Türkiye, Kafkasya'nın puslu havasında kendisine yol arıyor! Satranç tahtasında iki taraf zafer için herşeyi harcayabilir!
Abone ol Kafkasya'da savaş çığlıkları atılırken Türkiye, savaşın puslu havasında kendisine rota arıyor. Erdoğan'ın girişimleri Türkiye'nin Kafkasya'daki konumunu sarsabilir mi? İşte tüm bu sorulara Abdullah Özdağan'ın yazısı dikkate değer cevaplar veriyor.Kafkasya’da satranç
Bakü'ye bir günlük ziyarette bulunan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Ziyaret sırasında Erdoğan'a Dışişleri Bakanı Ali Babacan eşlik etti.
Görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler, bölgedeki durum, iki ülkenin ortaklaşa gerçekleştirdiği projelerin güvenliği, Türkiye'nin "Kafkas Birliği" önerisi ve diğer konular müzakere edildi.
Ortak beyanatları,
"Türkiye ve Azerbaycan, bölgede barış ve huzur sağlıyor. Türkiye-Azerbaycan dostluğu, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunuyor. İrademiz, büyük çaplı enerji ve ulaştırma projelerinin gerçekleşmesini sağladı" şeklinde oldu, ama durum gerçekte öyle mi?
Türkiye bir ikilemde sanki.
AGİT Minsk grubu, 16 senedir problemi çözmeye açalışıyor.
Dağlık Karabağ itilafı, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve Ermenistan’ın tavrı, bölgedeki barış bütünlüğünü sağlayamamanın ortak noktaları.
Türkiye, bir taraftan Azerbaycan ile Ermenistan arasında, Azerbaycan’dan yana denge oluşturmaya çalışırken, diğer taraftan da Rusya ile Gürcistan arasında başka bir dengeyi oturtmaya çalışıyor.
Güney Kafkasya'da durumun gerginleştiği ilk günlerde Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Kafkas Birliği" oluşturulması teklifinde bulunduğunu hatırlatmakta yarar var.
Türkiye, belki de bu güne kadar elinde olmayan müthiş bir fırsat yakaladı.
Kafkas Birliği’nin kurulabilmesi için en temel unsurlar, bizim lehimize ve bizim elimizde.
Erdoğan, daha sonra önce Moskova'yı ziyaret ederek, Devlet Başkanı Medvedev ile, oradan da Tiflis'e geçerek, Cumhurbaşkanı Saakaşvili ile bölgedeki durumu ve "Kafkas Birliği" teklifini müzakere etmişti.
Bu teklifin özünde; Güney Kafkasya ülkelerini, aynı zamanda Rusya, ABD ve Türkiye'yi bir araya getirmek arzusu var.
Erdoğan, bu konuyla ilgili olarak Ermenistan ile de müzakereler yapılacağını bildirmişti.
İşte en hassas nokta da burası.
Bir çok dengeyi aynı anda gözetmek zorunda Başbakan Erdoğan.
Bir yandan da olayın gözlemcisi uzmanlar, Bakü, Tiflis, Erivan, Ankara ve Moskova arasında bir kağıda huzur içinde imza atılamayacağı görüşündeler.
Bakü ve Ankara'nın Erivan ile diplomatik ilişkileri yok. Rusya ise Gürcistan'ın, yani egemen bir ülkenin topraklarını işgal etti.
Böyle bir platformda, ABD her ne kadar bölgeye uzak da olsa, ‘enternasyonal jandarma’lık görevini sürdürmeye çalışıyor.
Yani denge içinde denge var.
Kafkasya, bu gün bir satranç tahtası.
Oyuncularının sabırsız olduğu bir oyunda, kimin ne yapacağı kestirilemiyor.
Aslında oyunun büyük oyuncuları, Rusya ve ABD. Bizim yapmamız gereken ise, Şah olamayacağımız bu oyunda vezir olmaya çalışmak.
Bu arada, Başbakan Erdoağan’ın, konuyla ilgili Ermenistan ile görüşeceğini açıklaması, Ermeni makamlar tarafından bir zafer olarak yorumlanabilir.
İyi niyetli ve bölgeye barış getirmeyi amaçlayan hareketler, satranç tahtasındaki konumumuzu her an piyona çevirebilir.
Olmayan şeyleri bile birer tehdit ve şantaj unsuru haline getirmekte usta olan Ermenistan, arkasındaki ABD desteğiyle bu sözleri ‘tanıyorlar’ boyutuna getirebilir.
Çelik gibi sinirlere ihtiyaç duyulan bu Kafkasya Satrancı’nda, şah olma hayalini kurmaktan çok öte, sarsılmaz ve vazgeçilmez bir vezir posizyonu gözüküyor ülkemize.
Allah Önce at, sonra kale, sonra fil, sonra da piyon olup yenmekten korusun bizi ve ülkemzi.