BIST 10.648
DOLAR 32,70
EURO 35,22
ALTIN 2.447,27

Türkiye'de doğurganlık hızı neden bu kadar hızlı düştü?

Türkiye’nin doğurganlık hızındaki düşüş ve nüfusun yaşlanması, gelecekte karşı karşıya kalınacak sosyal ve ekonomik zorlukların habercisi. Bu sürecin etkilerini en aza indirmek için toplumsal politikaların uygun ve doğru zeminde şekillendirilmesi gerekiyor. Bu sayede, yaşlanan nüfusun getireceği zorlukların üstesinden gelinebilir ve sürdürülebilir bir demografik yapı oluşturabiliriz.

Türkiye Nüfus Özelliklerine Bakıldığında;

Nüfus artışı yüksektir.
Genç nüfus fazladır.
Aktif nüfus fazladır. (Çalışabilecek nüfus)
İşsizlik oranı fazladır.
Sağlık, eğitim ulaşım sorunları yaşanmaktadır.
Nüfusun büyük bir kısmı tarım sektöründe çalışmaktadır.
Bağımlı nüfus fazladır.
Ortalama yaşam süresi azdır.

TÜİK son dönemde iki önemli rapor yayımladı. İlk rapor 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun toplam nüfus içerisindeki payına dair çok önemli veriler ortaya koyuyor.

2018 yılında 65 yaş ve üstü nüfus 7.186.204 kişi iken

2023 yılında bu rakam 8.722.806 kişi oldu.

Yani beş yıllık süreçte artış yüzde 21,4 oldu.

65 yaş ve üzeri nüfus yaşlı olarak kabul ediliyor.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı;

2018 yılında yüzde 8,8 iken

2023 yılında bu oran yüzde 10,2’ye yükseldi.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.

1935’te yalnızca yüzde 3,8’di.

2000’li yıllar boyunca bu oran yüzde 5’lerde seyrederken 2018 ile yükselişe geçti.

2023 itibarıyla yüzde 10,2 olan bu oranın,

2040 yılında 16.3’e,

2080 yılında 25.6’ya yükseleceği tahmin ediliyor.

Bu veriler Türkiye nüfusundaki yaşlanmaya dayalı olarak yeni politika bileşen ve uygulamalarına ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bu durumun ortaya çıkaracağı bazı riskler de söz konusudur. Hem demografik yapıda hem de sosyal anlamda.

Nüfus piramitleri ile ülkelerin gelişmişlik düzeyleri arasında ilişki kurulur, bu ilişkide sanayileşmiş gelişmiş ülkelerin piramitleri arı kovanı şekildedir.

Doğum ve ölüm oranının az olduğu bu yapıya sahip ülkelerde ortalama ömür uzun, doğum oranı düşüktür. İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde bu nüfus yapısına göre politikaların geliştirilmesi söz konusu. Ülkemizde 1930’lı yıllarda bu piramit içe dönük bir piramitti. Yani doğum oranı yüksek, ölüm oranı düşük bir yapı söz konusuydu.

Ancak nüfus yapısında değişime neden olan pek çok gelişme sonrası Türkiye’nin piramidi de zamanla arı kovanı biçimini aldı.

Bu değişimle birlikte yeni sosyal politikalara ihtiyaç duyuluyor.

2023 yılı itibariyle her dört haneden birinde 65 yaş üzeri bir birey var.

Bu durum bakım sorumluluklarını beraberinde getiriyor.

Yalnız yaşayan yaşlılar için sosyal politikalar geliştirmek ve sosyal hizmetler yürütmek durumundayız.

Bu konu devlet bünyesinde de vücut bulmalıdır.

Yaşlı insanlar yalnızlığa terk edilmemeli toplumla bağı kesilmemelidir.

Bu dini, vicdani, insani ve toplumsal bir sorumluluktur.