TÜBİTAK destekli, “küresel ısınma ve buzul morfolojisi’’ ile ilgili araştırma, Türkiye’nin çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.
Abone olGaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Ökkeş Kesici’nin gerçekleştirdiği “Küresel Isınma Açısından Süphan ve Cilo Dağlarında Buzul Morfolojisi Araştırmaları Projesi’’ ile ilgili rapor TÜBİTAK’a sunuldu. Yard. Doç. Dr. Kesici, 2000 yılında başladıkları projeyle Türkiye’deki iklim değişimlerinin yön açısından ne durumda olduğunu ortaya çıkarmaya çalıştıklarını belirtti. Meteorolojik kayıtlarda sadece eğilim ve yönelim bilgilerinin yer aldığını kaydeden Kesici, buzulların ise küresel ısınmayla ilgili değişmeleri net ve hassasiyetle yansıttıklarını, ayrıca 100-150 yıllık geçmişle ilgili bilgilere ulaşılabildiğini vurguladı. Çalışmalar sonucu elde edilen verileri “etkileyici ve ürkütücü’’ olarak değerlendiren Kesici, şöyle konuştu: “Proje için tüm hava fotoğraflarını detaylı olarak inceledik. Buzulların değişimini hava fotoğraflarından oluşan haritalardan 3 dönem halinde gözlemledik. 107 yıllık zaman dilimini araştırdık ve 4 farklı harita halinde sunduk. Buna göre, buzulların yüzde 97’si erimiş durumda. Ağrı, Cilo, Süphan ve Kaşgar dağlarının bir kısmında çok az buzul kalmış, Erciyes ve Aladağlar’daki buzullar ise tamamen yok olmuş.’’ Kesici, buzullardaki erime sonucu iklimin ve tarım hayatının değişeceğini, endüstriden mikrop türlerine kadar birçok unsurun bundan etkileneceğini söyledi. Küresel ısınmayla iklim kuşaklarında kayma meydana geldiğini kaydeden Kesici, Türkiye’nin Sahra, Arabistan, Büyük Hindistan Çölü ve Patagonya ikliminin etkisine gireceğine dikkat çekti. Türkiye’nin “çöl kuşağı”na doğru kaydığını vurgulayan Kesici, şöyle devam etti: “Küresel ısınmanın başlamasıyla Türkiye çölleşecek. Ancak, yüksek enlemlerin etkileriyle daha ılıman bir iklime sahip olacak. Ama yine de her şey değişecek. Buzullar eriyince deniz seviyesi yükselecek. Bugünkü uygarlık çok büyük tehdit altındadır. Gelişim ve değişim uzun bir süreç alacak gibi gözükse de kendi iç dinamiklerine göre çok hızlı gelişiyor.’’