Türkiye'de 10 erişkinden 4'ünün fazla kilolu, 3'ünün ise obez olduğu açıklandı. Ayrıca yine ülkemizde erişkinlerden yüzde 70-80'i de bel ağrısı çekiyor.
Abone olHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ünitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız, Türkiye'de 10 erişkinden 4'ünün fazla kilolu, 3'ünün ise obez olduğunu söyledi.
Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından düzenlenen 13. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya'nın Belek beldesinde devam ediyor. Kongre kapsamındaki basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Bülent Okan Yıldız, obezitenin 1970'lerden sonra dünyada salgın hastalık haline geldiğini söyledi.
Türkiye'nin de bu salgından kaçamadığını ifade eden Yıldız, Türk toplumunun şişmanladığını vurguladı. Yıldız, ''2009 yılında 199 ülkede yapılmış bir çalışmaya göre, dünyada 1,5 milyar fazla kilolu, 502 milyon obez erişkinin olduğu görüyoruz. 18 yaş altında 170 milyon çocuk ise obez. 1970'lerden sonra bizde obezite arttı. Türkiye'de de 10 erişkinden 4'ü fazla kilolu, 3'ü ise obezdir'' dedi.
Obezite ve fazla kilonun başta diyabet olmak üzere birçok hastalığa neden olduğunu dile getiren Yıldız, buna bağlı olarak Türkiye'de diyabet görülme sıklığının yüzde 12-14'e kadar çıktığına dikkati çekti.
Bireysel çözümlerle obeziteyle mücadelede sonuç alınamayacağını belirten Yıldız, ''Dünyada her 50 kişiye bir hızlı gıda tüketim zinciri şubesi düşmektedir'' dedi.
-Hekim hatasını dava eden hasta sayısı arttı-
Adli Tıp Uzmanı Nur Birgen, Türkiye'de tıbbi uygulama hatalarıyla ilgili dava süreçlerinde artış yaşandığını söyledi. 2004 yılında hekim hatalarını dava eden hasta sayısının 600 civarında iken bugün 1100-1200'leri bulduğunu ifade eden Birgen, ''Yeni Ceza Kanunu yürürlüğe girdikten sonra hekimlerin yargılanmasına yol açıldığı düşüncesiyle insanlar haklı ya da haksız olduğunu gözetmeden suç duyurusunda bulunuyorlar'' dedi.
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, bu ülkede açılan 5 davadan 1'inde hekimlerin suçlu bulunduğunu ve tazminat ödediklerini dile getiren Birgen, ''Türkiye'de çok dava açılıyor ama yüzde 25 civarında tıbbi uygulama hatası tespit ediliyor. İnsanlar aslında gereksiz yere dava açıyorlar'' diye konuştu.
Bakılan hasta sayısının fazla olması nedeniyle hasta ile hekimin yeterince iletişim kuramadığına dikkat çeken Birgen, hastaların çevrelerinden fazla etkilenerek dava sürecine başvurduğunu söyledi. Açılan tazminat davalarındaki artışa dikkat çeken Birgen, ''Tazminat davalarındaki artışı ben ekonomik nedenlere de bağlıyorum. Biraz daha zenginleşebilir miyim kaygısı ile hareket edilebiliyor'' dedi.
-En çok kadın doğum uzmanları şikayet ediliyor-
Yapılan şikayetlerin yüzde 35'ini cerrahinin oluşturduğunu vurgulayan Birgen, bu alanda daha çok kadın doğum uzmanlarının, dahiliye de ise çocuk ve kardiyoloji uzmanlarının dava edildiğini söyledi.
Yargıtay'ın son yıllardaki uygulamalarında, hastanın çok ciddi şekilde bilgilendirilmesi, bilgilendirme sonrasında onama formuna imzayı atmış olmasının araştırıldığını kaydeden Birgen, uzmanlık derneklerinin standart onama formu oluşturmasının, onama sürecindeki sıkıntıyı giderilebileceğini söyledi.
Hekimlerin zaman darlığı nedeniyle hastayı yeterince bilgilendiremediğinden şikayet ettiklerini vurgulayan Birgen, hekime yönelik açılan davaların 5-10 yıl sürebileceğini kaydetti.
-Tansiyonu yüksek hasta sayısı artıyor-
Basın toplantısında konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Erdem, hipertansiyonun Türkiye'de önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu belirterek, ''3 erişkinden birinin tansiyonu yüksek durumda'' dedi.
Erdem, önümüzdeki 4 yıl içinde tansiyonu normal olanların bile yüzde 23'ünün hipertansif olacağını iddia etti. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların aktif olarak hipertansiyonla uğraşması gerektiğini kaydeden Erdem, obezite ve tuz tüketiminin azaltılmasının önemine dikkati çekti. Erdem, ''Batılı toplumlar kişi başı günlük 12-14 gram olan tuz tüketimini 10 grama düşürdüler, 6 grama düşürmek için çalışıyorlar. Bizim de 18 gram olan tuz tüketimini hep birlikte indirmemiz gerekiyor'' diye konuştu.
-Hepatit B'nin tedavisinde başarı oranı düşük-
Başkent Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Birol Özer, dünyada 350 milyondan fazla insanın Hepatit B virüsü ile enfekte olduğunu bildirdi. Asya ülkelerinde hepatit B sorunun ciddi olarak devam ettiğini kaydeden Özer, 5 yıldır yeni doğanlarda aşılamanın başlamasıyla birlikte Türkiye'de hastalığın sorun olmaktan çıkacağını ancak erişkinlerde hastalığın öneminin devam ettiğini söyledi.
Hepatit B'nin tedavisinde ilaçla başarı oranının yüzde 10 olduğunu bildiren Özer, ''Türkiye'de 3 milyon kişi hepatit B virüsü taşıyor. 3 milyonun yüzde 10'u gerçekten tedavi olması gereken hasta grubu. 200 bin kişinin ciddi tedavi alması gerekiyor ama 39 bin kişiyi tedavi edebiliyoruz'' diye konuştu.
Dünyada 1 milyon civarında kişinin hepatit C virüsü taşıdığını bildiren Doç. Dr. Birol Özen, hepatit C hastalarının alkol kullanmamaları gerektiğini vurguladı.
-Bel ağrısı-
Kongre Genel Sekreteri Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Ertenli, kronik hastalıkların arttığına dikkat çekerken, ''Kronik hastalıklardan kaynaklanan ölüm olayları Somali gibi geri kalmış ülkelerde bile enfeksiyon hastalıklarından ölenlerin sayısından daha fazla'' dedi.
Bel ağrısının şişe çektirme, bel çektirme, sülük koyma gibi yöntemlerle tedavi edilmeye çalışıldığını ifade eden Ertenli, ''Bu insanın cildini tahriş etmekten başta işe yaramıyor'' diye konuştu.
Erişkin yaş grubunda bel ağrısı sıklığının yüzde 70-80 olduğunu belirten Ertenli, bunların yüzde 90-95'ini basit bel ağrısının oluşturduğunu kaydetti. Her bel fıtığında ameliyat gerekmediğini vurgulayan Ertenli, bel fıtığının dinlenme ve ilaç kullanımı ile 4-12 hafta arasında geçebildiğini söyledi.
Kongre, 9 Ekim'de sona erecek.