Fiat Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Jan Nahum, Türkiye pazarında bu yıl yüzde yüze yakın iyileşme olduğunu açıkladı.
Abone olFiat Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Jan Nahum, Türkiye'deki otomobil pazarının, bu yıl yüzlerini güldürdüğünü, neredeyse pazarda yüzde 100'e yakın bir gelişme olduğunu söyledi. ''60. Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı''nı izlemek üzere Türkiye'den gelen basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Nahum, otomobil pazarının 2 yıldır beklenen çıkışı, bu yıl gerçekleştirdiğini belirtti. Nahum, en önemli konunun, bu gelişmenin aynı şekilde devam edip etmeyeceği olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: ''Her halükarda, pazar büyümeye devam edecek. Yapısal değişiklikler yapıldı, makro ekonomik dengeler oturdu, enflasyon düştü, kurlar kontrol altında. Artık, politik bir istikrarın da varlığı söz konusu. Dolayısıyla tüketici güvencesinin, yerine gelmemesi için bir neden yok. Tüketici güvencesi yerine geldi. Pazar, yavaş yavaş Türkiye gibi bir memleketin ihtiyaç duyduğu seviyeye doğru, tırmanmaya başladı. Türkiye'deki otomobil pazarı, bu yıl yüzümüzü güldürdü, neredeyse pazarda yüzde 100'e yakın bir gelişme var.'' Gelişen GSMH ve faizlerin düşmesinin, tüketicinin otomotiv pazarına geri dönmesinin ana bileşenleri olarak ortaya çıktığını vurgulayan Nahum, gelecek yıl şartlarda bir değişiklik olmadığı takdirde, pazarın büyümüye devam edeceğini tahmin ettiğini söyledi. Nahum, bunun seviyesi ve boyutunu söylemenin zor olduğunu ifade ederek, ''Yani, önümüzdeki yıl yüzde 100'lük bir gelişme mi olacak, yoksa daha normal yüzde 30'lar düzeyinde, ya da yüzde 15-20 civarında bir gelişme mi olacak? kestirmekte zorluk çekiyorum. Ama, her halükarda pazar gelişmeye devam edecek. Çünkü, artık harekete geçti. Dengeler oturdu.'' ''LİGDEN DÜŞMÜŞTÜK Jan Nahum, Türkiye'nin tarihinde iki kez tüm araçlarla birlikte 700 bin araç satılan pazar durumuna geldiğini ve Hindistan, Arjantin, İran gibi gelişmekte olan pazarlar liginde bulunduğunu, ancak son krizlerle birlikte bu ligden düştüğünü anımsattı. Bu sene iç pazarda hafif ticari araçlarla birlikte 350 bin aracın satılacağını, önümüzdeki yılın gelişmesiyle birlikte bu sayının 500 bine çıkabileceğini dile getiren Nahum, ''Bu bizim gelişmekte olan pazarlardan biri olduğumuzu ortaya koyuyor. Böylece o lige bir daha girmiş oluyoruz. Dünyanın en süratli gelişen pazarlarından biri oluyoruz. Ne kadar hızlı gelişse bile boyut olarak bir yılda bütün açığı kapatamıyor. Önümüzdeki yıl Türkiye yine dünyanın ciddi gelişen pazarlarından biri olmaya devam eder'' diye konuştu. ''TREND POZİTİFE DÖNDÜ'' Nahum, ''Pazar için en büyük risk nedir?'' yönündeki soru üzerine, Türkiye'de bir takım trendlerin bulunduğunu, ancak yukarı dönüş başladığında, bu trendlerin düşmesinin biraz zor olduğunu söyledi. Tüketicinin pazara çıkabilmesi için belli bir güvencesinin olması gerektiğini, o güvencenin de belli bir sürede gerçekleştiğini belirten Nahum, şöyle devam etti: ''Onun bozulması da belli bir vakit alıyor. Dolayısıyla artık tüketici güveni geldi. Birtakım küçük sarsıntılar da olsa, o güveni sarsmaz. Sarssa bile kısa dönem için sarsar. Ana trendi değiştirmez. Ben artık, trendin pozitif ve yükseğe döndüğüne inanıyorum ve böyle de sürecek. Tabii, çok büyük çalkantılar olur, çok büyük politik sorunlar çıkar ortaya, Ortadoğu karışır... Bunları şimdiden kestirmek zor ama böyle olaylar olursa ki ben böyle bir olasılık görmüyorum, değişebilir.'' ''Geçmişte de krizler öncesinde ekonomide bahar havası eserdi, şimdi fark ne?'' şeklindeki soruya karşılık Nahum, ''Bu defa ortam farklı. Bugüne kadar ekonomik gelişmeler, hep ani ve yapay olmuştu. Yani makro ekonomik dengelerde ve altyapıda istikrarlı bir yapı oluşmadan, herşey olan gelişmenin üzerine inşa ediliyordu. Oysa, bu defa Türkiye krizden kolay çıkmadı. Önce temel konuları halletti. Yapısal değişiklikleri yaptı, yani yapmacık uygulamalarla değil, artık yapısal değişimlerin etkisiyle olduğu için bunların değişmesi zor'' yanıtını verdi. ''ÖNEMLİ OLAN MAKRO EKONOMİK DENGELER'' Nahum, ''Türkiye'deki yeni ortam Fiat için avantaj oluşturuyor mu?'' sorusu üzerine, böyle bir ortamın sadece Fiat için değil, herkesin tüketicisinin beklentisini cevaplandırmasını gerektirdiğini söyledi. Türkiye'de tüketiciye sürekli yeni mododel sunumu olduğuna işaret eden Nahum, Türkiye'ye üretim merkezi olarak hareket etmesi açısından da bir parantez açılması gerektiğini ifade etti. Nahum, enflasyonun deflasyona döndüğünü, bunun da çok pozitif olduğunu, kurların kontrol altına alındığını dile getirerek, şöyle konuştu: ''Bu ikisi arasındaki makas kısa dönemdeki rekabet gücümüzü menfi şekilde etkileyebilir. Ancak, ihracat kısa soluklu bir olay değil, otomotiv daha da uzun bir olay. Dolayısıyla kısa dönemli bir ekonomik gişata göre değerlendirme yapmak yanlış. Bu bakımdan Türkiye'nin makro ekonomik dengelerinin oturması, kısa dönemli bir rekabet gücü azalması gibi görünse bile, bir güvence bir istikrar unsuru olduğu için uzun dönemli pozitif etken olabilir.'' 1 MİLYON ARAÇ HEDEFİ ''İstikrar ve gelişmenin devam etmesi halinde, Türkiye yılda 1 milyon araç üretimine ulaşabilir. Bunu da 2005-2010 yılları arasında gerçekleştirebilir'' ifadesini kullanan Nahum, her yeni modeli değerlendirdiklerini, hiçbir model için ''Türkiye'ye gelmez'' demediklerini, yeni Fiat Panda'nın Türkiye için gözden geçirilebileceğini bildirdi. Jan Nahum, Türkiye'nin Fiat için ciddi bir üretim merkezi olma statüsünü devam ettirdiğini vurgulayarak, ülke istikrara kavuştukça, bu durumun daha da güçlendiğini sözlerine ekledi.