BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,25
ALTIN 3.004,45
HABER /  GÜNCEL

Türkiye Suriye'ye müdahale eder mi?

Milliyet yazarı Fikret Bila, Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalede bulunma ihtimalini analiz etti...

Abone ol

Türkiye ile Suriye arasındaki ipler her geçen gün biraz daha gerilmeye başladı. İki ülkenin liderleri her gün yaptıkları açıklamalarla da tansiyonu yükselmeye devam ediyor.

Bu gerginlik de gündeme 'Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalesini' getirmeye başladı.

Bu olasılık Türkiye kamuoyunda pek rağbet görmesede yabancı basın çoktan savaş tamtamlarını çıkarmış durumda.

Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila'da iki ülke arasındaki savaş olasılığını bugünkü köşesinde değerlendirdi.

"Batı basınına bakarsak:

- Türkiye, Suriye'ye girdi girecek...

- Girerse ancak Türkiye girer...

- İsrail, İran'a saldırdığı gün Türkiye de Suriye'ye girecek..." yorumunda bulunan Bila, yazılanları "Türkiye'yi dolduruşa getirme" çabası olarak nitelendirdi ve şöyle devam etti:

...Bu havanın oluşmasında Ankara'nın rolü yok mu?
- Var, kuşkusuz...
Ankara'dan sık sık "seyirci kalamayız" açıklamaları yapılması "Suriye'ye girme" konusunu körükledi.

KRİTİK AÇIKLAMA: TÜRKİYE'DEN YÖNETİYORUM
Türkiye'nin Suriye'ye gireceği havasını Beşar Esad muhalifi askerlerin lideri olduğu söylenen Albay Raid'in yaptığı açıklamalar da körükledi...

"Türkiye'de güvenli bir yerdeyim" diyen Albay, bunu söylemekle de yetinmedi:

- 15 bin kişilik Suriye Özgürlük Ordusu'nu yönetiyorum, diye ekledi.
Ardından, Suriye'de Esad'ın askeri tesislerine saldırı yapıldı.
Türk ordusu Suriye'ye girmedi ama Suriye ordusundan ayrılan muhaliflerin Türkiye üzerinden saldırılar yaptıkları haberleri yine Batı basınında yer almaya başladı.

AYNI TABLO 1998'DE DE VARDI

Türkiye'nin Suriye'ye girmesi ilk kez tartışılmıyor...
1998'de de Türkiye, Suriye'ye girmek üzereydi...

Sınırda askeri yığınak yapıldı ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Şam yönetimi ciddi biçimde uyarıldı. Keza dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş de Hatay Reyhanlı'da yüzünü Suriye'ye dönerek, aynı uyarıyı yaptı.

- Eğer Abdullah Öcalan'ı teslim etmez ve PKK'ya desteği kesmezseniz Türkiye, Suriye'ye girmeye kararlıdır.

Bu resmen bir savaş ilanı tehdidiydi ve sonuç verdi.
O dönemde Türkiye'nin, kabul edilebilir bir gerekçesi vardı.

BUGÜNKÜ DAVET

Bugün ise aynı koşullar yok...
Buna karşın bir kısım Batı ülkeleri arkadan iterken, Suriye'deki Müslüman Kardeşler de davet çıkarıyor.
Müslüman Kardeşler'in lideri, "Girecekse Türkiye girsin, Suriyeliler bundan memnuniyet duyar" diyerek Ankara'yı davet ediyor.
Suriye iç savaşa doğru sürüklenen bir barut fıçısı gibi. Mezhep ve etnik grup çatışmalarının başlaması ve yayılması an meselesi...
Suriye'de istikrar ve asayiş sorunu ise sadece Türkiye'nin sorunu değil.

DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMA

Türkiye'nin "durumdan vazife çıkartıp" tek başına Suriye'ye askeri müdahalede bulunması ileride çok büyük sorunlara yol açabilir. Böyle bir hareket sadece Suriye'yi değil İran'ı da cepheden karşıya almak anlamına gelir. Bundan da sadece İsrail memnun olur.

İNSANİ BOYUTTA DURMA

Türkiye, en uzun kara sınırına ve akrabalık ilişkilerine sahip Suriye'ye karşı sadece "insani boyut"ta durmalıdır. Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde insani yardım amacı dışında başkaca bir amaçla Suriye'ye girmesi düşünülmemelidir...
Aksi halde sonunun nereye varacağı belli olmayan bir bataklığa girmiş olur ki, bu sürecin Türkiye'nin aleyhine gelişmesi için çok çaba harcanacağı muhakkaktır.
Bugün Suriye'nin kapısına dayananların bu ülkeyle ve İran'la işleri biterse, bir gün, benzeri yöntemlerle Türkiye'nin kapısına da dayanabilirler.