Haaretz gazetesi muhabiri Amir Oren, Türkiye'nin NATO'nun yeni teknolojisinden faydalanmasını istemediğini söyledi. BBC Farsça Bölümü'nden Mehdi Parpanchi'ye göre ise 'İran Türkiye'ye minmnettar ama hala kaygılı'.
Abone olNATO, Lizbon Zirvesi'yle 10 yıllık stratejisini belirledi ancak gerek bu stratejiye, gerekse de Türkiye'nin zirvede takındığı tavra tepkiler sürüyor.İttifak üyesi 28 ülkenin liderleri, üye ülkeleri orta menzilli füzelerle düzenlenecek saldırılardan korumaya yönelik bir füze kalkanı projesinde anlaşmıştı.Ancak Türkiye'nin ısrarı üzerine, zirve bildirgesinde hiçbir ülkenin adı tehdit olarak geçmedi.Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy zirve sırasında, füze kalkanının asıl İran'ı hedeflediğini söylemişti.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise bugün Ankara'da gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Sarkozy'nin sözleriyle ilgili olarak, "Kendi şahsını bağlar'' yorumunu yaptı. Türkiye olarak, füze kalkanı projesinde komutanın hep NATO'da olması gerektiğini savunduklarını da söyleyen Erdoğan, "Komuta şu ülkededir diye belirlenmiş bir karar da yok." dedi.Biz de BBC Türkçe Bölümü olarak, İranlı ve İsrailli iki gazetecinin zirvede alınan kararlarla ve Türkiye'nin zirvede takındığı tutumla ilgili görüşlerini aldık.BBC Farsça Bölümü'nden Mehdi Parpanchi, Lizbon'daki NATO Zirvesi'ni yerinde izlemiş ve İran'dan zirve sonrası yapılan açıklamaları dikkatle takip etmiş bir gazeteci.İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesinin muhabirlerinden Amir Oren de, İsrail-NATO ilişkileri üzerine de yazılar yazmıştı.BBC Türkçe: NATO Zirvesi bildirgesinde adı geçmese de, örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye göre füze kalkanının "asıl hedefi" olan İran, zirvede alınan kararları nasıl değerlendiriyor?Mehdi Parpanchi (BBC Farsça Bölümü): Bu konuda hemen hemen iki farklı tepkiye tanık oluyoruz. Bir yanda, Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki'nin Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla bir telefon görüşmesi yapması ve ona teşekkür etmesi var. Bu teşekkürün nedeni, Davutoğlu'nun NATO'daki duruşu. Zira İran'ın NATO bildirgesinde bir "füze tehdidi" olarak zikredilmemesinin temel nedeni, Türkiye'nin takındığı tavır. İran bu nedenle fazlasıyla minnettar Türkiye'ye...Ancak öte yandan İran'da başka tepkiler de var NATO Zirvesi'ne...İran'da genelde, Türkiye topraklarının da füze kalkanı projesi kapsamında kullanılacağına yönelik işaretlerin artması kaygıyla izleniyor. İran Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında da, "Türkiye dost bir ülke olsa da, kaygılarımızı Türk yetkililere yansıttık" şeklinde bir ifade yer aldı.BBC Türkçe: Peki son Lizbon Zirvesi sonrası, İran'ın NATO'ya ilgili görüşlerinde, algılamalarında herhangi bir değişiklik var mı?Mehdi Parpanchi (BBC Farsça Bölümü): İran, NATO'nun kendisi için herhangi bir tehdit oluşturmadığını söylüyor. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad da, NATO'nun gelecekte, küresel gelişim alanında herhangi bir rol oynamayacağını belirtiyor. Zira Ahmedinejad'a göre, NATO, dünyadaki tüm sorunları, bunlara siyasi sorunlar da dahil, askeri yollardan çözmeye çalışıyor. Birkaç gün önce, "Bu devrin son bulduğunu" söylemişti Ahmedinejad...İran Savunma Bakanı General Ahmed Vahidi'nin de bugün hemen hemen aynı şeyi söylediğini gördük. Vahidi ayrıca, askeri kapasitesine ve gelişmiş silahlarına karşın, NATO'nun çöküşün eşiğinde olduğunu da söyledi.Orta Doğu'da, NATO Zirvesi'nin ve Türkiye'nin tavrının dikkatle izlendiği ülkelerden biri de İsrail. İsrail, İran'ı bölgede kendisi için "en büyük tehdit" olarak gördüğünü gizlemeyen bir ülke. Ayrıca, bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle birlikte, "Akdeniz Diyaloğu" adlı NATO forumunun da bir parçası.Ancak NATO'nun son Lizbon Zirvesi'nde toplanmadı bu forum...İsrail'de, dış istihbarat servisi MOSSAD'a ait olduğu iddia edilen Debka File adlı internet sitesinde bir haber yer aldı.Bu haberde, varılan gizli bir anlaşmayla, füze kalkanının komutasının Türkiye'ye verildiği öne sürüldü.Ayrıca, bu durumda, Amerika'nın İsrail'e verdiği güvenlik garantilerinin hiçbir değeri olmadığı da iddia edildi.BBC Türkçe: Geçen hafta kaleme aldığınız bir yazıda, Türkiye'nin, kendi ifadesiyle "öfkesinin" İsrail'in NATO'yla ilişkilerine de zarar verdiğini söylemiştiniz. Bu yazınız ışığında, internet sitesi Debka File'ın iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?Amir Oren (Haaretz Gazetesi muhabiri): İsrail'e yönelik güvenlik garantileri hiçbir zaman NATO'nun işi olmamıştır. NATO, bir ortak savunma örgütüdür. Amacı da, ona üye 28 devleti korumaktır. Sorumluluk bölgesi dışındaki ülkeleri korumak değil... NATO hiçbir zaman İsrail için birşey yapmakla uğraşmamıştır. Yine de bununla birlikte, füze kalkanı projesiyle ilgili kararların ve NATO Zirvesi'nde alınan diğer kararların İsrail'i de ilgilendiren bir yönü var.BBC Türkçe: Peki nedir bu kararlar ve İsrail'i kaygılandıran yönleri var mı?Amir Oren (Haaretz Gazetesi muhabiri): Türkiye, Amerikalıların ve diğer bazı ülkelerin NATO Zirvesi öncesi organize ettiği görüşmelerde öncelikle, füze kalkanı projesinin hedef aldığı ülke olarak İran'ın adının geçmesini istemedi. NATO yetkililerine göre, Türkiye bir noktaya daha itiraz etti. Türkiye, radar verileri de dahil olmak üzere füze kalkanı projesinde toplanacak tüm bilgilerin, sadece ittifak üyesi ülkeler arasında paylaşılmasını talebinde bulundu. Üyelerin izni olmadığı sürece ittifak dışında hiçbir ülkeye verilemeyecekti bu bilgiler ve elbettte bu formül, İsrail'in birkaç yıl içinde faaliyete geçecek füze kalkanından yararlanmasını önlemeye yönelik. Oysa İsrail, İran'ın saldırısından korkuyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nin füze kalkanıyla bağlantısı olan bir ülke. Aegis, Cruise ve diğer füze sistemleri, İsrail'in, İran'dan gelebilecek bir füzeyi tespit edebilmesine, İran'ın saldırı düzenlememesi yolunda caydırılmasına yardımcı oluyor. Ancak Türkiye, İran'ın yeni dostu ve İsrail'in hasmı olarak, İsrail'in NATO'nun yeni teknolojisinden faydalanmasını istemiyor.