Prof. Dr. Zeynep Cantürk, "Ülkemizde 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde osteoporoz bulunduğu bilinmektedir." dedi.
Abone olTürkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Osteoporoz ve Diğer Metabolik Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü dolayısıyla grup adına yaptığı yaptığı yazılı açıklamada, osteoporozun, kemik kütlesinde azalma ve mikro yapısında bozukluk sonucu gelişen, kırık riskinde artışa yol açan ve en sık görülen metabolik kemik hastalığı olduğunu anlattı.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de nüfusun giderek yaşlandığına, osteoporoz ve buna bağlı kırıkların artış gösterdiğine değinen Cantürk, şu bilgileri paylaştı:
"Dünyada 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinin ve her 5 erkekten birinin hayatının bir döneminde kırık yaşayacağı, ülkemizde de 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde osteoporoz bulunduğu bilinmektedir. Aslında önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olan osteoporoz, günümüzde önemli bir ekonomik ve sosyal problem haline gelmiştir. Postmenopozal dönemde kadınlarda sık görülen osteoporoz, sadece kadınların hastalığı olmayıp, yaş ilerledikçe erkeklerde de görülmektedir. Sanılanın aksine osteoporoza bağlı kemik ağrıları sık görülmemekte, ağrı çoğunlukla kırık oluştuktan sonra ortaya çıkmaktadır. Kırıklar genellikle hafif bir travma ile veya kendiliğinden olmaktadır. Osteoporoz, omurga kemiklerinde çökme kırığı oluşturarak boy kısalığı ve kamburluğa, kalça kırığı oluşturarak sakatlık ve ölüm riskinde artışa yol açabilmektedir."
Ölçüm yapılmasını gerektiren durumlar
Cantürk, osteoporoza yaklaşımda en önemli unsurun "önleme" olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bireyler kemik yapımının ve kazanımının devam ettiği 30 yaş civarına kadar yeterli kalsiyum ve D vitamini almalı ve kemiğe yük bindiren spor hareketleri (ip atlama, basketbol, voleybol, koşu, tempolu yürüyüş gibi) yapmalıdır. Kemik kaybını azaltmak amacıyla 30 yaşından sonra da benzer yaşam tarzı değişiklikleri (kemiğe yük bindiren egzersizler, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı) sağlanmalıdır. Bunlara ek olarak sigara kullanımından ve fazla alkol tüketiminden kaçınılmalıdır."
Hastalığın teşhisinin kırık oluşmasıyla veya yüksek riskli bireylerde yapılan kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile konulduğunu aktaran Cantürk, osteoporoz için yüksek risk olduğunu gösteren ve ölçüm yapılmasını gerektiren durumları, "yaşın ilerlemesi", "vücut ağırlığının az olması", "herhangi bir nedenle kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron hormonunun düşük olması", "sigara içmek veya geçmişte içmiş olmak", "boy kısalması", "40 yaş sonrası hafif travma ile kırık olması", "birinci derece akrabalarında osteoporoz veya kırık öyküsü", "bazı endokrinolojik ve kronik hastalıklara sahip olmak" ve "bazı ilaçların sürekli kullanımı" şeklinde sıraladı.