Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Türkiye-ABD ilişkileri için, "Türkiye'nin ABD'ye ihtiyacı var diyorlar, doğru ancak sizi temin ederim ki aynı şekilde ABD'nin de Türkiye'ye ihtiyacı var" şeklinde konuştu.
Abone olTürkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Türkiye-ABD ilişkileri için, "Herkes 'stratejik ortaklık', 'stratejik müttefiklik' gibi ifadeler kullanıyor, ben iki ülke ilişkilerini 'stratejik dostluk' diye tarif ediyorum ve bu kolay değil, hafife almamalıyız, bunu korumalıyız" dedi.
ABD'nin başkenti Washington'da Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ile Amerikan-Türk Konseyi (ATC) tarafından düzenlenen 37'nci Ortak Yıllık Konferansa katılan Büyükelçi Kılıç, Türk-Amerikan ilişkilerini değerlendirdi.
Kılıç, Türk-Amerikan ilişkilerinin 60 yıldan fazla güçlü ve köklü bir geleneğe sahip olduğuna işaret ederek, iki ülkenin Kore Savaşı'nda yan yana savaştığını ve birçok çetin mücadelede bir arada durduğunu hatırlattı.
"Türkiye'nin ABD'ye ihtiyacı var diyorlar, doğru ancak sizi temin ederim ki aynı şekilde ABD'nin de Türkiye'ye ihtiyacı var" şeklinde konuşan Kılıç, ABD'nin Ortadoğu'ya ilişkin tüm planlamasında Türkiye'nin hayati derecede öneme sahip olduğunu vurguladı.
Dost iki ülke olmanın müttefik iki ülke olmaktan daha önemli olduğuna işaret eden Kılıç, "Herkes 'stratejik ortaklık', 'stratejik müttefiklik' gibi ifadeler kullanıyor, ben iki ülke ilişkilerini 'stratejik dostluk' diye tarif ediyorum ve bu kolay değil, hafife almamalıyız, bunu korumalıyız" diye konuştu.
Kılıç, "Bugün her iki ülke de birbirine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Ancak elbette bu, her konuda iki müttefikin her boyutta anlaşacağı anlamına gelmiyor. Farklı bölgelerde bulunan iki ülke için zaman zaman farklı yaklaşımların olması doğaldır. Fakat bu farklılıklara yapıcı bir diyalogla mukabele etmemiz gerekmektedir" şeklinde konuştu.
"YPG/PKK, iddia ettiğinin aksine Kürtleri temsil etmemektedir"
Türkiye'nin Suriye'de DEAŞ'a karşı ciddi bir mücadele verdiğini anlatan Büyükelçi Kılıç, 4 bin kilometre kareden fazla yeri DEAŞ'tan temizlediğini ve 3 binden fazla DEAŞ'lı teröristi saf dışı bıraktığını kaydetti.
"ABD'nin bir terör örgütü olan DEAŞ'la mücadeleyi bir başka terör örgütü olan YPG/PKK ile yapmayı seçmesi çok büyük bir sorundur" diyen Kılıç, ABD'nin bu desteği sayesinde YPG/PKK'nın bazı Kürtler de dahil bölgedeki diğer tüm unsurlar üzerinde ciddi baskı kurduğunu belirtti.
"YPG/PKK'nın zulmünden kaçan yaklaşık 300 bin Suriyeli Kürt, Türkiye'ye sığınmıştır ve bu insanlar bugün dahi kendi topraklarına dönememektedir. YPG/PKK, iddia ettiğinin aksine Kürtleri temsil etmemektedir" değerlendirmesini yapan Kılıç, DEAŞ'ın yenilmesinin ardından YPG/PKK'nın değil, bölgedeki yerel güçlerin kendi topraklarına yönetici olmalarıyla sorunun çözülebileceğine işaret etti.
"ABD'nin yaptırım dilini kullanması geri tepecek bir adımdır"
Kılıç, son dönemde Washington'daki 'Türkiye'ye yönelik yaptırım' açıklamalarına dikkati çekerek, "ABD'nin Türkiye'ye yaptırım getirip getirmemesi ya da Türkiye'nin F-35 programından çıkarılıp çıkarılmaması yönündeki tartışmalar kesinlikle ortak çıkarlarımıza hizmet etmemektedir" dedi.
ABD'nin son Patriot önerisine de değinen Kılıç, "ABD'nin kısa süre önce yaptığı Patriot önerisi yapıcı bir adım olarak değerlendirilebilir ancak bu çok dar ve çok geç bir adımdı. Çok dar diyorum çünkü ABD burada müttefikine sadece bir alıcı gözüyle bakıyor, halbuki Türkiye eşit bir ortak ve bir müttefik olarak değerlendirilmek ister. Aynı zamanda çok geç çünkü bizim ilgili mektubu sunmamızdan 17 ay sonra teklifi aldık, ayrıca Rusya ile S-400 anlaşmasını da imzaladık" ifadelerini kullandı.
Hava savunma sistemi alımı arayışında önceliğin ABD’ye verildiğini hatırlatan Kılıç ancak ABD’nin tutumu nedeniyle başka alternatifler aranmak zorunda kalındığının altını çizdi.
Kılıç, "S-400 olayı kapalı kapılar ardında bir gecede olmadı, bunun bilinen bir geçmişi var. Ayrıca Türkiye’nin NATO’da güvenilir bir müttefik olarak görülmesi için savunma sistemi konusunda ABD’nin her teklifini şartsız kabul etmesinin beklenmesi de doğru bir yaklaşım değil" diye konuştu.
ABD yetkililerinin ve Kongrenin son dönemde kullandığı tehdit dilinin ikili ilişkilere hiçbir şekilde yardımcı olmadığını vurgulayan Kılıç, "ABD'nin bu yaptırım dilini kullanması tamamen geri tepecek bir adımdır" değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçi Kılıç ayrıca, Amerikalı Rahip Andrew Brunson'la ilgili süreçte ABD tarafından konulan ilave çelik ve aluminyum gümrük vergilerinin Brunson konusu çözülmesine rağmen hala yürürlükte bulunduğunu ve bunun ciddi bir haksızlık olduğunu da vurguladı.