Türkiye hangi terör örgütüne göz yumuyor?
Önce şunun adını bir koyalım. Suruç'ta yaşanan saldırının HDP'yi veya Kürtleri hedef aldığı falan yok.
Önce şunun adını koyalım. Suruç'ta yaşanan saldırının HDP'yi
veya Kürtleri hedef aldığı falan yok. Bu saldırı Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin birliğine ve bütünlüğüne, yani bize
yapılmıştır.
Ölen her bir genç Türkiye'nin ayrı bir şehrinden... Saldırının
planlayıcısı her kimse, demek ki her bir şehri ayrı ayrı ama aynı
anda ayaklandırma amacı gütmüş.
Onun için, "Yine Kürtler öldürüldü" diyerek
yapılan katliam üzerinden kurnazca oy devşirmeye çalışmanın ve
küstahça açıklamalar yapmanın anlamı yok.
Dünden beri HDP kanadından gelen parça tesirli açıklamalar en az
patlayan bomba kadar tehlikeli ve ölümcül...
Yaralılar daha yerde inleyip kıvranırken, "Bu saldırı
Türkiye'nin desteklediği IŞİD tarfından yapıldı"
açıklaması yapılıyor.
Türkiye'nin birliği ve beraberliği için mücadele edeceğine namusu
ve şerefi üzerine yemin eden milletvekili, "T.C.'den hesap
soracağız" diyerek insanlar arasında yaşanacak yeni bir
çatışmanın fitilini ateşlemeye çalışıyor.
Selahattin Demirtaş, "Artık kendi güvenliğimizi kendimiz
almalıyız" diyerek 6-8 Ekim olaylarında olduğu gibi yeni
bir vahşetin kapısını aralamaya çalışıyor.
HDP'nin yayın organlarından biri twitter üzerinden yayınladığı
mesajda, "O ülkeyi kuracağız ve seni o ülkenin topraklarına
gömeceğiz" diyerek Erdoğan'ı ölümle tehdit ediyor.
Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP'yi destekleyen herkesin
dudaklarının arasından aynı sözler dökülüyor: "Polis
neredeydi ve neden önlem almadı?"
Bu sorunun cevabı çok basit oysa ki...
Yasin Börü ve 50 masum insan barbarca katledildiğinde polis
neredeyse, yine oradaydı! O gün ne kadar önlem alabildiyse, önceki
gün de ancak o kadar önlem alabildi!
Polise saldıran siz, molotof atan siz, bölgede yolları kapatıp
gençlerinize kimlik kontrolü yaptıran siz. Ama "Polis
neredeydi, neden gelmedi?" diyen de siz!
Polis orada yoktu tamam da, peki siz neredeydiniz?
Aylardır uğruna kıyametleri kopardığınız Kobani'ye gitmek için yola
çıkan o gençlerin yanında biriniz bile yoktu. Kobani'ye yardım
götürmekten daha önemli ne işiniz vardı ki o gençlerin arasında yer
almadınız?
IŞİD militanları o bölgeden elini kolunu sallayarak gelip
geçiyormuş.
Saldırının olduğu aynı gün aynı saatlerde Adıyaman'da bir askeri
şehit eden PKK'lı teröristler sınır kapısından vize alarak mı
geçti?
Saldırı IŞİD'den gelince "Tecavüz orduları yine bizi
öldürdü" diyeceksiniz ama şehit edilen o askere sıra
gelince ağzınız çarpılmış gibi tek kelam etmeyeceksiniz!
Niye?
Çünkü o çocuğu sizin kardeşinizin de aralarında bulunduğu PKK'lı
teröristler şehit etti Selahattin Demirtaş. Devletin IŞİD'e destek
verdiğine dair elinizde bir tek kanıt yok. Ama sizin asker şehit
eden PKK'lı teröristler ile kan bağınız, kardeşlik bağınız olduğu
ayla güneş kadar gerçek.
Bir katilin, azılı bir teröristin kardeşisiniz. Önce bunun hesabını
verin, sonra barış çağrıları yapıp terörü lanetleyin.
Kabul edin ki lanetlediğiniz IŞİD, canlı bomba olmayı, terör
estirmeyi sizin desteklediğiniz PKK'lı teröristlerden öğrendi.
Sizin "Şehit oldu" dediğiniz PKK'lı canlı
bombaların isimlerini ve eylemlerini alt alta yazmaya çalışsam
sayfalar yetmez!
Canlı bomba olup onlarca insanı katleden PKK'lı olunca
"şehit", ama aynı işi yapan IŞİD'li militan olunca
"terörist" öyle mi?
Hayır!
Bu konuda konuşacaksak doğru cümleyi kurmalıyız.
Gerçek olan şu ki PKK ile IŞİD arasında "Kan
kardeşliği" var. Sizin dağdaki terörist
ağabeyinizle kan bağınız ne kadar gerçekse, PKK ile IŞİD arasındaki
"Kan kardeşliği" de o kadar gerçek!
İkide bir kasti tahrik amacıyla, "T.C. IŞİD'e destek
veriyor" demenin ne anlamı var?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın dün istatistikleri
verdi. Türkiye, IŞİD'i bundan iki yıl önce terörist grup
olarak ilan etmiş. Bugüne kadar IŞİD ile bağlantısı olduğu tespit
edilen yabancı uyruklu bin 600 kişi sınır dışı edilmiş, 15 binden
fazla kişiye ülkeye giriş yasağı konmuş.Terör örgütüne karşı ülke
içinde yapılan operasyonlarda 500’den fazla kişi örgütle bağlantılı
oldukları şüphesiyle gözaltına alınmış, 100’e yakın şüpheli
tutuklanarak cezaevine konulmuş.
IŞİD'e karşı bunlar yapılırken diğer yandan tutuklu binlerce KCK'lı
serbest bırakılmış!
Bu manzaraya dışarıdan bakan halk, "AK Parti PKK terörüne
göz yumuyor" diye isyan ederken, "T.C. IŞİD'i
destekliyor, terör eylemlerine göz yumuyor. Bütün halkımız kendi
önlemini kendisi almalıdır" demek için akıldan yoksun
olmak, ya da Selahattin Demirtaş olmak gerekiyor.
Yaptığınız açıklama sonrası kendi önlemini alan gençleri dün çok
net gördük Selahattin Demirtaş! İstanbul'un orta yerinde ellerinde
uzun namlulu silahlarla cenaze karşılayanların devlete meydan
okumasına şahit olduk.
"İstanbul sokaklarında ellerinde silahlarla terör
estirenler Doğu ve Güneydoğu'da neler yapıyordur acaba"
diye sorduk. Sonra İstanbul'da bile bu teröristlere müdahale
etmeyenlerin Doğu ve Güneydoğu'da nelere müsaade ettiğini
sorgulamaya başladık.
Hadi bize söyleyin şimdi...
Türkiye "Aman barış sürecine zarar gelmesin"
düşüncesiyle aslında kimlerin terör eylemlerine göz yumuyormuş?