BIST 9.599
DOLAR 35,24
EURO 36,82
ALTIN 2.961,65
HABER /  EKONOMİ

Türkiye'de 'Holding Bankacılığı' geri dönüyor

Yatırım bankalarının kendi grup şirketlerine kullandırdığı yüksek miktarlı krediler uzmanlara göre 2001 öncesi holding bankacılığı uygulamalarına benziyor.

Abone ol

Çalık Holding ve Aktif Bank arasındaki borçlanma ilişkisi CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak'ın geçen hafta TBMM'ye verdiği soru önergesiyle gündeme geldi. Öztrak, Aktif Bank'ın ihraç ettiği tahvillerin kamu bankalarınca alındığı iddiasını sorarken, bankanın kredilerinin yarısı da sahibi olduğu Çalık Holding'e kullandırıyor.

Wall Street Journal'in haberine göre bu durum Türkiye'deki yatırım bankalarının kanunda sağlanan muafiyetle kredilerinin çoğunu grup şirketlerine sağlayabilmesinin bir sonucu. Yatırım bankalarının kendi grup şirketlerine kullandırdığı yüksek miktarlı krediler uzmanlara göre 2001 öncesi holding bankacılığı uygulamalarına benziyor.

AktifBank, yatırım bankaları arasında kendi şirketlerine en yüksek miktarlı kredi kullandıran olarak dikkat çekiyor. Banka, çatı şirketi Çalık Holding'e kullandırdığı kredilerin, toplam krediler içindeki oranı 2011-2012 döneminde yüzde 50'ye yükseldi. 2013'ün ilk 9 ayında Aktifbank'ın kullandırdığı toplam 3,6 milyar liralık kredinin 2 milyar lirası da Çalık Holding'e verildi. Kasım ayında görevinden ayrılana dek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın başında olduğu Çalık, Aktif Bank'tan 2012 yılında da 1,275 milyar lira kredi almıştı. Bu 2007'de aldığı 19,2 milyon liralık krediden 104 kat fazla.

"Bir grup şirketine yönelik büyük yoğunlaşma varsa BDDK bu konuda önleyici, uyarıcı olmalıdır. Kanun izin veriyor diye grup şirketlerin kredi yoğunlaşmasına göz yumulamaz" diyen Sermaye Piyasası Kurulu Eski Başkanı Ali İhsan Karacan, "BDDK yoğunlaşma riski konusunda uyarmalı ve bu riski azaltmasını istemelidir. Bu BDDK'nın görevidir. Biz holding bankacılığının 2001 ile bittiğini sanıyorduk. Bu uygulamalar bunun bitmediğini gösteriyormuş" diye konuştu.

Aktifbank'ın kullandırdığı kredilere için fonlamayı ağırlıklı olarak ihraç ettiği tahvillerle sağlıyor. Aktif'in tahvil satışları da artarak 2012'de 1,4 milyar liraya 2013'te ise 1,49 milyar liraya yükseldi. Yetkililer bankanın toplam tahvil satışlarını 2013'te yaklaşık üç kart artırmasına izin verdi.

Sermaye Piyasası Kurumu ve BDDK konuya ilişkin yorum yapmadı.

Mevduat toplamak için daha BDDK'ya lisans başvurusu yapan Aktifbank, bir yatırım bankası olmasına rağmen birçok mevduat bankacılığı faaliyetinde de bulunuyor. BDDK, Aktifbank'a 18 Aralık'ta banka kartı, kredi kartı ve ön ödemeli kart ihracı izni vermesi yatırım bankalarının giderek mevduat bankası gibi davranmasının önündeki bir engelin daha kalkmasına yol açtı.

Bunun yanında, mevduat bankalarının yaptığı gibi tüketici kredileri de veriliyor. Maaş ödemelerini PTT'ten alan emeklilere kredi kullandırılması yanında ve normalda yatırım bankalarının yapmadığı yurtiçi ve yurtdışı havaleleri de Aktifbank'ın ürünleri arasında bulunuyor.

Aktifbank 2013'ün ilk 9 ayında verdiği tüketici kredileri toplamı geçen yılın aynı dönemine göre 2 kat artarak 1,28 milyar lirayı buldu. Bu BDDK verilerine göre ilk 9 ayda yatırım bankaları tarafından kullandırılan 1,46 milyar liralık tüketici kredilerinin yüzde 87'nine denk geliyor. Bir yatırım bankasının bu kadar tüketici kredi vermesi ise bankacılık sektöründe alışılmadık bir durum.

Standard & Poor's ise 10 Temmuz'da yayınladığı bir raporunda riskli ancak yasal olan uygulamanın arakasında düzenleyici "eksikliklerinin" olduğunu kaydetti. Kredi derecelendirme kuruluşu yatırım bankalarının mevduat toplamadıklarından ve finansal sektör içerisinde "küçük bir yer" aldıklarından denetim eksikliğinin "sadece sınırlı sistemik risk yarattığını" belirtti.

Haziran ayı itibariyle Türk yatırım bankalarının sahip oldukları 16,6 milyar liralık (8,4 milyar dolar) varlık miktarı bankacılık sistemi içerisindeki toplam varlıkların yüzde 1,1'ini oluşturuyor.

S&P analistleri Bertrand Jabouley ve Simon Redmond raporda, "Çalık'ın ciddi miktarda borcu olması daha önceki büyümesinin büyük oranda borçlanmaya dayalı olmasından kaynaklanıyor. Çalık'a verdiğimiz not ticari risk profilinin "zayıf" olduğunun ve finansal risk profilinin "yüksek seviyede kaldıraçlı" olduğunun bir yansıması." dedi.

Çalık'ın sözcüsü Mehmet Gel konuyla ilgili bir yorum yapmadı.

Çatı şirketinden kaynaklı rizikosu Aktif'e zarar vermedi. Bankanın batık kredi oranı yüzde 0,7 seviyesindeyken Türkiye genelinde ortalama ise yüzde 2,7 oranında. Ancak, S&P Haziran ayında zayıf likidite, yüksek kaldıraç ve "borç vadelerini uzatma yetersizliği" gibi durumları gerekçe göstererek Çalık'ın kredi notunu B'den B-'ye düşürdü. Holding'in 2012 yıllık raporuna göre kısa vadeli borçlar 1,4 milyar dolar, uzun vadeli borçlar ise 835 milyon dolar seviyesinde.

Aktifbank kredilerinin çoğunu kendi grup şirketlerine veren tek yatırım bankası değil. Türkiye'de faaliyet gösteren altı yatırım bankasından Nurol Bank ve Diler Bank da, verdikleri toplam kredilerinin %50'sinden fazlasını grup şirketlerine kullandırıyor. Aktifbank'la beraber, üç yatırım bankasının aktiflerinin büyüklüğü, tüm yatırım bankacılığının yüzde 33'ünü oluşturuyor.

Londra merkezli Fitch Ratings'ten analist Janine Dow yaptığı yorumda, "aynı risk grubu rizikolarının toplam işin yüzde 50'sine denk gelmesi herhangi bir şirket veya bir banka için çok yüksek bir oran. Bazı ülkelerde şirketler ve bankalar için grup şirketlerle yapılan işler alışılageldik olabilir. Ancak bu ülkelerin yönetişim, denetim ve finansal şeffaflık açısından sorunlu ülke olmaları yüksek ihtimal. Aynı risk grubu ile yapılan işlemlerin yapısını, nedenini ve şartlarını anlamak - özellikle de şirketin işinin önemli bir kısmını oluşturuyorsa – şirketin yönetişim uygulamalarını değerlendirmek için zaruridir. Bu işlemlerin arkasında geçerli sebepler olabilir ancak bir şirketin, aynı risk grubuna bağlı olması birkaç soru oluşmasına neden olacaktır " dedi.

Türk yatırım bankalarına, mevduat bankalarına uygulanan "aynı risk grubundaki" şirketlere kredi verilmesini engelleyen sınırlamalar uygulanmıyor. 2005 tarihli 5411 numaralı Bankacılık Kanunu'nun 77. maddesi, kalkınma ve yatırım bankalarını, kredi sınırlarını düzenleyen 54, 55, 56 ve 57. maddeden muaf tutuyor.

Nurol Holding Finans ve Mali İşler Müdürü Kerim Kemahli yaptığı yorumda, "Yatırım bankalarının yaptığı şeyler şeffaf ve yatırımcılar bilincinde olarak risk alıyorlar" dedi.

Diler Bank'ın Genel Müdür Yardımcısı İlhani Bahçekalılı ise fiyat avantajlarının olmasa da iştirakler ilişkili bir bankadan borç alarak operasyonel avantajlar sağlayabilirler. Örneğin kredi hatlarına daha hızlı başvurabilirler, geri ödemeleri daha esnek olabilir veya borçlanma riskini dağıtabilirler" dedi.

Türkiye'deki yatırım bankalarının yarısının aksine Türkiye'nin en büyük mevduat bankaları ticaretlerini artırmak için iştiraklerine çok fazla kredi vermiyorlar. Türkiye'nin en büyük 10 bankasında içeriden verilen kredi oranı ortalama yüzde 0,8. Bu bankalar toplam varlıkların da yüzde 90'ına yakının kontrol ediyor.

Türkiye'nin en büyük kamu bankası Ziraat Bankası'nın eski başkan vekili ve şu an Başkent Üniversitesi'nde finans eğitimi veren Şenol Babuşcu, "Yatırım bankalarında ortaya çıkan ciddi riskler var. Bu bankalar mevduat bankalarına uygulanan bazı sınırlamalara tabi tutulmalı. Yine de Türkiye'de bankacılık düzenlemelerinin aşırı gevşeklik içerisine girdiğini söylemek için henüz çok erken" dedi.