BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Türkiye'de inanılan iki komplo!

ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal Türkiye ile ilgili ilginç bir analiz yayınladı. İşte Türkiye'de inanılan iki komplo;

Abone ol

ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal’a göre Türkiye’de herkes bu iki kompodan birine inanır:

1 Ak Parti’nin gizli amacı laik devleti yıkmak. Türkiye’yi Batı’dan kopartmak, İslam yasalarına dayatmak

2 Ak Parti demokrat ve modern. Gerçek komplocular ordunun üst düzey üyeleri, yargı ve istihbaratçılar

ABD’DE yayımlanan Wall Street Journal gazetesi, dünkü sayısında yer verdiği bir makalede Türkiye’de komplo teorilerinin halk arasında büyük yaygınlık gösterdiğine dikkat çekti ve Batı’nın Türkiye’nin paranoyasını gözardı edemeyeceğini öne sürdü. İstanbul’da yaşayan bir gazeteci ve “There Is No Alternative: Why Margaret Thatcher Matters” (Başka Alternatif Yok: Margaret Thatcher Neden Önemlidir” isimli kitabın da yazarı olan Claire Berlinski tarafından kaleme alınan ”Komplolar Ülkesi“ başlıklı yazıda şu ifadelere yer verildi:

PROJEDEN VAZGEÇTİM: Geçen sonbaharda İstanbul’da çok az sayıda kadının dövüş sanatı öğrendiğini gözlemleyerek, yerel dövüş sanatı hocalarıyla birlikte kadınlar için kendini savunma girişimi başlatma fikrini geliştirdim. Projem ilk aşamada büyük ilgiyle karşılandı, özellikle de Türkiye’de aile için şiddet oranlarının yüksek olmasından endişe duyan kadınlar arasında. Ancak şehirdeki diğer dövüş sanatı hocaları, dövüş sanatı piyasasından alacakları paydan olacaklarından kuşkulanarak rahatsızlık duymaya başladı. İstanbul, girişimin dövüş sanatları kurslarının birbirlerini piyasadan silmek, öğrencilerini çalmak için kurulan bir komplo olduğuna dair çılgın bir dedikoduyla çalkalandı. Dövüş sanatı okulları, komplo ve karşı-komplo düşünceleri içinde kendilerini tüketti. Tiksintiyle fikrimden vazgeçtim. Türk sosyal ve siyasi yaşamında komplo teorileri ve paranoyanın oynadığı çarpıcı role yabancı olan kimse bu duruma şaşırmayacaktır. Geçen ay 50’nin üzerinde askeri yetkili darbe yapmayı planlamak iddiasıyla gözaltına alındı. Tutuklananlar, hükümeti devirmek için camileri bombalama ve Yunan jetlerini düşürme gibi planlar yapmakla suçlanıyor. İddiaların doğru olup olmadığını bilmiyorum. Ne olursa olsun bu ülke acı verici komplo teorileri içinde boğuluyor.

KOMPLO 1: Türkiye son yarım yüzyılda üç askeri darbe gördü ve tanım gereği komplo olmadan darbeye de sahip olamazsınız. Ülkede hemen hemen herkes, iki büyük komplodan birine inanır. Birincisinde AKP dini bir kandırmacanın içinde, yönetimin tüm unsurlarını kontrolü altına alma arayışında olan bir parti. Gizli amacı laik devleti yok etmek, Türkiye’yi Batı’da kopartmak ve nihayetinde İslam yasalarını dayatmak. Bu öyküde bir tarikat lideri, partiyle görünmez bağları olan ve Utah’ta sürgünde bulunan Fethullah Gülen’in görüntüsü, özel bir korku uyandırıyor. Onu eleştirenler Türkiye’nin Ayetullah Humeyni’si olmasından korkuyorlar, yardımcılarının Türk siyasi teşkilatı organlarına sızdıklarını, bir zombi ordusu gibi, bir işaretle uyanmak üzere bulundukları yerde hareketsiz durduklarını söylüyorlar.

KOMPLO 2: İkincisi ise, AKP’nin tam olarak göründüğü gibi olduğunu kabul ediyor; Batının iş yapabileceği ve yapmak durumunda olduğu modern ve demokratik parti. Gülen’in taraftarları gerçek komplocuların -çılgın, kolları her yere uzanmış bulunan ordu, istihbarat servisleri, yargı ve organize suç örgütlerinde yüksek düzeyli kişilerin gizli ittifakı olarak adlandırdıkları ’Derin Devlet’ denen şeyin üyeleri olduğunu söylüyorlar. Her ikisi de inandırıcı ve bazı sağlam delillerle destekleniyor. Ancak en önemlisi bu teorilerden herhangi birine hemen hemen herkes tarafından inanılıyor olması. Bu, Türk siyasetinin Batı’ya kendiliğinden alarm vermesi gereken paranoyak tarzıdır.

TEMEL HASTALIK: Türkiye’nin temel hastalığı İslamcılık ya da yaramaz işlere giden asker değil, seçmen katılımı boyası altındaki yolsuzluklar ve otoriterliktir. Milletvekilleri sınırsız dokunulmazlığa sahip, aynı şekilde atadıkları bürokratlar da bu haktan yararlanıyor. Yolsuzluk ve nüfuz ticareti kaçınılmaz sonuç.

Komplolar vatandaşların kendilerini açık şekilde ifade etmeleri durumunda cezalandırılacağını düşündükleri, gücün yasadışı görüldüğü, insanların sistemi etkileyecek araçlara erişiminin sağlıklı olmadığı yerlerde artar. Türkiye’de her vatandaş hayatta kalabilmek için yalan söylemesi ve bir komplonun parçası olması gerektiğine inanıyor. Herkes, herkesin yalan söylediğini ve kendisine karşı komplo kurduğunu düşünür. Çünkü bunu düşünen kişiler de yalan söylüyordur ve bir komplonun parçasıdır.