BIST 9.589
DOLAR 35,26
EURO 36,74
ALTIN 2.962,32
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'de bir ilk gerçekleşecek

YÖK, Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer'in aşırma dosyasını incelemeye aldı. Eğer, Dinçer'in ünvanı geri alınırsa Türkiye'de bir ilk gerçekleşmiş olacak.

Abone ol

Türkiye tarihinde ilk kez bürokrasinin zirvesindeki bir isim, akademik unvanının geri alınmasına neden olabilecek bir inceleme geçiriyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, başkasına ait bir eserden bölümleri kendi adı altında yayımladığı yolunda rapor hazırlanan Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer'e ilişkin intihal (aşırma) dosyasının incelemeye alındığını söyledi. 'Bir daha çalışamaz' İntihal suçunun varlığını saptayan, ancak "zamanaşımı" nedeniyle yaptırım uygulanamayacağı görüşünü içeren üniversite raporunu incelemeye alan YÖK'ün kararı, "en yüksek devlet memuru" konumunda bulunan Dinçer'in bir daha üniversitelerde çalışamamasına neden olabilecek. Marmara ve Sivas Cumhuriyet üniversitelerinin oluşturduğu komisyon, Dinçer'in Yard. Doç. Yahya Fidan ile birlikte 1996'da yayımladığı "İşletme Yönetimi" kitabında, Prof. Dr. Tamer Koçel'in "İşletme Yöneticiliği" kitabından "intihal" yaptığı görüşüne vardı. Hazırlanan rapor YÖK'e gönderildi. Raporda, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 19. maddesine göre, 2 yıl içinde eyleme yönelik disiplin cezası verilmediğinden ceza verme yetkisinin zamanaşımına girdiği belirtildi. Milliyet'in sorusunu yanıtlayan Teziç, Marmara Üniversitesi'nin konuyla ilgili raporu 15 Mart'ta gönderdiğini belirterek, "Biz bütün gelen raporları inceleriz. Ona göre kararımızı vereceğiz. İncelemek demek bir karara iktiran etmesi (ulaşması) demektir" dedi. "Eylemin zamanaşımına girdiği" saptamasına bağlı kalma zorunluluğu bulunmayan YÖK, rapor incelemesinin ardından konuyu Yüksek Disiplin Kurulu'nda da tartışmaya açabilecek. Bu durumda intihal ve eylemin zamanaşımına girip girmediği yeniden değerlendirilebilecek. Tartışmada kritik noktayı, zamanaşımının kitabın yayım tarihinden mi, yoksa yayımdan kaldırıldığı tarihten itibaren mi başlatılması gerektiği oluşturacak. Disiplin Yönetmeliği'nin 4. maddesinde, bir öğretim üyesine verilecek en ağır ceza "üniversite öğretim mesleğinden çıkarma" olarak tanımlanıyor. Yönetmeliğin 11. maddesinde de, "bir başkasının bilimsel eserinin tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek" eyleminin "öğretim mesleğinden çıkarma" cezasını gerektirdiği belirtiliyor. Maddede, ceza alan öğretim üyesinin akademik unvanlarını da kullanamayacağı ifade edildi. YÖK, aşırmanın varlığına ve eylemin zamanaşımına girmediğine karar verirse, Dinçer müsteşarlık görevinden sonra üniversiteye dönemeyecek ve akademik unvanlarını kullanamayacak. Ancak YÖK, eylemin zamanaşımına girdiğini kararlaştırırsa, Dinçer hakkında hiçbir işlem yapılamayacak. Özür diledi Dinçer'in intihal yaptığı eserin sahibi olan ve savcılığa şikâyette bulunmayarak Başbakanlık Müsteşarı konusunda hayati bir tutum sergileyen İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Koçel, Milliyet'e, "Olay ilk kez 2004'te basına yansıdı. Dinçer, beni arayarak özür diledi ve kitabını yayımdan çekeceğini söyledi" diye konuştu. Dinçer'in bilimsel jürilerinde yer aldığını belirten Koçel, şöyle konuştu: "Kararları görmedim. Sadece basından izliyorum. Özrünü kabul edip etmemem çok önemli değil. Akademisyenliğin kendine has ilkeleri var. Ona uymak lazım diye düşünüyorum. Ama ben de şaşırmıştım olay ortaya çıktığı zaman." 1 yıla kadar hapis Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 15. maddesine göre, intihal eylemi sonucunda, "savcılığa şikâyet olursa" 3 aydan 1 yıla kadar hapis istemiyle ceza davası da açılabiliyor. Ancak Dinçer hakkında bugüne kadar şikâyet yapılmadığı için dava açılmadı. Krizlerin adamı Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Başbakan Erdoğan'ın danışmanlığını yaptı. Sivas'ta 1995'te düzenlenen "21. Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye gündeminde İslam" sempozyumunda akademisyen kimliğiyle sunduğu tebliğin CHP tarafından ortaya çıkarılması üzerine bir krize neden olan Dinçer, CHP'nin "görevden alınsın" tepkilerine rağmen Erdoğan tarafından korundu. Dinçer, tebliğinde şu görüşleri dile getirmişti: Cumhuriyet ilkesinin zayıfladığını ve işlevini kaybettiğini görüyoruz. Cumhuriyet kavramının artık bizim için çok fazla mana ifade etmediğini söylememiz mümkündür. Globalleşme ne kadar artarsa İslamlaşma da o kadar çok artacaktır. Türkiye'nin bu durumu fark ederek gerekli düzenlemeleri yapması gerekir. Türkiye'de cumhuriyet ilkesinin yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği, nihayet laiklik ilkesinin yerinin İslamla bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. İktidara gelmek yolun sonu değildir. İktidara gelince yapılması gerekenler bitmiş gibi düşünülürse İslam iktidara geliş aracı gibi kullanılmış, istismar edilmiş gibi olur. 'Başbakan görevden alsın' CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik soru önergesiyle konuyu TBMM'ye taşıdı. Önergede, Erdoğan'a şu sorular yöneltildi: Dinçer görevinden istifa etmeyi düşünüyor mu? İstifa etmezse kendisini görevden almayı düşünüyor musunuz? Müsteşarınızın intihal yaparak yazdığı kitabın yayın tarihinin 1996 olması nedeniyle suçun zamanaşımına uğramış olması, müsteşarınızın görevini sürdürmesi için yeterli ve ahlaki midir? Görevini sürdürmesi, o makamın saygınlığını zedelemez mi? Alemdaroğlu'na 'geçici men' cezası Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun 1995'te yazdığı "Laporoskopik Cerrahi" adlı kitabın, Amerikalı Dr. Phillipe Jean Quilici'nin "New Developments in Laporoscopy" kitabından birebir çevrildiği, Virginia Üniversitesi'nin web sitesinde "bilimsel hırsızlık" listesinde yer aldığı ortaya çıkmıştı. Öğretim Üyeleri Derneği, konuyu eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'e, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ve Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) bildirdi. TTB, Alemdaroğlu'na 2 ay meslekten men cezası verdi. Teziç YÖK Başkanı olduktan sonra, zamanaşımı faktöründen dolayı konunun üzerine gidemediğini açıklamış, "Konunun zamanaşımıyla çözümsüz kalması beni rahatsız etmiştir" demişti. 'Gereğini yapsın' çağrısı Dinçer'in ahlaki açıdan Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan ayrılması gerektiğini vurgulayan öğretim üyeleri örgütlerinin değerlendirmesi şöyle: Prof. Tahir Hatipoğlu: (Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı) İntihalin kanıtlanması halinde, yapan kişi üniversitelerde çalışamıyor. Bu anlamda bence etik olarak Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan ayrılması gerekir. Tabii intihalin yapıldığının YÖK tarafından kabulü gerekiyor önce. Prof. Nurettin Abacıoğlu: (Öğretim Elemanları Derneği Federasyonu) Kesin kararı YÖK verecektir. Kişisel görüşüm, etik anlamda intihal yapıldığı sabit ise, gereğinin yerine getirilmesi gereken bir durum olduğudur.