BIST 9.411
DOLAR 34,56
EURO 36,24
ALTIN 2.996,68
HABER /  SAĞLIK

Türkiye yeni ilaçlara geç mi ulaşıyor

2012-2013 arasında ABD'de 36, Avrupa'da 22 yeni molekülü onaylanmasına rağmen aynı dönemde Türkiye'de bu ürünlerden sadece 2'si vize alabildi.

Abone ol

Yenilikçi ilaçlara erişim konusunda yapılan araştırmaya göre 2005–2011 arasında Türkiye'de onay alan yeni ilaçların oranı yüzde 29 iken bu oran 2012 - 2013 arasında yüzde 4'e indi.

2012-2013 arasında ABD'de 36, Avrupa'da 22 yeni molekülü onaylanmasına rağmen aynı dönemde Türkiye'de bu ürünlerden sadece 2'si vize alabildi.

"Türkiye'de Yenilikçi İlaçların Yaşam Süresi, Hastaneye Yatış ve Sağlık Harcamaları Üzerine Etkileri 1999-2010" başlıklı çalışmada, 2012 ile 2013 arasında onaylanan yeni ilaç etken maddeleri bakımından Türkiye, ABD ve AB üye ülkeleri karşılaştırıldı.

Çalışmaya göre 2005–2011 arasında Türkiye'de onay alan yeni ilaçların oranı yüzde 29 iken 2012-2013 arasında bu oran yüzde 4'e indi.

2012-2013 arasında ABD Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) 36, Avrupa İlaç Kurumu (EMA) 22 yeni molekülü onaylarken aynı dönemde Türkiye'de bu ürünlerden sadece 2'si vize alabildi.

YAŞAM SÜRESİNDE AVRUPA ORTALAMASI YAKALANDI

Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresinin uzaması ve ortalama ölüm yaşının yükselmesinde rol oynayan etkenlerle ilgili gündeme getirilen açıklamaların da değerlendirildiği çalışmada, yüksek gelirli ve gelişmekte olan toplam 30 ülkenin verileri karşılaştırıldı.

Doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye'de 2000'de 70,7 iken 2011 itibarıyla ulaşılan 75,7 oranıyla 75,9 olan Avrupa ortalaması hemen hemen yakalandı.

2000–2009 döneminde yüksek gelirli ve gelişmekte olan toplam 30 ülkede doğuşta beklenen yaşam süresi artış oranında Türkiye yüzde 4,7 ile birinci oldu.

Çalışmada, "Yaşam süresindeki artışın temel olarak 2000 öncesi yaşam süresinin ortalamanın altında olmasından kaynaklandığı" iddiası da irdelendi.

Verilerin bu açıklamayı doğrulamadığı ifade edilen çalışmada, 30 ülkede 2000 yılındaki yaşam süresi ile 2000-2009 arasında yaşam süresinde gerçekleşen değişim arasında bir bağlantı bulunamadığı belirtildi.

"Yaşam süresindeki artışın 2000 yılından sonra gelir, eğitim ve sağlık harcamaları gibi sosyo-ekonomik faktörlerde ortalamanın üzerinde bir gelişme sağlamasından kaynaklandığı" yaklaşımının da değerlendirildiği çalışmada, eldeki verilere göre bunun da doğrulanamadığı bildirildi. Çalışmada, 30 ülkede bu değişkenler ile yaşam süresindeki artış arasında bir bağlantı saptanamadığı kaydedildi.

YAŞAM SÜRESİNİN UZAMASINDAKİ EN BÜYÜK PAY

"Yaşam süresinin uzamasındaki en büyük payın yeni ilaçların kullanımı"
olduğu görüşünün ise verilerle doğrulandığı belirtildi.

Çalışmada, yaşam süresindeki artışla güçlü ve tutarlı olarak pozitif yönde sürekli ilişkisi olan ve yaşam süresindeki artışın 4'te 3'ünü açıklayan tek değişkenin, tüketilen reçeteli ilaçların ortalama ilk kullanım yılında meydana gelen artış olduğu bildirildi. Bu göstergenin, ilaçta yenilikçi yaklaşımın ölçümü olarak kullanıldığı ifade edildi.

REÇETELİ İLAÇLARIN KULLANIMI

Çalışmada, özetle şu bulgulara ulaşıldı:

-Türkiye, reçeteli ilaçların ilk kullanım yılındaki artış oranında İtalya'nın hemen arkasından 2. sırada geliyor.

-Yenilikçi ilaçların sayısının daha fazla olduğu hastalıklarda ortalama ölüm yaşında daha büyük yükselme ve hastaneye yatışlarda daha küçük artış oldu.

-Hesaplamalara göre ortalama ölüm yaşındaki 4,1 yıllık artışın önemli bir bölümü yenilikçi ilaçlardan kaynaklanıyor.

-İlaç harcamalarındaki artışın en azından yüzde 16'sı hastane harcamalarında meydana gelen düşüşten karşılandı.

-Hesaplamalara göre yenilikçi ilaçlardan kazanılan yaşam yılı başına maliyet 2 bin 776 dolar düzeyinde.

-Yaşam beklentisinin, hesaplamaların yarısı kadar olması durumunda bile kazanılan yaşam yılı başına maliyet 4 bin 808 dolar.

-Bu rakam bile önde gelen ekonomistlerin yaşam beklentisindeki bir yıllık artışın değerine ilişkin tahminlerinin çok altında.