BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Türkiye Cumhuriyeti dönemini hep andropozlu siyasetçilerle geçirdi!

40 yaş üstü spor yapmayan kadın mini etek giymesin!

‘Bu tarz benim’ programı bitmeden evvel, Cemil İpekçi’yle yaptığım keyifli ve ilginç röportaj, buyurun…

 

Cemil İpekçi’nin jüri üyesi olduğu ‘Bu tarz benim’ yarışmasını izlerken, biraz komik, biraz çocuksu ve hayli renkli giyinmiş olan Cemil beyin üzerindekileri göstererek andropoz modası üzerine konuştuğunu gördüğümde, genelde bu evrede olan erkeklerin giyim kuşam kargaşası içinde oldukları hikayelerini çokca dinlediğimden, ‘Hakikaten böyle bir kreasyon olabilir mi?’ diyerek Cemil beyin kapısını çaldım. Çaldım çalmasına ama Cemil bey sorduğum soruya çok çok farklı yanıtlar verdi. Yıllar önce kendisiyle yaptığım bir röportajda, ‘Elbise, giyinme/örtünme’ fantazisidir’ diyerek, kafamda modaya bakış açımı derinleştiren/farklılaştıran Sayın İpekçi’nin bugün de aynı şeyleri savunduğunu gördüm. Cemil İpekçi bir moda duayeni, bir moda ikonu ama Türk halkının ona olan büyük sevgisinin nedenleri saymakla bitmeyecek kadar fazla ve aynı zamanda çok farklı. Yıllar önce, ‘Ben muhafazakar bir eşcinselim’ açıklamasını yaptığında, muhafazakar ve eşcinsel kelimelerinin aynı cümlede kullanılmış olması absürd bulunmuş ve popülist bir söylem olarak yansımıştı; ama şunu açık ve net söyleyebilirim ki, evet Cemil bey son derece muhafazakar bir eşcinsel. Muhafazakar derken,Türk örf-adet ve geleneklerine son derece bağlı, şöhretin kendisini asla bozmadığı ender ünlülerimizden biri diyebiliriz. Cemil beye sorulan sorular kısa olabilir ama verdiği cevapların derinliği öyle fazla ki; bazen 1.Dünya savaşından itibaren anlatmaya başlıyor bazen de bilginin temel olduğu fikirlerde kaybolup gidiyorsunuz.

 

Türkiye Cumhuriyeti dönemini hep andropozlu siyasetçilerle geçirdi!

 

Cemil bey, programınızı izlerken ‘Andropoz modası’ tanımlaması yaptınız,var mı böyle bir moda? 

Andropoza hanımlarda olan menopozun erkek versiyonu diyebiliriz.Yıllarca hep hanımların menopozu üzerinde duruldu.Hanımlar 45 yaşından sonra aksi oldu, lanet oldu, hep sorunlar onlara yüklendi. Halbuki bugün, ABD ve tüm dünya dahi ispatladı ki erkeklerin andropozu 40-45 yaşında başlıyor ve kadının menopozundan çok daha şiddetli geçiyor. Bundan dolayı,’’kırkından sonra azanları teneşir paklar’’ diye bir laf çıkmış, boşuna çıkmamış. 

Neden teneşir paklıyor; kırkından sonra tüm erkekler, kaybettiklerini düşündükleri gençlikleri uğruna, yuvalarını yıkıyorlar, 20 yaşındaki çıtır kızların peşinde koşarak, komik komik saçlarını boyatıyorlar, her zamanki tarzının dışında giyiniyorlar, aksi ve lanet oluyorlar ve aşırı riskli davranışlar sergiliyorlar, egoları muazzam kuvvetli oluyor. Kadın kadar akıllı ve bilinçli olmadıkları için, kadın gibi doğurtkan ve evlat yetiştirici bir varlık olmadıkları için, ömürlerinin sonuna kadar ne kadar büyüseler de, hep çocuk kaldıklarından, maalesef andropoz döneminde bir facia oluyorlar. 

Kadın, bu geçiş dönemini yine beyniyle ve aklıyla yenebiliyor ama andropoz dönemindeki erkeğin bunu yenmesi mümkün olmuyor, zaten çocuk, artı yaşlı bir çocuk oluyor. Bu dönem erkeklerde 60-70 yaşına kadar sürüyor. Kadının menopoz evresi 60’larda bitebiliyor ama erkeğin andropozu 70’lere kadar sürüyor. En hızlı dönemi de 50 ile 65 arasında. Baktığınız zaman, evde oturan adam da var, bir şirkette müdür olan da var, bu işin içinde devlette idareci de var. Onun için dikkat ederseniz, Avrupa artık çok genç liderler yaratıyor. İşte Yunanistan’ın Başbakan’ının çok genç olması gibi… 

Elli, ellibeş yaşlarındaki erkekler genelde egolarıyla savaşır durumda olduklarından çok doğru kararlar vermeleri mümkün olmuyor.

Medeni ülkeler artık andropoza girmemiş genç liderleri seçiyorlar. Ama maalesef bizim ülkemizde genç liderler olmadığı gibi, toptan andropuzun tam ortasında olan kişilikler başımızdalar ve bundan dolayı Türkiye Cumhuriyet dönemini hep andropozlularla geçirdi diyebiliriz. 

 

Andropoz denilen şey erkek egemen toplumda çok tehlikeli!

 

Biz erkek egemen bir toplumuz yani, erkek egemen toplumda bir de andropoz yaşındaki adamların eline düştük mü vay halimize..!

Dikkat ederseniz hep belden aşağı konuşuluyor. Mesela adam barbi bebekten heyecanlanıyormuş... 

Yirmi yaşındaki genç bir erkekten barbi bebekten heyecanlanma lafını duyamazsınız, 20 yaşında beş vakit namazını kılandan da duymazsın, ancak bunu elli-altmış yaşındaki bir sürü şeyini kaybetmiş andropoza girmiş adam söyler. Ya da  annesi de olsa diz üstü etek tahrik eder.

 

Bu ülkenin her kesiminin patlama dönemindeyiz!

 

Diz üstü etekten tahrik olmak, 7 yaşındaki kız çocuğu ile evlenme yetkisi vs. bu tür söylemler ülkemizde bilerek ve isteyerek yapılmıyor mu yani..?

Hayır sadece bilerek yapılmıyor. Bu ülke senelerce kadın-erkek ilişkilerini tabu saymış. İnternet ve sanal dünya çok insanın gözünü açtı. Eee tabi ki kadın erkek ilişkilerindeki tabular sanal dünya olmadan çok daha bastırılabiliyordu, bugün sanal dünyadan dolayı büyük bir patlama var. 

Bu bir patlama dönemi. Kimlikler dahil olmak üzere her kesimin patlama dönemi. Çünkü hepimiz Türkiye Cumhuriyeti  vatandaşıyız ama Türk değiliz. 

Yani, kabul etmemiz gereken şu var; evet Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız ama kökümüz Osmanlı. Osmanlı İmparatorluğu’nun devrildikten sonraki Cumhuriyet hali. Ama bu demek değil ki biz 1923’te yeniden doğduk. 

Biz hepimiz Çerkez, Laz, Abaza, anneannesi Ermeni, ya da babaannesi Rum, Kürt, Türk, Yörük, Tatar olan bir toplumun vatandaşlarıyız, nüfus kağıtlarımız aynı. 

Ben bu memlekette şöyle bir isyan görmeye başladım, ‘’Evet ben bu memleketin vatandaşıyım ama kardeşim Türk ırkından gelmiyorum.’’ Bunu söylemekte hakkı, çünkü Türk hissetmek başka bir şey, ırkından gelmek başka bir şey. 

Sen Çerkez’e veya Abaza’ya Türk’sün diyemezsin. Çünkü müslümanlaştırılmış apayrı bir slav ırkı ve Tükiye bugün bunun kavgasını veriyor. 

Tekrar birleşeceğiz, çünkü Avrupa’da bir sürü insan beraber yaşıyor, aynı ırktan değil ama aynı nüfus kağıdını taşıdıkları için memleket onların memleketi. 

İşte Amerika. Amerika’da da bakıyorsun, Çinlisi, Brezilyalısı, Türkü hepsi var ama sorduğun zaman Amerika’lıyım diyor ama kendi evinde Çince konuşuyor, hatta mahallesini bile kurmuş, ama kanunlar herkes için aynı, eşit ve geçerli. 

İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü var, sosyal haklar herkes için geçerli, Türkiye’ye de bunun gelmesi gerekiyor.

 

Twitter’dan taklitlerinize veryansın ediyordunuz, yine ne yaptılar?

Taklitlerim var ama taklitlerimden gocunmuyorum, sadece onları terbiyeye davet ediyorum. Yani, bana pislik atarak hiç bir şey yapamazlar, çünkü onlar tarihe bile geçmeyecek. Ben Allah’a şükürler olsun meslek hayatımda tarihe de geçtim, lügata da geçtim, üniversitelerde tez de oldum ve şu andaki aldığım ödüllle 279 oldu, 2 ödül daha varmış 281 ödül sahibiyim. Ben artık yapmışım yapacağımı, kimseyle kavga edecek halim yok.

Sesimim tonunu taklit edebilirsin, takıları takabilirsin, saçı var diye kafana pilav üstü döner gibi peruk takabilirsin ama pislik atma. 

Taklit ol da para kazan, senin de rızkını Allah benim taklitliğimle vermiş, yani bir şey söylediğim yok.

Bir de haddini bilmeyenler var, ne okulunu okumuş, ne dikişini dikmiş, yani ben bugün Yıldırım Mayruk beye hala arkadaşım olmasına rağmen,Yıldırım 

diyemiyorum, çünkü o benim üstadım… tasarım üstadım olmasa ,dikiş üstadım, ben nasıl Yıldırım beye pislik atabilirim.

Onlar olmasaydı biz bu atölyeleri açabilirmiydik, tasarımcı da olsak Türkiye’de böyle şeyler kurabilirmiydik, saygı diye bir şey var.

Özel hayatım farklı olduğu için özel hayatımı da taklit etmeye çalışıyorlar ama çakma oluyorlar.

 

Türk erkekleri Türk kadınının çok önüne geçti!

 

Bundan seneler evvel yaptığımız bir röportajda, Türk kadını çok bakımsız demiştiniz, bugün yine aynı şeyleri söylüyor musunuz?

Aynı şeyleri söylüyorum Türk kadını maalesef çok bakımsız.

Türk erkekleri kadınların çok önüne geçti, yani bugün Diyarbakır’dan Edirne’ye kadar baktığınız zaman köylerde bile erkeklerin çok daha bakımlı çok daha kendi tarzlarını bulduklarını görüyorum. 

Şimdi bakıyorum 20 yaş altı gençlere hepsi kaşını da aldırıyor, vücudundaki kılını da aldırıyor, yanaklarındaki kılları da aldırıyor, Diyarbakır’da, Mardin’de kadından çok erkekler kıl aldırıyor. Bir de çok tuhaf ama erkekler çok daha temiz. 

 

Erkekler kadınlardan daha temiz mi diyorsunuz..?

Evet çok daha temiz. Türkiye’de, erkekler tuvaletine girin, bir de kadınlar tuvaletine girin anlarsınız kim daha temiz.

Maalesef kadınlarımız erkeklerin farkına vardığı bir şeyin farkına varmadılar. 

Erkekler fark etti ki, sadece yüz güzelliği değil, vücutta gerekli. Eee bugün yüzde 90 genç erkek spor yapıyor ve hepsi herkül apollon gibi. Erkek mankenler de baktığım zaman kadınların yüz kat önüne geçti. Onsekiz yaşındaki kızın bacağına bakıyorsun selülit dolu, karnına bakıyorsun selülit dolu, 18 yaşındaki genç erkeğe bakıyorsun zımba gibi yani erkekler kadınların çok önüne geçtiler. 

Kadınlar sadece makyajla, kokuyla, topuklu ayakkabıyla, günün modasıyla iş bitiyor zannettiler, bedenlerini unuttular… 

Yani, bedenlerinin esas güzel olması gerektiğini, ki bu da spor ve bakımla olabilir. Ciltlerinin güzel olması gerektiğini dahi unuttular. 

Cildi güzel bir kadın, bedeni diri bir kadına afedersin 5 metre basmayı sarsan güzel olur.

Zaten doğuştan kadın olan, dişi olan her varlık erkekten daha az gösterişli. Aslında modanın başlangıcı kadının erkeğin daha gösterişli olduğunu farkına varıp, yerden çamuru suratına sürmesiyle, yakaladıkları hayvanların tüylerini kafasına koymasıyla başlamış bir serüven. 

Bakımlı kadın demek, her gün kuaföre giden, her gün pahalı elbise giyen kadın demek değil, pahalı krem de değil, bunu fark etmeleri gerekiyor.

 

O halde,’moda ruhun kıyafetle buluşması’ derken Türk kadını yanlış anlamasın her şey sadece ruh güzelliğiyle bitmiyor dimi..?

Bir kere kadın kendini farkında olmalı, nasıl bir kadın olduğunu farkında olmalı.Her kadın çok feminen olamaz, bazı kadınlar erkeksidir ama o erkeksiliği zaten kadın olduğu için çok hoş kullanabilir ama bakım illa ki şart. Hep söylerim her kadın sarışın olmak zorunda değil, her kadın bu sene kızıl renk moda diye saçını kızıla boyamak mecburiyetinde değil, hatta her kadın zayıf incecik olmak mecburiyetinde bile değil ama kendisiyle barışık ve kendini bilen kadın olmak önemlidir. Mesela kadınlara hep kızarım, kocam için saçımı süpürge ettim derler, adam süpürge almadı ki kadın aldı, isteseydi bir tane süpürge alırdı. 

Diyorum ki adam eve gelmeden evvel bir elini yüzünü yıka, eğer makyaj yapmıyorsan bir saçını topla, mis gibi kok adam eve geldiğinde, gülen, hoşgeldin diyen bir kadın görsün, sonra ne dırdır yapacaksan yap. Dedikodu yapacağına biraz kendine bak. Kadınların artık bu devirde kendime bakamıyorum lafını asla kabul etmiyorum. 

 

40 yaş üstü spor yapmayan kadın mini etek giymesin!

 

Cemil bey 40 yaş üstü bayanlar mini etek giymesin mi?

40 yaşın üstünde spor yapmayan kadınlar mini etek giymesin. Giyerse de  beğenmeyenlere bir zahmet kızmasınlar. Bacakların selülit doluysa, mini etek giyiyorsan gelecek eleştiriere de hazırlıklı olacaksın…

 

Erkek olmak bana çok zayıf geliyor!

 

Hmm ama Avrupalı kadın bu konuda çok rahat, selülitli de olsa, tombul bacakları da olsa mini etek giyiyor..?

Avrupalı erkek bir kadının selülitine bakmıyor, kadının doğrudan doğruya beynine bakıyor. 

Hep söylerim, Türkiye’de akıllı kadın olmak çok zor bir şey. Sen akıllı bir kadın olduğun zaman o erkek seni bırakıveriyor ve bir aptala gidiyor. 

Türk erkekleri aptal kadından hoşlanıyor.

Bundan dolayı Türk kadının bakımlı olma mecburiyeti var. Çünkü Türk erkeği bakımlı ve süslü kadını seviyor. Ama Avrupalı erkek için kadının bedeni önemli değil zaten o bir kadın, aklı ne kadar giyimli ona bakıyor, dolayısıyla Türk erkeğini, Avrupalı erkekle mukayese edemeyiz.

Bizde beden pazarlaması var, Türk erkeği kesinlikle akıllı yetenekli, becerikli kadını sevmiyor, onların altında ezildiklerini düşünüyorlar, halbuki, çok büyük hata yapıyorlar, çünkü bir erkeğin akıllı, zeki, becerikli ve yetenekli bir kadına  sahip olması kadar büyük bir servet olamaz. 

Bu büyük bir servettir, o erkeğin hayatını cennete çevirebilir. Aptal bir kadında cehenneme çevirebilir, çünkü bir gün o aptal kadın pörsüyecek geriye ne kalacak, çürümüş bir erik, ne yapacak, yine taze erik arayacak. Yani, Türk erkeğini bu konuda çok yanlış buluyorum. 

Şunu bilmeleri gerekiyor; akıllı bir kadın erkeği ezmez, akıllı kadın erkeğe destek olur, yani, arkasında bir güçtür. Keşke erkekler bunu fark etselerdi.

Hayatım boyunca kadın olmak istemem bundan oldu, erkek olmak bana çok zayıf geliyor, kadın olmak çok güçlü, çok tapılası bir şey onun için kadınları çok seviyorum. 

Hep kadınlara hizmet ettim ömrüm bitene kadar da onlara hizmet edeceğim zannediyorum... 

Çünkü, onlar bize tanrının hediyesi, onlar olmasaydı bu dünya garabet bir dünya olabilirdi ama bizim kadınlarımızın biraz daha akıllanmaya ihtyacı var yani erkekler aptal kadın öyle beğenebilir ama onlar aptal olmak mecburiyetinde değiller.