Türkiye ve Yüksek Hızlı Trenler...
Havada ihalar, sihalar, aşağıda duble yollar ve yurdu dört bir yandan demiryolları ağları, hızlı treni ile, konvansiyonel demiryolları hatları ile Türkiye çok ileri bir yöne doğru gitmektedir.
Dünyada hızlı tren konusunda mesafe alan ülkelerin sayısı sınırlı. Ama biliniyor ki, hızlı tren güvenli, konforlu ve ekonomik olduğu kadar çevre dostu da.
Türkiye hızlı trende iyi mesafe katetti. Avrupa’da 6. sırada, dünyada ise 8. sırada…
İki kez müessif kazalarla karşılaşmış olsak da, kayıplarımız dan ötürü canımız yansa da şunu asla unutmamak lazım ki, Türkiye gibi hızlı trene karar verip çok az bir süre içinde başarı ile uygulayan bir başka ülke de yok.
Ülkenin dört bir yanına yüksek hızlı treni ulaştırmak için kararlı ve ısrarlı olan bir yönetim anlayışı var.
Ankara – İstanbul, Ankara- Eskişehir ve Ankara-Konya uygulamaları o kadar büyük bir memnuniyet oluşturdu ki, şimdi vatandaşlardan her yöne talep var.
Ankara merkez olmak üzere Bursa- Bandırma hattı, Sivas istikameti, Malatya’dan Mardin’e, Doğu ve Güneydoğu’ya ulaşacak hat, Erzincan’dan Trabzon’a, Kars’a ulaşacak hatlar, Ankara- Afyon- İzmir hattı, ülkemizin pek çok yerini Akdeniz’e, Ege’ye ve Marmara’ya bağlayacak hatlar, Ankara’dan Samsun’a gidecek hat çok önemli…
Hepsi sırayla gerçekleşecek ve Türkiye insan taşımacılığında da, mal ve hizmet taşımacılığında da dünyanın en güvenli ve hızlı ülkeleri arasında yerini alacak.
Bu gelişmeler karayolunun yükünü de, riskini de azaltıyor. Maliyetleri düşürüyor, Türkiye’ye rekabet üstünlüğü sağlıyor.
Yüksek hızlı trende belki ilk kuruluş maliyetleri itibariyle büyük rakamlarla karşılaşabiliriz ama maliyetini kısa sürede çıkardığını da görmek gerekiyor.
Hızlı trenin kullanımına ilişkin olarak değişik ülke örnekleri vardır, maliyetleri düşürmek ve karlılığı artırmak için bunlara da odaklanmakta yarar bulunmaktadır.
Örneğin Fransa ve Japonya’da hızlı trenler yalnızca yolcu taşımacılığında hizmet vermekte iken Almanya’da, hızlı tren hatları üzerinde geceleri yük taşımacılığı da yapılmaktadır. Bu amaçla, Almanya’da bazı hatlar, konvansiyonel hatların nispeten yüksek hızlara uygun hale getirilmesi şeklinde oluşturulmuştur.
Geçtiğimiz günlerde TCDD, Karaman- Ulukışla hattının elektrifikasyon ihalesini gerçekleştirdi. İhaleyi en uygun bedelle bir Türk firması olan Metroray kazandı. Atalar-Metroray firması Ankara Polatlı’da, Türk mühendis ve müteşebbislerince kurulmuş, yerli ve milli bir firma.
Hızlı trende Türkiye’nin geldiği noktayı görmek bakımından zikrediyorum Atalar-Metroray’ın başarısını.
Dışa bağımlılıktan kurtulan ve ihtiyaç duyduğu her şeyi kendisi üreten bir yapıya dönüşen devlet demiryollarımızı da kutlamak gerekiyor.
Yerli ve milli olanı tercih, sektörel büyümeyi teşvik, kendi sanayici ve işadamlarımıza destek ancak böyle olur.
Yıllardan beri her siyasetçi hedef gösterir, Türk sanayiinin büyümesini, yerli ve milli olanın öne çıkmasını ister. Ancak her ne hikmet ise bunda bir türlü mesafe alamayız. Dışa bağımlılıktan kurtulamayız. Hele belli sektörler vardır ki, oralara kendi sanayici ve işadamlarımız, müteşebbislerimiz en iyisini yapsalar bile giremez…
İşte Devlet demiryolları bu sarmalı kırıyor. Her konuda yerli ve milli olanın önünü açıyor ve dışa bağımlılığı en aza indiriyor. Bu yönüyle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef gösterdiği “yerli ve milli üretime” en yakın duran kurumlar arasında yer alıyor.
Eleştirmeyi alışkanlık haline getiren, yapılan iyi şeyleri bir türlü görmeyenlere savunma sanayi ve demiryolları ulaşımı gibi çok stratejik sektörlerde yaşanan bu gelişmeleri de görmelerini öneriyorum.
Havada ihalar, sihalar, aşağıda duble yollar ve yurdu dört bir yandan demiryolları ağları, hızlı treni ile, konvansiyonel demiryolları hatları ile Türkiye çok ileri bir yöne doğru gitmektedir.
Başarıda emeği olanlara ne mutlu…