Pakdemirli, "Ülkemiz cengaver bir ülke mi olacak yoksa iktisadi bir devlet mi olacak kararını vermek zorunda" dedi.
Abone olMaliye eski Bakanı ve Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli, 4. Türkiye İktisat Kongresi kapsamında düzenlenen panelde yaptığı konuşmada Türkiye'deki askeri harcamaları ve YÖK Yasa Tasarısı'nı değerlendirdi. Pakdemirli, Türkiye'de kışla demokrasisinin uygulandığı dönemlerde çok büyük siyasi ve sosyal hataların işlendiğini savundu. "Girişimciliğin Teşvik Edilmesi ve Rekabet Gücünün Artırılması" konulu panelde konuşan Maliye eski Bakanı Ekrem Pakdemirli, gündemdeki konularla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye'de 16 milyon öğrenciye devlet bütçesinden ve ailelerinden 2003 yılından harcanan emek ve kaynağın askeri harcamalardan biraz fazla olduğunu belirten Pakdemirli, bu durumun en kısa zamanda düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Tek kutuplu hale gelen dünyada silaha verilen kaynakların gelişmeden kesilen imkanlar olduğunu ifade eden Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü: "1983-2002 yılları arasındaki 20 yılda savunma bütçesi yarı yarıya olsaydı devletin bugün tek kuruş dış borcu yoktu. Ülkemiz cengaver bir ülke mi olacak yoksa iktisadi bir devlet mi olacak kararını vermek durumundadır. Her gün devletin demokratik hukuk devleti vasfı 'laiklik elden gidiyor' savı ile ortadan kaldırılıyor. Elit tabaka ve aydınlar bu duruma göz yummaya devam ediyor." Türkiye'de zaman zaman kışla demokrasisi uygulandığını savunan Pakdemirli, "Ülkemizde ne zaman Kışla Demokrasisi uygulamaları oldu ise her defasında çok büyük siyasi ve sosyal hatalar işlenmiştir. 1962'de planlı karma ekonomiye geçmemiz içimize kapanmamız bizi ne kadar geri götürdü bir düşünelim. 1971 yılında da ekonomimizi tamamen içe dönük hale getirmemiz ve anayasayı değiştirmemiz siyasi istikrarsızlıklara yol açmış. Ülke kardeş kavgasına sürüklenmiştir. 1980 yılında da KKTC'yi hiçbir devletin tanımayacağını bilmemize rağmen ilan etmemiz bizi uluslararası arenada yalnız bırakmıştır" diye konuştu. Son günlerin gündem konusu olan YÖK Yasa Tasarısı ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Pakdemirli, YÖK Kanunu'nun bilimsel bağımsızlığı pekiştirirken, doğmalarla fırsat eşitliğini ortadan kaldıramayacak şekilde değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Pakdemirli, değiştirilecek kanun ile bazı rektörlerin tekrar seçilmek için başvurduğu çirkin metotlarında kullanılmayacak hale getirilmesini isteyerek, eğitim hakkının önündeki bütün engellerin de kaldırılması gerektiğini söyledi. Anayasal hak olan öğretim ve öğrenim hakkının şekil şartına bağlanmaması gerektiğini belirten Pakdemirli, "Bugün giyinme şeklinden sınıfa sokmadığımız herkes ileride rejim düşmanı olacak ve evlatlarını da rejim karşıtı olarak yetiştireceği unutulmamalıdır. Bu ancak 'kışla demokrasi'sinin sona erdirilmesi ile mümkün olabilecektir" dedi. Aynı panelde konuşmacı olan OECD Yerel Gelişme ve İstihdam Programı Başkanı Sergio Arzeni ise hükümetin girişimciliği desteklemesi gerektiğini söyledi. Arzeni, yerel girişimcilik çalışmalarının 20 yıl önce başlatıldığını, çünkü yerel kalkınmanın en önemli unsurunun iş olanakları olduğunu gördüklerini dile getirdi. Türkiye'nin bu konuya yeteri kadar önem vermediğini belirten Arzeni, "Her ülkenin belirli bir sayıda girişimcisi vardır. Bu alanda hükümetin ne sinyal verdiği önemli. Çünkü girişimci sayısı hükümetin girişimciyi destekleyip desteklemediği ile orantılıdır. Hükümetin girişimciyi desteklemesi gerekiyor. Girişimci yasal mı yoksa kayıt dışı ekonomiye mi yönlenmeli?. Bunu hükümet belirler. Girişimciye ne kadar çok destek verirse, dürüst, şeffaf ve yasal bir ekonomi oluşur. Dürüstlük ödüllendirilmelidir. Girişim farklı girişimleri de beraberinde getirir. Yabancı girişimci sayısı ile yerel girişimci sayısı dengeli olmalıdır" dedi. İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Hüsamettin Kavi de konuşmasında girişimciliğin en önemli destekçilerinin istikrarlı bir ekonomi ve gelişmiş bir rekabet ortamı olduğu belirterek, "Zayıf olana performansımızı iyileştirmek için her şeyden önce bir girişimciliği destekleyen politikamız olmalı. Bu politika sanayiinin gelişme stratejisi ile uyumlu olmalı ve net bir vizyon ortaya koymalı. Girişimciliğin geliştirilmesi ve ilgili alanlarda atılacak adımlar bu politika çerçevesinde tasarlanmalı ve süreklilik sağlanmalı" diye konuştu.