BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,70
ALTIN 2.955,66
HABER /  GÜNCEL

Türkiye, neden kış olimpiyatları ülkesi değil?

Türkiye'de lisanslı ve faal sporcuların içinde kış sporları (kayak, buz pateni, buz hokeyi ve kızak) ile uğraşanların oranı yüzde 1,3. olimpikturk.com yazarı Cüneyt Kazokoğlu'nun değerlendirmesi.

Abone ol

22. Kış Olimpiyat Oyunları'nın Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki sayfiye kenti Soçi'de başlıyor.

Oyunlar hem siyasi, hem sosyal hem de ekonomik boyutlarıyla tartışılıyor. Kafkasya odaklı siyasi sorunlar, eşcinsel hakları, protestolara sınırlama ve güvenlik konularının yanı sıra bütçe de Soçi tartışmalarının odağında.

Bugüne kadar bütçesi 3-4 milyar doların üstünde kış Olimpiyat oyunu yokken, Soçi'nin bütçesi 51 milyar doları aşmış durumda. 2007'de oyunlara adayken açıklanan bütçenin (12 milyar dolar) 4 katından fazla olan bu miktar, Soçi'yi, yaklaşık 45 milyar dolarlık 2008 Pekin oyunlarını da geçerek bütün Olimpiyat tarihinin en pahalı oyunu yapıyor.

Türkiye'deki TOKİ'nin Rusya'daki spor odaklı muadili diyebileceğimiz ve Rusya'da Olimpiyat organizasyonunu da ulusal olimpiyat komitesinin yerine yöneten Olimpstroy ve yine ülkenin en büyük kamu şirketlerinden devlet demiryolları yönetiminde gerçekleşen inşaat hamlesinin ulaştığı boyutları birkaç dikkat çekici rakamla özetlemek mümkün.

Yıl içinde ortalama hava sıcaklığının 0 derecenin altına nadiren düştüğü, Stalin'in "yaz tatili mekânı" olarak şöhrete kavuşturduğu Soçi'de sadece kapalı salon sporları yapılırken, kar gerektiren sporlar kıyıdan yaklaşık 50km içeride dağlık bölgede, Krasnaya Polyana'da düzenlenecek.

Karadeniz kıyısındaki tesis kümelerini, Krasnaya Polyana ile bağlayacak 48 km'lik demiryolu için 8.7 milyar dolar harcanmış. Soçi'nin yeni tren garının yolcu kapasitesi Berlin'in merkez garı ile aynı kapasitede.

Nüfusları 14 milyon ile birbirine benzer yakın büyüklükteki iki metropolden Moskova'da yatak kapasitesi 100 bin, İstanbul'da 150 bin iken, yaklaşık 350 bin nüfuslu Soçi'de ise olimpiyata hazırlık süresince yapılan otellerle yatak kapasitesi 50 bine ulaştı.

Dev projelerin amacı

Washington'daki George Washington Üniversitesi Avrupa, Rusya ve Avrasya Araştırmaları Enstitüsü'nde görevli, "The 2014 Winter Olympics and the Evolution of Putin's Russia - 2014 Kış Olimpiyatları ve Putin Rusyası'nın Evrimi" kitabının yazarlarından Robert Orttung, Soçi gibi dev projelerin Rusya'da üç amaca hizmet ettiğini belirtiyor.

Rusya'nın uluslararası imajını yükseltmenin yanında bu tarz mega-projelerin ikinci amacı normal şartlarda verimli kaynak aktarılamayacak yörelere altyapı yatırımları sağlamak. Bu amaçla 2012'de sadece 2 gün süren APEC (Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü) konferansına ev sahipliği yapan Vladivostok'a 20 milyar dolar, 2013 Universiade'nin yapıldığı Kazan'a ise 7 milyar dolar yatırım aktarılmış. 2018 Futbol Dünya Kupası'nın yapılacağı 11 şehre de benzer tutarlarda harcamalar yapılacak.

Üçüncü neden ise, yazara göre, bu para dağıtım sisteminin Putin'in iktidarını koruması.

Orttung, ihaleleri Olympstroy tarafından verilen Soçi'deki tesislerin inşaat maliyetlerinin başka ülkelerdeki oyunlardakinden üç kat yüksek olduğunu ve aradaki farkın Putin'in iktidarını pekiştiren ve koruyan zümrelere aktığını öne sürüyor.

Bütün bunlar, Dünya Kayak Federasyonu başkanı İsviçreli Gian-Franco Kasper'in "Soçi bütçesinin üçte biri yolsuzluğa gitti" ifadesinin dahi iyimser kalabileceğini gösteriyor.

Türkiye'nin zorlukları

Türkiye hiçbir zaman bir kış oyunları ülkesi olmadı.

Madalya bir kenara, bugüne kadar düzenlenen (Soçi dahil) 22 kış olimpiyat oyununun 8 tanesine katılmadı bile.

Türkiye'de lisanslı ve faal sporcuların içinde kış sporları (kayak, buz pateni, buz hokeyi ve kızak) ile uğraşanların oranı yüzde 1,3.

Cumhuriyet döneminde bugüne kadar Türkiye'nin katıldığı yaz Olimpiyat oyunlarında ortalama sporcu sayısı 50 iken, kış oyunlarında bu rakam sadece 6.

Yaz oyunlarına Türk kadınları ilk defa 1936'da yarışırken (Suat Fetgeri Aşeni ile geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Halet Çambel), kış oyunlarına bir kadın sporcu ilk defa 2002 yılında gitti.

Şu bir gerçek ki Türkiye'de "yaz sporunda" eleştirilen ve sorun olarak nitelenen ne varsa, "kış sporunda" katlanarak artıyor. Sponsor bulamamak mı? Kış sporlarında çok daha büyük sorun.

Tesis eksikliği mi? Örneğin Türkiye'de sporcu yetiştirmeye müsait sadece 6 adet buz pateni sahası var. Kayakla atlama gibi dallar, ancak 2011'de Erzurum'da Üniversite Oyunları ile Türkiye'de de mümkün olabildi, ancak devamı gelmedi.

İlkler

Türkiye, kayak branşları dışında bir dalda ilk defa, 2006 Torino oyunlarına bireysel çabasıyla katılabilen Tuğba Karademir tarafından artistik patinajda temsil edildi.

Bu yıl, buz dansında Türkiye'yi temsil edecek Alisa Agafonova/Alper Uçar çifti gene Türkiye için bir ilk demek.

Türkiye'nin kayaklı koşudaki temsilcileri Kelime Aydın Çetinkaya ve Sabahattin Oğlago, 2002 Salt Lake City'den beri süren olimpiyat kariyerlerinde 4. defa yarışacaklar.

Bu başarı, onları Türk spor tarihinde olimpiyata en çok katılan sporcu, yüzücü Derya Büyükuncu'dan (6 defa) sonra halterci Naim Süleymanoğlu ile aynı seviyeye çıkaracak.

Olimpiyattan sonra, Mart başında düzenlenecek olan Paralimpik kış oyunları da Türkiye için bir ilki barındırıyor.

Amerika'da yaşayan 51 yaşındaki kayakçı Esat Bayındırlı, Türk spor tarihinde Paralimpik kış oyunlarına katılan ilk sporcu olacak.

Bütün bu veriler, teselli ya da bahane olmak zorunda değil. Ancak Türkiye'nin sporcu yetiştirmedeki sistem eksikliğinin, kış sporlarında daha da fazla olduğunu vurgulamak ve bireysel çaba ile yakalanan başarıların altını daha da kalın çizmek gerekiyor.

Türkiye'nin, kış Olimpiyat oyunları tarihinde ilk 10'da yer alan ABD, Rusya, İskandinav ülkeleri seviyesine çıkmasını beklemek gerçekçi değil

Ancak Türkiye'nin 2020 yaz oyunları ev sahipliği için yarıştığı ve bugüne kadar kış oyunlarında toplam 2 madalya kazanmış, Soçi'ye 20 sporcuyla giden İspanya seviyesine çıkabilmek mümkün olmalı.

Türkiye'nin diğer rakibi Japonya mı? Onu hiç sormayın: Japonya'nın kış oyunlarında bugüne kadar 37 madalyası var. Soçi'ye 113 sporcu ile gidiyor.