IŞİD Musul'daki Türk Konsolosluğu'na saldırdı. Peki Türkiye bu saldırı sonrası ne yapacak? Başbakanlık'taki zirvede operasyon mu görüşüldü? IŞİD saldırısı sonrası olası senaryolar...
Abone olIrak’ın Musul kentinde Türk Başkonsolosluğu’nun IŞİD militanları tarafından basılması nedeniyle Başbakanlık’ta olağanüstü zirve yapıldı.
Zirveye Genelkurmay Harekat Başkanı Erdal Öztürk’ün de katılması Musul'a askeri operasyon mu düzenlenek sorusunu gündeme getirdi.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na baskın düzenlemesi Ankara’yı alarma geçirdi. Başbakanlık’ta konuyla ilgili olağanüstü toplantı gerçekleştirildi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la konuyu masaya yatırdı.
Yaklaşık iki saat süren zirvenin ardından Başbakanlık’tan yapılan açıklamada, toplantıda Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Erdal Öztürk’ün de yer aldığı bildirildi.
Korgeneral Erdal Öztürk’ün de toplantıya katılması, askeri harekat ihtimalinin de masaya yatıldığı yorumlarına neden oldu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Efkan Ala, “Dışişleri Bakanlığımız açıklama yapacak, onu bekleyin” dedi.
KÖŞK HAREKETE GEÇTİ
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gelişmelerle ilgili bilgi almak üzere Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru'yu Çankaya Köşkü'ne çağırdı.
Musul kentini ele geçiren IŞİD militanları, Türk Başkonsolosluğu’na baskın düzenledi. Militanlar, elçilik çalışanlarını da rehin aldı.
TÜRKİYE'NİN MUSUL VE KERKÜK'TEKİ HAKLARI
Musul'un IŞİD'in kontrolüne geçmesiyle birlikte ülkede tam bir kaos hakim. Irak Başbakanı Maliki, başta Avrupa Birliği olmak üzere dünya ülkelerine acil yardım çağrısında bulundu. Irak'ın bölünmüş yapısı ve otorite boşluğundan doğan kaos ortamı, bölgedeki Türkmen'lerin can güvenliği olduğu kadar Türkiye'nin Musul ve Kerkük'teki haklarını da yeniden gündeme getirdi.
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BOZULURSA TÜRKİYE GİREBİLİR
Mısak-ı Milli sınırları içinde kalan Kerkük ve Musul, 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile birlikte toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla terk edilmişti. Irak'ın toprak bütünlüğü esas alınarak yapılan İstanbul Anlaşması'na göre, bugün bölünmüş yapısı ve bölgenin illegal örgütlerin kontrolüne geçmesi Türkiye'nin haklarını gündeme getirdi. Buna göre, otorite boşluğundan kaynaklanan kaos ortamı, Türkiye'nin Kerkük ve Musul'a girebilmesi için uluslararası hukukta meşru zemini hazırlıyor. Yani Türkiye eğer isterse, Kerkük ve Musul'daki haklarını gündeme getirerek bu iki şehri kontrol altına alabilir.