Obama Türkiye'ye geldi dünya medyasına kapak oldu. En ilginç başlık İngiliz gazetesinden geldi; "Türkiye'nin zamanı geldi"...
Abone olObama'nın Türkiye ziyareti Çin'den İngiltere'ye, Yunanistan'dan Fransa'ya büyük yankı buldu. İngiliz medyası "Türkiye'nin zamanı geldi" başlığı ile dikkat çekti.
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretine dünya basını geniş yer verdi.
The Guardian, Obama'nın 'Amerika İslam'la savaş halinde değil' diyerek Türkiye parlamentosu kürsüsünden İslam dünyasına zeytin dalı uzattığını yazdı. Gazete, Obama'nın bu mesajlar için Türkiye'yi seçmesinin özel bir anlamı olduğunu vurguladı.
Gazete, başyazısında ise şu ifadeleri kullandı: "Belki uygunsuz bir gerçek ama Ortadoğu'nun en nüfuzlu ülkeleri -ikisi de Arap olmayan- Türkiye ve İran. Ama Obama'nın İslam dünyası ile Batı arasındaki köprüleri tamir etme girişiminin odağı olarak Türkiye'yi seçmesi, umut verici bir gelişme..."
FT: AB TÜRKİYE'YE KAPIYI KAPATMAMALI
Financial Times gazetesi, Obama'nın Türkiye ziyaretini okurlarına bir analizle sundu. Analizde şu ifadeler yer aldı: "Başka Müslüman ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de büyük bir çoğunluk, Amerika'nın aslında İslam'la savaş halinde olduğuna inanıyordu. Barack Obama'nın ilk Müslüman ülke ziyareti için özellikle Türkiye'yi seçmesi, bu inanışı tersine çevirmeyi amaçlayan uzun ve çetin bir yolculuğun başlangıcı.
Neden Türkiye? Bunun nedeni, sadece NATO üyesi, Asya ile Avrupa arasında bir köprü ve hatta Müslüman bir demokrasi olması değil, iktidardaki AKP'nin evrim geçirmiş bir siyasi İslam’la demokrasinin iç içe geçmiş bir yapıyı temsil etmesi.
TIMES: ABD, AB ÜYELİĞİ FİKRİNİ BENİMSEMİŞ
The Times gazetesi ise başyazısında şu ifadeleri kullandı: "Obama'nın Türkiye'yi vaaz kürsüsü olarak değil örnek olarak kullanması önemli. Türkiye, ileri demokrasiyle İslam'ın bir arada bulunabileceğini gösteren bir kanıt. Türkiye'nin AB üyesi olabilmesi için daha fazla çaba harcaması gerekiyor."
INDEPENDENT: KAPIYI ÇARPMAK KİMSENİN ÇIKARINA DEĞİL
Gazeteye göre, "Obama belki Türkiye'nin AB üyeliğine Washington'un tam desteğini ifade ederek belki biraz incelik göstermemiş olabilir ama Türkiye'nin yüzüne kapıyı çarpmak bir tek Avrupalı'nın bile çıkarına değil."
EN ÇARPICI MANŞET;
"TÜRKİYE'NİN ZAMANI GELDİ"
MANŞETİNİ ATAN GAZETE...
ÇİN BASININA GÖRE OBAMA
TÜRKİYE'YE MUHTAÇ...
Diğer sayfada...
DAILY TELEGRAPH: HARİTAYA BAKMAK YETERLİ : Daily Telegraph ise başyazılarından birinde "Türkiye'nin zamanı geldi" ifadesini kullandı.
Telegraph'ın başyazısı şöyle: "Obama'nın niçin Ankara'yı tercih ettiğini anlamak için Türkiye'nin haritadaki yerine bakmak yeterli. Türkiye sadece değerli bir NATO müttefiki değil, doğudan gelebilecek tehditlere karşı stratejik bir kale.
FRANSA'YI RAHATSIZ EDEREK AVRUPA TARTIŞMASI YAPIYOR
Fransa'nın "Le Parisien" gazetesi, "Obama: ABD İslam ile savaşta değil" sözlerini başlığa taşıdı. Haberde, "Amerikan başkanı Obama, bir Müslüman ülkeye, Türkiye'ye ilk ziyaretinde ABD'nin İslam'a karşı savaşta olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağını söyledi. Obama, Ankara'ya sadece imtiyazlı ortaklık öneren Fransa gibi ülkeleri rahatsız eder biçimde, bir haftadan daha az bir süre içinde ikinci kez Avrupa tartışmasına karışıyor" ifadeleri yer alıyor.
YUNAN MEDYASI
KATHIMERINI: RUHBAN OKULUNA DİKKAT ÇEKTİ : Yunanistan’da yayınlanan Kathimerini Gazetesi ise ziyareti ‘Obama ruhban okuluna dikkat çekti’ manşetiyle duyurdu. Kathimerini, ABD Başkanı’nın Ankara ziyaretinde Türkiye’yi Ortodoks ruhban okulu konusunda uyardığını ve Kıbrıs’ın tekrar birleşmesi için çağrıda bulunduğunu yazdı.
ÇİN RADYOSU: ABD'NİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR : Çin radyosu, Obama'nın ziyaretini "Türkiye ve ABD balayında" yorumuyla duyurdu. Radyonun yorum-haberinde, ziyaretin Türkiye'nin ABD'nin küresel stratejisindeki önemli konumunu gösterdiği gibi, iki ülke arasında 2003'teki tezkere kriziyle soğuyan geleneksel müttefik ilişkileri yeniden balayına döndü denildi.
EN KAZANÇLI ÇIKAN TÜRKİYE OLDU
Frankfurter Rundschau gazetesi Obama’nın Avrupa ziyaretinden en çok Türkiye’nin kazançlı çıktığını vurguladığı yorumunda şu satırlara yer vermiş: “Bu herkesin hoşuna gitmeyebilir. Ama son günlerde Avrupalılar’a Türkiye’siz olamayacakları hatırlatıldı. Avrupa’da öfkesinden küplere binenler Türkiye’nin Avrupa’ya ait olup olmadığını yeniden tartışmaya açmaya niyetlendiler. Türkiye – Avrupa ilişkilerini hissi ve şifahi bakımdan arındırma zamanı çoktan gelmiştir. Bizler ve onlar kategorisi, tarihin tutsaklığından kurtulma cesaretini gösteremediklerinin işaretidir. Barack Obama Avrupalı bir Türkiye’den bahsediyor. Bu uğraşa eski kafaları yenisiyle değiştirerek başlanmalıdır.”
OBAMA'NIN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, Türkiye'yi AB üyeliğine yaklaştırmamış olması bakımından Barack Obama’nın Ankara ziyaretinin pratik yararı olmadığı yorumunu yapıyor.
Rheinische Post gazetesi ise ‘Obama’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu’ vurguladığı yorumunda Türkiye’nin jeopolitik konumunun Washington açısından taşıdığı öneme işaret ediyor: “Obama’nın Türkiye ziyareti öncelikle ABD’nin çıkarlarına hizmet etti. Irak açısından lojistik önem taşıyan Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler Irak savaşı yüzünden donmaya yüz tutmuştu. ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. Başkan Obama bu nedenle Türklere duymak istedikleri şeyleri söyledi, ortakları olduğunu ve Türkiye’nin AB’ye alınması gerektiğini anlattı.”
TÜRKİYE KENDİ KALESİNE GOL ATTI
Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi ise Obama'nın Türkiye'ye AB'ye alınması için verdiği desteği, ayrıca Türkiye'nin Rasmussen'in NATO genel sekreterliğine karşı çıkmasını yorumluyor. ‘Türkiye kendi kalesine gol attı’ başlıklı değerlendirmesi özetle şöyle:
“Türk hükümeti büyük bir beceriksizlik yaparak, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olanların eline güçlü bir koz verdi. Türkiye zor bir ortak olduğunu göstererek, genişleme yorgunu AB’yi riskler karşısında uyaranların kendilerini haklı hissetmelerine yardımcı oldu. Diğer taraftan, örneğin basın hürriyeti alanında Türkiye’nin sınırsız değerler ortaklığını paylaşacağından kuşku duyanların da elini güçlendirdi. AB üyesi olduğu takdirde, Türkiye’nin Suudi Arabistan ile Danimarka arasında tercih yapma imkânı kalmayacaktır.”