Avrupa Birliği karşı deklarasyonu erteledi. Kıbrıs krizi ve yeni koşulların dillendirilmesi Başbakan Erdoğan'ı kızdırdı. Erdoğan İtalyan La Repubblica gazetesine konuştu.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 3 Ekim'de Avrupa Birliği'ne tam üyelik müzakerelerine başlayacağına inandığını, tam üyeliği öngörmeyen farklı önerilerin gündeme getirilmesi durumundaysa Ankara'nın AB'den vazgeçip kendi yoluna devam edebileceğini söyledi. İtalya'da yayımlanan La Repubblica gazetesi Başbakan Erdoğan ile yaptığı söyleşiyi bugünkü sayısında, ''Avrupa bize şaka yapmamalı, Türkiye kesip atmaya hazır'' başlığıyla sundu. Erdoğan, gazeteye verdiği demeçte, ''Yeni blöflere kanacak durumda değiliz. Ankara ile AB arasında müzakerelerin başlaması gereken tarih olan 3 Ekim'de bugüne dek mutabık kalmış hususlar haricinde bir şeyi önümüze getirmeye kalkarlarsa biz kendi yolumuza devam ederiz'' dedi. Başbakan Erdoğan, Avrupalı liderlerin Aralık 2004'te verdikleri söze bağlı kalacaklarına inandığını belirterek, şöyle konuştu: ''Benim ülkem müzakerelere başlamak için tüm hazırlıkları tamamladı. 17 Aralık'ta Brüksel'de bize karşı yükümlülük altına girmiş olanların sözlerini tutacaklarından eminim. Dolayısıyla herhangi bir kaygı duymuyorum.'' Erdoğan, ''Bu dedikleriniz gerçekleşmezse Avrupa hayalini terk etme ihtimaliniz var mı?'' sorusuna, ''3 Ekim'de bizi bugüne kadar söylenmiş olanlardan farklı şeylerle yüz yüze bırakacak olurlarsa Türkiye bu tür bir blöfü yutmaz. Kendi yolumuza devam ederiz'' yanıtını verdi. Böyle bir durumda ''Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini Ankara kriterleri haline getirerek yola devam edeceğini'' söyleyen Erdoğan, ''Size tam üyelik yerine, ayrıcalıklı ortaklık önerilirse kabul eder misiniz?'' sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı: ''Hayır. Bu türden bir tavır devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz. Avrupa Birliği kuralları ve yasalarından uzak durumdaki önerileri kabul etmemiz mümkün değildir.'' -''GÜNEY KIBRIS'I TANIMAK, KOPENHAG KRİTERLERİ ARASINDA DEĞİL''- Başbakan Erdoğan, AB üyeliğine talip Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimini tanımamış olmasının çelişki olduğu ileri sürülen soruya karşılık olarak şunları kaydetti: ''Bizden yeni adım bekleyenler hata ediyorlar. Güney Kıbrıs'ı tanımak Kopenhag kriterleri arasında değil. Biz o kriterlerin tümünü yerine getirdik. AB ile müzakerelere başlayabilmek için istenilen her şeyi tamamladık. Şimdi yeni talepler, yeni koşulların sırası değil. Kaldı ki Güney Kıbrıs, adanın tümünü de temsil etmiyor. Öncelikle sınır sorunlarını halletsinler, daha sonra tartışırız.'' Erdoğan, bir başka soruya verdiği yanıtta ise AB'nin Hıristiyan kulübü olarak algılanmadığının gösterilmesi açısından da Türkiye'nin tam üyeliğinin büyük önem taşıdığını söyledi. ''Çok sayıda politikacı AB'yi bir Hıristiyan kulübü gibi görmek istiyor. Biz bunlar arasında değiliz, zaten birliğe de böyle bakılmamalı'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Biz ortak değerlerin oluşturulması yanlısıyız. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmaması, bu değerlerin paylaşılmaması anlamına gelir.'' Erdoğan, ''Ortak değerlerden kastınız nedir?'' sorusunu ise şu sözlerle yanıtladı: ''Biz, yüzünü sürekli Batı'ya dönmüş bir uygarlığın mirasçısıyız. Türkiye, günümüzde, uygarlıklar barışını gerçekleştirmek istiyor. Akdeniz'in bir barış havzası haline gelmesini arzuladığımız için Napoli'de ödül almam benim için çok önemli. Günümüz dünyasında en büyük sorun terörizmdir. Türkiye, tüm bölgede istikrar sağlanmasına ciddi katkısı olacak bir ülkedir. Farklı uygarlıklar arasında bir ittifak oluşturmak istiyoruz. Televizyonlarda her akşam izlemek zorunda kaldığımız korkunç sahneleri artık görmeyeceğimiz günlerin de bir gün geleceğine inanıyoruz.''