BIST 10.025
DOLAR 35,21
EURO 36,76
ALTIN 2.963,61
HABER /  GÜNCEL

Türkiye IŞİD tehdinin farkına vardı mı?

Türkiye uzun süre IŞİD dahil radikal İslamcı örgütlere katılmak isteyen cihatçılara sınırda kolaylık tanımakla ve Suriye'ye geçişleri görmezden gelmekle eleştirilmişti. Hatay'daki birlikleri ziyaret eden BBC ekibi sınırdaki son durumu aktarıyor.

Abone ol

Türkiye ve Suriye arasındaki sınır pamuk tarlaları ve zeytin ağaçları arasından geçiyor.

Sınırın bir tarafında güçlü bir NATO üyesi, diğer tarafındaysa radikal İslamcı militanların kol gezdiği ve Batılı güçlerin hedefine oturan bir ülke var.

Türkiye 911 kilometrelik sınırın Suriye'deki iç savaş sayesinde güçlenen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüne ve diğer radikal İslamcı gruplara karşı kuvvetlendirildiğini söylüyor.

Ancak bugüne kadarki sınır geçişleri farklı bir tabloya işaret ediyor.

Suriye'de üç yılı aşkın süredir devam eden iç savaşta cihatçıların ana geçiş yolu hep Türkiye üzerinden oldu. Radikal İslamcı grupların silahları da yine Türkiye üzerinden Suriye'ye giriyordu.

Suriye'deki Beşar Esad rejimine katı biçimde karşı çıkan Ankara'nın politikası 'Esad hariç herkes makbuldür' çerçevesine oturmuştu.

Türkiye'nin Suriye'de giderek güçlenen radikal İslamcı örgütleri görmezden gelmesi ve daha da kötüsü aktif biçimde desteklemekle suçlanması Batıda sıkça eleştiri konusu olmuştu.

Ancak son aylarda tablo değişti. Haziran ayında aralarında Musul Başkonsolosu'nun da bulunduğu 49 Türk diplomat ve aile ferdi IŞİD tarafından rehin alındı.

Musul Başkonsolosluğu baskını ve IŞİD'in hem Suriye hem de Irak'ta hızla güçlenmesi Türkiye'nin duruşunu değiştirmesine yol açtı. Artık sınırlarda kuş uçurtulmuyor.

'Geçmek imkansız'

Hatay'da görev yapan Türk askeri birliklerini ziyaret etme şansı yakaladık. Bölgede devriyeler artırılmış. Sadece Hatay ve çevresinde 5 bin asker görev yapıyor. Amaçları sınırın kontrolünü ellerinde tuttuklarını göstermek.

Bölgedeki birliklerin komutanı Yarbay Ümit Durmaz bize sınırı korumak için kullandıkları yüksek teknolojili teçhizatı gösteriyor. Radarlar ve termal kameralar iş başında.

Yarbay Durmaz Türkiye'nin sınırı korumak için geç harekete geçtiği eleştirilerine katılmıyor ve "Suriye'deki savaş başlar başlamaz sınır kontrollerini artırmak için gerekli önlemleri aldık. Son üç haftadır da önlemler kademeli olarak artırıldı" diye ekliyor.

Yarbay Durmaz, Türkiye'ye yöneltilen eleştirilerin 'haksızlık' olduğu görüşünde.

Türkiye'nin Avrupa'yı radikal İslamcı örgütlerin yarattığı tehditten koruyup koruyamayacağını soruyoruz.

Yarbay Durmaz'ın cevabı şöyle oluyor: "Bizim iznimiz olmadan sınırı geçmek imkânsız. Avrupa'nın ve Türkiye'nin Türk ordusuna güvenmesini istiyorum. IŞİD ya da herhangi bir başka örgüt mevzilerimize saldıramaz. Eğer buna kalkışırlarsa tüm gücümüzle yanıt veririz."

Hatay ve çevresindeki Türk birlikleri genellikle ufak tefek kaçakçılık işlerine müdahale ediyor.

Her sabah içtimada 'Türkiye'nin sınırlarını ve toprak bütünlüğünü koruyacaklarına dair' yemin ettikten sonra bazı askerler izleme kulelerine çıkıyor.

Kulelerden Nusra cephesi kontrolündeki kuzey Suriye topraklarını görmek mümkün.

Bölgede görev yapan bir diğer komutan Yarbay Ünsal Akyel "Günde 10-15 kaçakçı yakalıyoruz. Çoğu sınırdan ya petrol ya da sigara geçirmeye çalışıyor. Genellikle ateş açıyorlar biz de karşılık veriyoruz" diyor.

Akyel sınırın karşı tarafındaki durumun yarattığı güçlüğü "Orada herhangi bir merkezi otorite kalmadığı için silahlar herkesin elinde" diyerek açıklıyor.

Tam bu sırada nehir kenarında bir hareketlilik fark ediliyor. Suriye'den Türkiye'ye geçmeye çalışan bir grup, askerin radarına takılıyor. Askerler zırhlı araçlarına binerek sınırı geçen gruba doğru hızla harekete geçiyor.

Gelenler savaştan kaçan mülteciler... Suriye'deki savaşın başlamasından bu yana ülkelerini terk eden 3 milyonu aşkın Suriyeliye eklenen birkaç kişi daha.

Yorgun argın gelen Suriyeliler güneşin altında oturuyorlar. En küçükleri elinde bir cam parçasıyla oyunuyor.

Yanlarına gidip konuşmak istediğimizde bize beş çocuk annesi Heyfek Neus cevap veriyor ve "Esad rejiminden kaçtık çünkü köyümüzü bombaladılar. Bir sürü çocuk öldü" diyor.

Ailenin bütün fertleri Türkiye sınırını geçmeyi başaramamış, Heyfek Neus kardeşinin yolda öldüğünü söylüyor.

'Kolay hedef'

Sadece yıl başından bu yana Türkiye sınırı geçmek isteyen 17 bin kişiyi yakalamış.

Bu sayı 2013'ün tamamında yakalananların iki katı ve sınır kontrollerinin ne kadar sıkı hale geldiğinin de güzel bir örneği.

Yakalananların büyük kısmı mülteciler. Ancak aralarında Türkiye'den Suriye'ye geçmek isteyen cihatçılar da var.

Türkiye'den Suriye'ye geçerken yakalanan 9 bin kişi 15 farklı ülkenin vatandaşları. Bunların arasında Somalililer de var, Danimarkalılar ve Fransızlar da.

Eskiden Hatay'a uçan yolcu uçakları Suriye'deki savaşa katılmak isteyen yabancı cihatçılarla dolu olurdu. Hatay'daki gevşek sınır önlemlerinden faydalanarak kolayca Suriye'ye girilebiliyordu. Ancak durum artık hiç de eskisi gibi değil.

Başbakanlık danışmanlarından Cemalettin Haşimi "Uluslararası güçler başarısız Suriye politikalarının üzerini örtmek için Türkiye'yi haksız biçimde suçluyor" diyor.

Haşimi'ye göre Batılı güçler Türkiye'yi 'kolay hedef' olarak görüyor ve "Asıl odaklanılması gereken Suriye'ye geçmeye çalışan savaşçıların vatandaşı olduğu ülkeler. Bu ülkeler kendi vatandaşlarının Suriye'ye gitmesini engellemek için hiçbir şey yapmıyor" diyor.

Ancak Türkiye'deki muhalefet hükümetin bu tezinin ürkütücü gerçekleri sakladığı görüşünde.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, "Hükümet radikal İslamcı militan grupların büyümesine yardımcı oldu" diyor.

"Bugün IŞİD ya da Nusra cephesinin güçlü olduğu yerler Türkiye sınırına çok yakın" diye ekleyen Ediboğlu, "Bu örgütler Suriye'nin güneyinde güçlenemedi. Militanlar sürekli Türkiye'ye girip çıkabiliyor" diye iddialarını sıralıyor.

Yakın tehlike

Nüfusunun büyük bölümü Müslüman olan Türkiye, ABD'nin IŞİD'e karşı geliştirdiği plan içerisinde kilit öneme sahip.

Hem Suriye hem de Irak ile sınırı bulunan Türkiye'de çok sayıda Amerikan üssü var ve ülkenin ordusu da NATO'da en büyük ikinci ordu.

Ancak IŞİD'in Türk diplomatları rehin tutması Ankara'nın 'misilleme' endişesiyle hassas dengeleri gözetmesine neden oluyor.

Hükümet Suriye'den gelen mültecileri de azaltma amacında.

Ayrıca IŞİD'e karşı çarpışan Kürtlere verilen silahların PKK'nın eline geçeceği yönünde endişeler de var.

Tüm bu çekinceleri göz önüne alan Ankara'daki yetkililer IŞİD'e karşı yürütülecek olan askeri operasyonlara katılmama ve topraklarındaki askeri üsleri de kullandırmama kararı aldı

Ancak Türkiye insani yardım konusunda önemli bir rol üstlenmeye hazır ve bu destek Batının oluşturacağı koalisyon için çok önemli.

Sınırdan ayrılmaya başlamışken Suriye tarafında ağır silahlarla dolu bir kamyon görüyoruz. Kamyon Nusra cephesi militanlarını taşıyor.

Aracımız hızla askeri birliğe dönmek üzere manevra yaparken sınırın öte tarafındaki kamyon ağaçların arasında gözden kayboluyor.

Bu karşılaşma tehlikenin ne kadar yakında olduğunu da net biçimde gösteriyor. Batı bu tehditle yüzleşme konusunda Türkiye'ye güveniyor.