Türkiye işadamları Derneği 'TUŞ'iad
Günlerdir sosyal medyayı ve gazetelerdeki okur yorumlarını takip ediyor, haber ve tartışma programlarının ratinglerine göz atıyorum.
Günlerdir sosyal medyayı ve gazetelerdeki okur yorumlarını takip
ediyor, haber ve tartışma programlarının ratinglerine göz
atıyorum.
Facebook'ta yorumların sayısı neredeyse yüzde 70 düştü. Twitter
desen, eskiden otomotiğe bağlamış gibi twit atanlar artık
cıvıldamıyor. Aynı şey haber kanalları için de geçerli.
Ratingler neredeyse yarıya yarıya düşmüş.
Nedenini merak edip, sosyal medyayı aktif kullanan bir kaç kişiye
sordum. Neredeyse tamamı farklı cümlelerle aynı şeyleri
söyledi:
Kimisi, "Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca eskisi gibi konuşmaz
oldu. Hal böyle olunca siyasetin tadı tuzu kalmadı" diye
yorum yaptı. Kimisi ise, "O gittiğinden beri Kemal
Kılıçdaroğlu'na bile gülemez hale geldik" diye dert
yanıyordu.
Gerçekten de durum bundan ibaretmiş! Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜSİAD
Yüksek İstişare Toplantısı'nda konuşunca ortalık bir anda
coştu.
Ahmet Davutoğlu'nun başında olduğu hükümetin başarıdan başarıya
koşacağı konusunda AK Partili seçmenin en küçük bir endişesi bile
yok. Ama bir gerçek var ki millet Başbakan Erdoğan'ı özlüyor. O
konuşurken sosyal medyada, "Seni özlüyoruz Uzun
Adam" şeklinde yüzlerce mesaja rastladım desem yalan
olmaz.
Ona güvenen ve her sözüne itimat eden ciddi bir kitle var.
Hani çıkıp, "Suyun altından trenle Asya Kıtası'ndan Avrupa
Kıtası'na geçme dönemi artık eski Türkiye'de kaldı. Yeni
Türkiye'de, ABD ve İngiltere'ye teleferikle gidilecek"
dese, arkasındaki kitle tereddüt etmeden buna inanır.
Hatta CHP'li ve MHP'li seçmen de inanır!
Çünkü, bugüne kadar yapılamaz denilen ne varsa yaptı. Hatta dün
bile, yapılacağına asla inanılmayan bir şey yaptı.
Yıllardır iktidara gelenleri el pençe karşısına dizen
"Kodamanlar Partisi TÜSİAD"ın mensuplarını, bu kez
Erdoğan karşısına dizip, ayar üstüne ayar verdi.
"Bizi kıyasıya eleştirenlerin ananas meselesinde
ağızlarından bir söz çıkmadı. Her türlü hakareti yapanların, tespih
meselesinde, rafineri meselesinde ağızlarını bıçak açmadı. Yargıda
tehditler, şantajlar, en iğrenç hukuksuzluklar ortaya çıkarken
kimse çıkıp da bunları eleştirmedi" dediği an kameralar en
ön sırada oturan baba-oğul Koç'lara zoom yaptı!
Rahmi Koç'un hali inanılmazdı. Erdoğan'ın attığı taş ameliyatlı
yerine gelmiş gibi kıvrandı resmen! Zaten atalarımız boşuna,
"Eski Türkiye'de yediğiniz ananaslar, Yeni Türkiye'de
muhakkak bir yerinizi tırmalar" dememiş!
O sırada gözüme bir başka görüntü takıldı.
Rahmi ve Mustafa Koç'un hemen arka sırasında cemaati temsil eden
işadamlarından Memduh Boydak ve Mustafa Boydak oturuyor. Yani
ananası verenler arkada, yiyenler önde.
Bir başka ilginç görüntü daha...
İki cemaatçi işadamının yanında Yiğit Bulut oturuyor. Ama o nasıl
bir oturuş ise, sağ kolunu dirseğinden kırıp dizine yaslamış ve
hafif kaykılarak ağzını baba Rahmi Koç'un ensesine dayamış.
Ağzından derin derin nefes alıp veriyor.
Bildiğin buhar çıkarıyor! Tam bir "Nefesim ensende
patron!" mesajı...
*****
Bu sırada hazır Erdoğan'ı yakalamışken Metin Feyzioğlu gibi
aforizmalar patlatalım diyenler de vardı. Ama aldıkları cevaplar
olağanüstüydü..
Önce, "Sayın Cumhurbaşkanım kutuplaşmaların önüne
geçin" diyen TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer'i,
"Türkiye'de ötelenmiş, itilmiş, unutulmuş kesimler vardı.
Hepsinin elinden tutma gayreti içinde olduk. Terk edilmiş bölgeler
vardı. Vatan topraklarının tamamının inşa ve ihyası bizim en önemli
hedefimiz oldu" diyerek susturdu.
Suzan Sabancı'nın, "Son yıllarda Türkiye'nin tartışmalardan
dolayı ekonomik anlamda itibarı çok zedelendi"
eleştirisine verdiği cevap ise kapak niteliğindeydi:
''Neymiş elde edilen başarılara gölge düşmüş Türkiye'nin
yurtdışındaki itibarı zedelenmiş. Bunu söyleyen bankada inceleme
yaptırdım. Mevduatları 8 kat aktifleri 6 kat büyümüş. Bu mu itibar
zedelenmesi?"
Gezide, "Ne sağcıyım ne solcu, çapulcuyum çapulcu"
pankartı taşıyan Cem Boyner'in hali ise evlere şenlikti. Konuşması
sona eren Erdoğan'ı ayakta alkışlamayan tek kişiydi Boyner.
Hem oturup, hem de alkışlayarak iki tarafa da şirinlik yapmayı
tercih etti.
Sözün özü Erdoğan dün, gözlerinin içine baka baka işadamlarına,
"Artık yüksek faizle milletin emeğini ve ülkenin geleceğini
kemiremeyeceksiniz" dedi, darbelere destek olanların
yakında hesaba çekileceğini ilan etti.
Yazının başında "Erdoğan'ı özleyenler var"
demiştim. Özleyenler kadar nefret edenler de dün klavye
başındaydı.
İnanın "1 aydır siyaseti takip ediyorum. O yokken çok
sakindi. Ne zaman ki Başbakan konuştu, ortalık yeniden gerilmeye
başladı" diyenlere bile rastladım! Adamın Cumhurbaşkanı
olduğundan haberleri yok, bir de siyasi analiz yapıyorlar iyi
mi!..
Hay sizin takip mekanizmanıza paralelciler
dürtsün inşallah!