BIST 9.881
DOLAR 35,08
EURO 36,59
ALTIN 2.955,14
HABER /  GÜNCEL

Türkiye yine sınıfta kaldı

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yıllık raporunda Türkiye sınıfta kaldı...

Abone ol

Raporun Türkiye kısmında "Türkiye son 10 yılda tartışmalı konuların konuşulmasında önemli bir ilerleme sağlasa da hukuk, savcılar, yargıçlar ve siyaseti geride kaldı" yorumu yapıldı.

İnsan hakları konusunda yaptığı değerlendirme ve raporlarla dünya kamuoyunda önemli bir yere sahip olan sivil toplum kuruluşu İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) her yılın sonunda hazırlanan Dünya Raporu'nu dün yayınladı. 2011'in verileriyle hazırlanan 690 sayfalık raporda Türkiye'de yargı, aile içi şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı eleştiri odağı oldu. İşte İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Dünya Raporu'ndan önemli noktalar:

- AKP, Türkiye'nin bölgesel çıkarlarını, demokrasi yanlısı Arap Baharı hareketine destek vermekte görse de, ülke içinde insan hakları gerilemenin acısını çekiyor. Hükümet 2005'ten beri insan hakları reformlarına öncelik vermedi. Devam eden yargılamalar, tutuklanan gazeteciler, ifade özgürlüğünü yaralıyor.

- Hükümetin 2009'da açıkladığı Kürt açılımı ilerlemedi. Kürt sorunundaki çözümsüzlük, Türkiye'deki insan haklarının ilerlemesi önündeki en büyük engel olmayı sürdürüyor.

- Türkiye son on yılda tartışmalı konuların konuşulmasında önemli bir ilerleme gösterse de, Türk hukuku, savcıları, yargıçları ve siyasetçileri bunun gerisinde kaldı. Türkiye'de oldukça geniş bir şekilde yapılan terör tanımı, teröre ya da şiddet olaylarına azıcık bile maddi ya da lojistik destek veren kişilerin en sert terör suçlamalarıyla karşılaşmalarına yol açan keyfi dayatmalara olanak sağlıyor.

MAHKEMELER YETERSİZ

- Savcılar şiddet içermeyen konuşmalar ve yazılar hakkında sık sık dava açıyor. Siyasiler kendilerini eleştirenlere karşı hakaret davaları açıyor. Mahkemeler ifade özgürlüğünü korumakta yetersiz. İfade özgürlüğünü kısıtlayan tüm yasalar vadesini doldurmuş durumda.

- Polisin göstericilere uyguladığı şiddet Türkiye'de hâlâ ciddi bir problem. Yetkililer yaşananları terörist propaganda ve polise şiddet tanımlarıyla maskeliyor.

- Hopa'da yaşananlarda Metin Lokumcu biber gazı yüzünden kalp krizi geçirip öldü. Bazı polislerin yaralandığı açıklandı ve 7 kişi terörist propoganda yapmaktan beraat etti. Silahsız zanlılara karşı polisin ve jandarmanın silah kullanması hala bir endişe yaratıyor. 2011'de bunun değişmesi için bir adım atılmadı.

- Türkiye'nin AB'ye girme sürecinde çok az ilerleme oldu. Görüşmeler Kıbrıs konusunda durdu, Türk hükümeti çok az reform yaptı, 2011'de yeni fasıllar açılamadı ve önde gelen AB ülkeleri Türkiye'nin üye olmasına karşı çıktıkları görüşlerini devam ettirdiler. AKP, dinamik bir dış siyaset izlemeye odaklandı. Avrupa Komisyonu yıllık raporunda Türkiye'nin kadın-erkek eşitliği ve kadına şiddet konusunda sıkıntıları olduğunu ve Türk yargısında terörizm tanımının çok geniş olmasını 'ciddi endişe' olarak nitelendirdi.

- ABD yönetimi de Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğünün durumu hakkındaki endişelerini dile getirmişti.

TUTUKLAMALAR KAYGI VERİCİ

Ahmet Şık, Nedim Şener, Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun terör suçlamasıyla tutuklanması özellikle kaygı verici bir durum. Şık ve Şener'e yönelik suçlamalardaki tek kanıt onların şiddet içermeyen yazıları. Şık'ın dosyasında henüz basılmamış müsvedde halindeki metinler var..

15 BİN SİTE YASAKLI

- Geçmişte yaşanan olaylarda yeni bilgiler günyüzüne çıkınca özellike 1980-90'da yaşanan insan hakları ihlalleri konuşulmaya başlandı. Hükümetin bu süreci desteklemesi ve Türk yargı sisteminde reform için adım atması, mahkeme standartlarını güçlendirmesi gerek.

- Türkiye'de 15 bin site yasaklanmış durumda. İnternet üzerindeki uygulamalar ifade özgürlüğü ve bilgiye ulaşma özgürlüğü hakkında kaygılara neden oluyor.

- Mayısta, Türkiye kadın hakları için önemli bir adım atarak Avrupa Konseyi Kadına Karşı ve Ev İçi Şiddetle Mücadele Ve Bunun Önlenmesi Sözleşmesi'ne imza attı. Ancak kadın haklarının gelişmesi ve aile içi şiddet de yapması gereken çok şey var. Evde şiddet çok yerleşik bir olgu. Mahkemeler ve polisler yardım isteyen kadınları korumakta güçlük çekiyor.