TÜRKİYE Şanghay'a mı girdi? Gelen son dakika haberine göre ilk kez örgüt dışından bir ülkeye başkanlık verildi o ülke de Türkiye oldu. Türkiye Şanghay Enerji Kulübü 2017 dönem başkanlığını üstlendi.
Abone olTÜRKİYE, Şanghay Enerji Kulübü 2017 dönem başkanlığını üstlendi. Örgütte ilk kez ana ülkeler dışında bir ülkeye başkanlık verildi.
BAŞKANLIK KARARININ VERİLDİĞİ GÜNE DİKKAT
Türkiye'ye Şanghay Enerji Kulübü başkanlığı verildiği gün Avrupa Parlementosu'nda Türkiye'yle müzakerelerin durdurulmasına ilişkin oylama yapılıyor. Türkiye'nin bir süredir Avrupa'yla yaşadığı sıkıntılı diyaloglar Şanghay İşbirliği'ni alternatif haline getirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne girebileceğini söylemişti. Erdoğan'ın açıklamaların Şanghay'ın öncü ülkelerinden Çin ve Rusya'dan da destek gelmişti.
5 SORUDA ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ
1. Şanghay İşbirliği Örgütü nedir?
ŞİÖ, bölgesel bir işbirliği örgütü. Ana işbirliği konusu güvenlik olan ŞİÖ, ilk olarak 1996'da Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından "Şanghay Beşlisi" adıyla kuruldu. 2001'de Özbekistan'ın da katılmasının ardından adını Şanghay İşbirliği Örgütü olarak değiştirdi.
Örgütün uluslararası yapısında düzenli olarak toplanan Devlet Başkanları Konseyi ve Hükümet Başkanları Konseyi'nin yanı sıra sekretarya, Bölgesel Anti-Terör Yapısı, Dışişleri Bakanları Konseyi gibi yapılar yer alıyor.
Örgütün sekretaryası Çin'in başkenti Pekin'de, "Bölgesel Terörle Mücadele Kuruluşu" ise Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te bulunuyor. Bugün örgütün 6 üyesinin yanı sıra 6 gözlemcisi ve 6 "diyalog ortağı" bulunuyor.
Gözlemciler; Afganistan, Belarus, Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan. 2006 yılında üyelik başvurusu yapan Pakistan ve 2014 yılında üyelik başvurusu yapan Hindistan'ın 2017'de ŞİÖ'ye üye olmaları bekleniyor.
Örgütün diyalog ortakları ise Ermenistan, Azerbaycan, Kamboçya, Nepal, Sri Lanka ve Türkiye. ŞİÖ üyesi 6 ülke, dünya nüfusunun yaklaşık çeyreğini oluşturuyor. Buna gözlemciler ve diyalog ortakları da eklendiğinde ŞİÖ, dünya nüfusunun yaklaşık yarısını içeriyor.
2. Hangi amaçla kuruldu?
Hükümetler arası bir kurum olan ŞİÖ'nün kuruluşunda Çin ve Rusya'nın Asya'da güvenlik üzerine işbirliği yapma amacı bulunuyordu.
Örgütün güvenlik konusundaki endişelerinden biri, Orta Asya'daki İslamcı örgütler ve uyuşturucu ticaretiydi.
ŞİÖ üyeleri, bunlara karşı birbirileriyle istihbarat paylaşımında bulunuyor, ortak askeri tatbikat düzenliyor, "suçluları" birbirlerine iade ediyor.
Örgüt, Rusya ve Çin'in Orta Asya'ya yönelik politikalarını koordine etmenin bir aracı olma özelliği taşıyor. Askeri bir ittifak ise değil.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün eski direktörü Bates Gill'e göre örgütün kuruluşunda Rusya ve Çin'in ABD'nin Asya'daki olası müdahalelerine karşı ortak hareket etme isteği de vardı. Gill, Brookings Enstitüsü için yazdığı makalede, örgüte üye ülkelerin imzaladığı anlaşmalarda yer alan "Diğer ülkelerin iç işlerine 'insani müdahale' veya 'insan haklarını koruma' gerekçesiyle yapılacak müdahalelere karşı çıkmak ile ülkelerin güvenlik meselelerinde birbirlerine yardım etmesi" ifadelerinin bunun kanıtı olduğunu söylemişti.
3. AB'den ne farkı var?
Avrupa Birliği, üye ülkelerin üzerinde yer alan bir hükümetler üstü yapıyken ŞİÖ, işbirliği için kurulmuş hükümetler arası bir yapı özelliği taşıyor.
AB'nin ekonomi, politika, güvenlik ve insan hakları konusunda bağlayıcı bir müktesebatı, üye ülkelerden parlamenterlerin temsil ediği ve yasama gücü bulunan bir meclisi, mahkemesi, marşı ve tüm üye ülkelerin bayraklarının yanında kullandığı bir bayrağı bulunurken bunlar ŞİÖ'de mevcut değil. AB'nin üye ülkeleri arasında insan, sermaye ve ürünlerin serbest dolaşımı bulunurken ŞİÖ'de bunlar da yok. AB, diğer ülkelerle de serbest ticaret anlaşması imzalayabilirken ŞİÖ üyeleri kendi aralarında bile serbest ticaret anlaşmasına sahip değil.
ŞİÖ'ye kıyasla, AB'ye daha çok benzeyen Asya örgütü ise Avrasya Ekonomik Birliği (AEB). Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan'ın üye olduğu AEB'de insan, sermaye ve ürünlerin serbest dolaşımı bulunuyor.
2013 yılında "Türkiye hem NATO üyesi, hem de ABD'nin en yakın müttefiklerinden. ŞİÖ üyelerinin bu şartlarda Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmesi mümkün değil" diyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in danışmanı Sergey Markov, bu yüzden Türkiye'nin ŞİÖ'ye değil AEB'ye üye olabileceğini söylemişti.
Kazakistan lideri Nursultan Nazarbayev de 2014 yılında Türkiye'yi AEB üyeliğine davet etmişti.
4. Neden Türkiye'nin gündeminde?
Türkiye 2011 yılındaki başvurusunun ardından 2013'te ŞİÖ'nün diyalog ortağı konumuna gelmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tarihten sonra hem başbakanlığı hem de cumhurbaşkanlığı döneminde pek çok defa Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olarak kabul edilmesi karşılığında AB'ye tam üyelik başvurusunu geri çekebileceğini açıklamıştı.
Erdoğan'ın, son olarak geçen hafta "Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. 'Benim için varsa, yoksa Avrupa Birliği' dememeli. Mesela, 'Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?' diyorum. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye'nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum" açıklaması üzerine ŞİÖ üyeliği tekrardan gündem oldu.
5. Türkiye için AB'nin alternatifi olabilir mi?
Peki ŞİÖ, Türkiye için AB'nin alternatifi olabilir mi?
Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol'a göre bu sorunun cevabı "Hayır".
AB'nin kendine özgü bir entegrasyon süreci olduğunu, ŞİÖ'nün ise ekonomiden ziyade siyasetle ilgili ve NATO'ya alternatif olabilecek bir oluşum olduğunu söyleyen Baydarol, "Erdoğan'ın bu konudaki mesajı ŞİÖ'nün AB'ye alternatif olarak görülmesini değil, Erdoğan'ın Batı dünyasına bir alternatif arayışını ifade ediyor, NATO'yu tartışma haline getiriyor" diyor.
Erdoğan'ın bugün NATO Parlamenterler Meclisi toplantısında ittifak üyelerine sert mesajlar verdiğini hatırlatan Baydarol, "Türkiye'nin Batı'yla entegrasyonu bırakıp ŞİÖ üyeliği yoluna girmesi çok çok zor. Türkiye'nin ekonomisi Batı'yla entegre. Bunu koparıp da yerine kısa vadede, hele böyle bir konjonktürde bir alternatif bulması olası gözükmüyor" uyarısında bulunuyor.
Baydarol, NATO ile Rusya arasında gerginlik tırmanırken böyle mesajlar vermenin Türkiye için riskler taşıdığını düşünüyor:
"Rusya ve NATO Ukrayna'da silahlarını birbirine çeviriyor. Türkiye eğer Rusya'nın kampına girerse Batı da silahlarını Türkiye'ye çevirir."