BIST 9.390
DOLAR 34,42
EURO 36,33
ALTIN 2.846,91
HABER /  GÜNCEL

Türkiyede çok az film çekiliyor

Fransız yönetmen Costa Gavras "Türkiye gibi büyük bir ülkeden az film çıkması bizi şaşırtıyor" dedi.

Abone ol

Gavras, Boğaziçi Üniversitesi'nin (BÜ) 140. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Mithat Alam Film Merkezi'nde gerçekleştirilen söyleşiye katıldı. Avrupalı bir yönetmen olarak Hollywood'a gitmenin "rüya gibi" olduğunu dile getiren Gavras, "Ben bu rüyanın kabusa dönüşebileceğine de inanıyorum. Hollywood'da ilerleyebilmenin yolları; kurgu, senaryo, aktör ve aktrist seçimine bağlı" dedi. Gavras, Avrupalı yönetmenlerin Hollywood'da film çekmesinin artık eskisi kadar kolay olmadığını da belirterek, Holllywood'da genelde aksiyon filmlerinin çekildiğini, Avrupalı yönetmenlerin ise böyle filmler çekmek istemediklerini söyledi. Söyleşide, Yılmaz Güney ile Cannes Film Festivali'nde birlikte ödül aldıklarını hatırlatan Gavras, Güney'in Türk sinemasının önde gelen yönetmenlerinden olduğunu ve onunla ödül almaktan gurur duyduğunu anlattı. Son Dönem Türk Sineması Türk sinemasının son dönemini de değerlendiren Gavras, "Türkiye'de çok az sayıda film çekiliyor ve Fransa'ya az film geliyor. Türkiye gibi büyük bir ülkeden az film çıkması bizi şaşırtıyor. Cannes'da en son 'Uzak' filminin ödül almasıyla ön plana çıktı Türk sineması..." diye konuştu. Almanya'da genç kuşak Türklerin filmlerine de işaret eden Gavras, "Türkiye gibi bir ülkede çok yetenekli ve önemli yönetmenler var ve olmalı. Bu yetenek, Avrupalının ve Amerikalının genlerinde değil sadece" dedi. Dünya sinemasına da işaret eden Gavras, dünya üzerinde ABD dışında devlet desteği olmadan ayakta duran sinema olmadığını anlattı. Fransız sinemasının da 2. Dünya Savaşı sonrasında ekonomik ve ideolojik olarak yıkıma uğradığını ifade eden Gavras, Fransız sinemasının şimdi yılda 140-150 film çektiğini dile getirdi. Gavras, Brezilyalı bir arkadaşının, "Sinema ayna gibidir. Ulusal sinemanız yoksa, başka ulusların sinemasında kendinizi seyredersiniz" sözlerine işaret ederek, ulusal sinemanın önemini vurguladı. "Geceyarısı Ekspresi" filmine de değinen Gavras, "Geceyarısı Ekspres'i bir Türk filmi değil. Bu filmin ilgi çekmek amacıyla dramatik olarak çok fazla abartıldığını düşünüyorum" dedi. Türk Yunan İlişkilerine Bakış Yunan asıllı yönetmen Gavras, "Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliklere geçmişte karşı durmuştuk" dedi. Türk-Yunan ilişkileri hakkında o dönemde bir film çekmek istediğini, ancak bu filmin "Yunan kızın, Türk erkeğine aşkı" hikayesine dayanmamasını dilediğini de anlatan Gavras, şöyle dedi: "Derin ve dokunaklı bir konu arıyordum. Öyle bir hikaye bulamadım. Şu an Türkiye-Yunanistan ilişkileri çok iyi. Eskiden Türkiye ve Yunanistan 'daimi düşman' olarak gözükürdü. Fakat ben bu durumdan iki ülkenin de çıkması gerektiğine inandım. Komşu olduklarını kabullenip, birbirlerini sevmeye başlayabilirler. Bir şekilde birbirlerini kabul etmeyi öğrenebilirler ve şu an da öyle..." Sinemanın ders verme aracı değil, duyguları ortaya koyan bir form olduğunu da ifade eden Gavras, "Sinemayı kimi meslektaşım gibi geçim kaynağı olarak görmüyorum" diye konuştu.