Hrant Dink cinayetinde mahkemenin kararını vicdanlarında kabullenemeyenler bugün tek yürek oldular!...
Abone olGazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün 5. yılında anılıyor. Mahkeme kararını protesto eden binlerce kişi, Taksim Meydanı'ndan Agos gazetesine kadar yürüdü ve burada Hrant Dink' i andı.
Törene katılan binlerce kişi aynı zamanda Dink davası kararını da protesto etti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN DAVAYA SAHİP ÇIKMADI |
Gazeteci Yazar Aydın Engin, yürüyüş sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı: "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir çift sözüm var. Eğer Hrant Dink davası başladığında, KCK- Ergenekon gibi başka davalarda da kullandıkları devlet gücünü bu davadan esirgemeselerdi, 3 tetikçiden ibaret sözleri anlamsızlaşmyacaktı. Bu ifadeler samimi değil. Eğer ilgilenselerdi, sanık sandalyesinde Trabzon Jandarma Komutanını, Emniyet Müdürünü de görecektik, çıkan karardan vicdanlarımız kanamaycaktı. Toplanan kalabalık da bu inancı taşıyor. PES ETMEYECEĞİZ Tarihte benzeri tüm davalarda inançlı ve inatçı insanlarla kazanımlar elde edildi. 5 yıl boyunca bu inadı gösterdik, bundan sonra da göstereceğiz. Hükümet cinayetten 32 saat sonra katili yakalamakla övündü, ama 35 saat sonra emniyet müdürü çıktı, bu kişisel bir cinayettir dedi. Aradan geçen 5 yıl sonunda mahkemede bu sözü söylemekle yetindi! |
Dink'i anma yürüyüşüne yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı belirtiliyor. Yoğun katılım nedeniyle kortej Taksim Meydanı'ndan Elmadağ'a ancak bir buçuk saatte yürüyebildi.
5 yıl önce Agos gazetesi önündeki silahlı saldırıda öldürülen gazeteci Hrant Dink anılıyor. Binlerce kişinin katıldığı sessiz yürüyüş için vatandaşlar Taksim Meydanı'nda saat 12:00 sularında toplanmaya başladı. Saat 13.00'te başlayan yürüyüşe katılanlar saat 14.30'da Agos önüne ulaştılar.
HRANT İÇİN YÜRÜDÜLER... FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN...
Taksim Meydanı'nda toplanan ve yürüyüşe geçen grup ellerinde Türkçe ve Ermenice olarak 'Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeniyiz' pankart ve dövizleri taşıdı.
ER SEVAG'IN AİLESİ DE YÜRÜDÜ
Yürüyüşe Batman'da vatani görevini yaparken kaza kurşunuyla öldüğü açıklanan Jandarma er Sevag Şahin Balıkçı'nın ailesi de katıldı.
AGOS ÖNÜNDE ANMA
Yürüyüşün sona ereceği Agos Gazetesi önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Dink'in vurulduğu yere karanfiller bırakılırken gazete binasına "5 yıl değil 95 yıl da geçse, bu dava böyle bitmez" yazılı afiş asıldı.
Binlerce kişi saat 15.00'te gazete binası önünde 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu.
KARAKAŞLI: "HEPİMİZİ GÖRGÜ TANIĞI KILDILAR"
Gazeteci-yazar Karin Karakaşlı, saygı duruşunun ardından Agos'un penceresinden bir konuşma yaptı. Karakaşlı konuşmasında şunları söyledi:
"Bu topraklarda ayrı ayrı yaşatılmış ne kadar acı varsa, herkes acısının yaşadığı o tarih geldiğinde kendisi bir başına kahroldu.
Sonra 5 yıl önce Türklüğü tahkir ve tezyif'ten mahkum edilen, Türk düşmanı ilan edilen bir ermeni gazetecinin cenazesi Hrant'ın cenazesi bizi buluşturdu. Çünkü Hrant bütün acıları sırtlamaya talipti. Onu güpegündüz sırtından vurdular. O cenaze gününde 1915'i dersimi, maraş'ı, sivas'ı, faili meçhulleri, bitmek bilmez darbe girişimlerini buluşturduk. Büyük oyunu onun birleştirci ruhuyle bozduk. Onu bir kez öldürmediler sevgili canlar. Önce Sabiha Gökçen haberi üzerine Genelkurmay bildirisi ile öldürdüler, MİT mensuplarınca tehdit ederken öldürdüler, türk düşmanı ilan ederken öldürdüler. Mahkemeden mahkemeye koşturur, ısrarla mahkum ederken öldürdüler. Kendisi yetmezmiş gibi oğlunu ölümle tehdit ederken, kim bilir bizlere hiç söyleyemediği neler neler yaşatırken öldürdüler.
Silinen telefon görüşmeleri, karartılan deliller, imha edilen raporlar, üstü kapatılan soruşturmalar, zaman aşımıyla aklanan istihbarat mensupları, askerler, güvenlik güçleriyle...
Dört yanımızı yalanlarla sardılar sarmaladılar. En sonunda da iki kişi verdiler elimize bununla yetinin dediler. Ortada zaten silahlı terör örgütü olmadığına göre, onun yöneticisi ve üyeleri de yok. Beraat eden Erhan Tuncel'in tahliyesi o kadar acil ki bir sanığı unutmuşlar. Böyle gözümüzün içine baka baka hiç utanmadan hiç sıkılmadan, yangından mal kaçırır gibi verdiler kararı.
BU BENİM DEVLETİM DİYEBİLİR MİYİM?
Burası benim ülkem denir de gönül rahatlıyla, bu devlete benim devletim diyebilir miyim? Cumhurbaşkanım, başbakanım, meclisim diyebilmek için tek şartım var, bu kepazeliğe son verin artık.
Bunu yapmak borçtur, yükümlülüktür, şarttır. Çünkü bize yaşarılan ayıptır, zulümdür,
TARLABAŞI YİNE KARIŞTI! |
Yürüyüşün ardından bazı gruplar otomobilleri ve otobüsleri taş yağmuruna tutunca polis ile göstericiler arasında ara sokaklarda çatışma yaşandı. İşte o görüntüler... |
silsilenin son halkasıdır. O yüzden 1915'e ışınladır yeniden bizi o cinayet.
Şu kaldırıma dikilen taş diğer isimsiz kurbanların da simgesi olsun.
Hrant Dink'i özellikle bu günlerde yanyana görmek isterdi hepimizi. anlaşılan o ki koca devlet, böyle bir ermeni vatandaşın yaşamıyla da ölümüyle de ne yapacağını bilemedi.
HRANT DOSYA MI Kİ KAPANSIN?
Dosya kapandı diyorlar bize, Hrant Dink dosya mı ki kapansın. O bir yara. Köprüden önceki son çıkış. Oradan geçmeden yaşanacak adalet de yok... Gün sadece söz söylemek günü değil, söz vermek zamanı.
Söz verelim mi birbirimize, Bu dava daha bitmedi...
Söz verelim mi birbirimize, insanlık daha ölmedi...
Söz verelim mi birbirimize, Devlet daha hesap vermedi...
Sözümüz söz olsun, bu adaletsizlikle yaşamak hepimize haramdır. Aksi için uğraşan hepmizie helal olsun."
DİNK HAKİMİNDEN ARINÇ'A YANIT |
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise hakimin sözlerini "Vicdanen ben de tatmin olmadım sözü bir hakime yakışmaz" diyerek eleştirmişti. Arınç'ın sözlerine yanıt ise gecikmedi. Ayrıntıları okumak için TIKLAYIN... |
ÖNDER: CİNAYETİ DEVLET ÜSTLENMİŞTİR, KATİL DEVLETTİR
Yürüyüşe katılan siyasetçi, STK temsilcisi ve aktivistler, gazeteciler de değerlendirmelerde bulundu. BDP İstanbul milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder, mahkemenin Dink davası ile ilgili kararını şu sözlerle eleştirdi:
''Demokratik haklarını savunmak için bir araya gelen öğrencilerden, doğasına, kurduna kuşuna sahip çıkan çevrecilere kadar herkesi bir örgüt torbasına koyma konusunda çok mahir olan bu devlet, devletin gizli açık bütün yapılanmalarının kol kola girip işlediği bir cinayet örgütün varlığını yansıtıyor. Hükümet kendini 'bu yargının tasarrufudur' deyip bunun dışına atamaz çünkü soruşturma izni hükümetten istendiğinde mesela MİT mensupları için vermedi. Bu statükonun, bu zalimliğin önemli bir parçası. Bu dediğim şeylerden örgüt çıkaran devlet bundan çıkarmıyorsa bu bir tek anlama gelir. Cinayeti devlet üstlenmiştir, katil de devlettir. Bundan sonraki temyiz sürecinden bahsedilmesi hiç önemli değil artık. Bu halkın vicdanında mahkûm olmuştur. Temyiz hiç önemli değil.''
AHMET HAKAN: DUYARLILIK DEVAM EDİYOR
DEVLET BAHÇELİ SESSİZLİĞİNİ BOZDU |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hrant Dink cinayeti davasında verilen kararla ilgili ilk kez suskunluğunu bozdu. Ayrıntıları okumak için TIKLAYIN... |
NTV yayınına katılanlar ise şu mesajları verdi:
Gazeteci Ahmet Hakan:
“Soğuk havaya rağmen katılım yüksek. Bu yürüyüş bir duyarlılığın devam ettiğini gösteriyor. Bu cinayet milliyetçilik duygusu kabarmış iki çocuğun yapabileceği bir şey değil. Tüm olanlar örgütsel bir yapıya işaret ediyor.”
KAYA: TÜRKİYE’NİN VİCDANLI İNSANLARI
Sanatçı Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya:
"Buradaki insan sayısının Türkiye’deki tüm vicdanlı insanları temsil ettiğini düşünüyorum. Türkiye bir kırılma noktasından geçiyor. Buraya gelen insanlar, diğer tüm kimliklerinden soyutlanarak bir kardeşleri öldürüldüğü için buraya geliyor. Ben bunu çok önemsiyorum."
'BU SESSİZ BİR ÇIĞLIK'
MUSTAFA SARIGÜL'DEN ANLAMLI HAREKET |
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül,Hrant Dink'in katledildiği yere Türkçe ve Ermenice kaldırım taşı döşetti. Ayrıntıları okumak için TIKLAYIN... |
Binlerce kişinin katıldığı yürüyüş için çağrı yapan Hrant’ın Arkadaşları, çağrı metninde duyarlı kesimlere şu cümleler ile seslenmişti:
“Hrant Dink’i yok ettikleri günden bu yana tam beş yıl geçti. Beş yıl önce onu yüz binler İstanbul caddelerinde akarak, milyonlar ağlayarak uğurladı. Beşinci yılında o büyük dayanışmayı, o sessiz çığlığı, o çok büyük anlam taşıyan demokratik çıkışı tekrarlamak dileği ve umudundayız. Beş yıl boyunca cinayetin yargılanma sürecini hepimiz içimiz burkularak, öfkelenerek, isyan ederek izledik. Karşımıza üç beş tetikçi çıkardılar ve bununla yetinmemizi istediler.
O yüzden 19 Ocak 2012 Perşembe günü Hrant Dink’i olabildiğince büyük bir kitlenin katılımıyla anmak daha da bir anlam ve önem kazanıyor. Ama bunu olabildiğince geniş kesimlere duyurmakta ve katılımlarını özendirmekte sizin yardımınıza, desteğinize şiddetle ihtiyacımız var. Katkılarınız olmadan bunu başaramayız.
Taksim Meydanının Elmadağ’a olan yönünde toplanacağız ve AGOS’un önüne yürüyeceğiz. Slogan yok. Örgütsel flama, bayrak yok. Bu sessiz bir çığlık.”
İŞTE KATILANLARDAN BAZILARI
Haber kanallarının hepsinin canlı yayın yaptığı mahallesinden pek çok isim de Taksim'den Agos gazetesine doğru düzenlenen yürüyüşe katıldı.
İşte o isimlerden bazıları:
Tuğçe Tatari (Akşam), Faruk Mercan, Yavuz Baydar, Candaş Tolga Işık (Posta), Şeyda Karan (Habertürk), Lube Ayar, Ahmet Hakan (Hürriyet), Serdar Akinan (Akşam), Mehveş Evin (Milliyet), Cüneyt Özdemir (Radikal), Gökmen Karadağ (TV8), Ayşenur Arslan (CNN Türk), Erhan Çelik (Kanal 7), Alper Turgut (Cumhuriyet), Elif Ilgaz, Serkan Ocak (Radikal) , Derya Sazak (Milliyet), Haluk Şahin, Balçiçek İlter (Habertürk).
Yazar Vedat Türkali, tekerlekli sandalyesi ile kortejin en önünde yer alıyor.
İŞTE O PANKARTLAR
Sessiz yürüyüş eyleminde slogan atılmazken, taşınan pankartlar da dikkat çekiyor.
"Hepimiz Hrant'ın Hepimiz Teferruatız", "Hepimiz Hrant'ız Hepimiz Ermeniyiz", "Bu dava böyle bitmez".