BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Türkiye prangalarından kurtulmalı

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, katıldığı konferansta Türkiye'nin daha fazla büyümesi için öncelikli yapılması gerekenleri açıkladı

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'nin ayağında halen bazı prangalar olduğunu belirterek, "O prangalardan kurtulmalıyız, o prangaları çıkarmalıyız. Türkiye'nin daha fazla büyümesini istemeyenler o prangaların ayağında kalmasını istiyor" dedi.

Atalay, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Türk Ocağı tarafından İÜ Fen Fakültesi Prof. Dr. Nazım Terzioğlu Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Bir Fikir Hareketinin Yüzyılı: Türk Ocakları Uluslararası Sempozyumu"na katıldı. Sempozyumda konuşan Beşir Atalay, Türkiye'nin ayağında halen bazı prangalar olduğunu belirterek, "O prangalardan kurtulmalıyız, o prangaları çıkarmalıyız. Bunları ancak daha geniş bakarak çıkarabiliriz. Türkiye'nin daha fazla büyümesini istemeyenler o prangaların Türkiye'nin ayağındakalmasını istiyor. Kimileri teröre destek vererek, kimileri yanlış, bölücü unsurları uluslararası alanda destekleyerek bu yönde çalışmalar yapıyor. Biz Türkiye olarak, millet olarak, ülkemizin, milletimizin bütün değerlerini, bütün unsurlarını, zenginliklerini daha fazla sahiplenmeliyiz, daha fazla paylaşmalıyız" diye konuştu.

"Önyargılardan, darlıklardan, tahammülsüzlüklerden, kısır iç siyasi çekişmelerden daha fazla kurtulmalıyız" diyen Beşir Atalay, her insanın değerli olduğunu ve hiç kimseyi kenara koymadıklarını söyledi. Beşir Atalay, devletin, bütün vatandaşlarının güvenini daha fazla kazanması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Devlet, geçmişte vatandaşlarının birçok kesiminin bazı sebeplerden dolayı güvenini kaybetmiş. Biz özeleştiri yapıyoruz, bu özeleştiriden de çekinmeyelim. Kimi dindar kesimlerle, başörtülülerle, Alevi ve Kürt vatandaşlarla, başkalarıyla çeşitli sebeplerle devletin hep sorunları olmuş. Tepede toplum plancıları, bir anlamda devleti o konuma düşürmüşler ve vatandaşların bazı kesimlerinin devletle arasında sorunlar doğurmuş. Adeta kendi vatandaşlarının bazı kesimlerinin güvenini kaybetmiş. Biz bugünecdadımızdan da örnek alarak, Osmanlı ecdadı dünyada en iyi örneği odur, tekrar bütün güvenleri kazanmak durumundayız. Burada haksızlar, adaletsizlikler varsa onları da gidermeliyiz ve bunları telafi etmeliyiz."

Atalay, millete tepeden bakan ve devlet adına yanlış yapanların o hatalarının da telafi edilmesi ve bütün vatandaşların güvenini kazanmaları gerektiğini ifade etti. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "O zaman bu özeleştirileri gereği gibi yaparak hem terörün, hem Türkiye aleyhinde o lobilerin zeminini de ancak böyle yok edebiliriz ve vatandaşlarının güvenini kazanan devlet daha güçlüdür. Yoksa korkularla yaşar gideriz ve büyük düşünmemizin önünde de daime bu prangalar devam eder. Bugün devlet geçmişiyleyüzleşiyor, vatandaşlarının hepsiyle barışıyor ve daha fazla güçleniyor" dedi.

SİYASET KURUMUNA GÜVEN ARTTI

Ülkemizde toplum mühendisliği döneminin artık bittiğini, aksine bugün siyasetin milletin rehberliğinde yapıldığını ifade eden Atalay, "Daha fazla milletin ağırlığı artıyor, milli iradenin gücü artıyor, milli iradenin gücü üzerindeki vesayet mekanizmaları temizleniyor ve siyaset gerçek mecrasına oturuyor, milli irade mecrasına oturuyor. Siyaset böyle oldukça hedeflerimizde yanılmayız ve biz kendimize de pay çıkarırız" ifadelerini kullandı.

Beşir Atalay, siyaset kurumuna güvenin sağlanmasında bu dönem çok mesafe alındığını ifade ederek, "Siyaset kurumuna Türkiye'de güven çok düşmüştü. Psikolojik ortamlarda siyasete ve siyasetçilere güven özellikle düşürülüyor, aslında demokrasiye güven düşürülüyordu. Siyasete güven ne kadar fazlaysa, demokrasinin gücü o kadar fazladır. Bugün Türkiye o yönde büyük mesafeler aldı ve almaya devam ediyor. Hem siyasete güven artıyor, hem de demokrasi güçleniyor. Kısacası siyasetçiler ve aydınlar milletin adamlarıoldukça hem demokrasi daha güçlenecek, hem de hedeflerimiz daha büyüyecek. Bugün milletin adamları oluyorlar ve bende bu kavramı seviyorum, önemli buluyor. Eğer siyasetçiler, aydınlar milletin adamları olursa, o zaman bu millet coşuyor sel gibi. Bu millete güç yetmiyor özgüveni geliyor ve böyle büyük hedeflere doğru koşuyor. Yeter ki milletle bütünleşin, millete tepeden bakmayın" dedi.