiyle bir tedirginlik yaşandığını dile getirdi.
Şahin, ''Eğitimcilerin ve kanaat önderlerinin bir araya gelerek ailelere bu yeni sistemi anlatmasıyla, çok ciddi sayıda kız çocuğu yeni sistemin içine girmeye başladı. O hale geldi ki kız meslek liseleri ve kız liselerine talep, tahminimizden çok daha fazla oldu. 2011 yılı planlamasını da bu taleplere göre yaptık. Bunların hepsini şu anda bire bir takip ediyoruz. Kız meslek liseleri daha çok olacak. Talep ona doğru gidiyor, aile kız çocuğunu okutmak istiyorsa diyor ki, (ben liseye kadar çocuğumu bir meslek kazanacağı şekilde okutmak istiyorum, benim maddi gücüm çocuğumu üniversite okutmaya yetmiyor). Bu nedenle meslek liselerine çok fazla talep oluyor.''