BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Türkiye basının gündeminden inmiyor

3 Ekim müzakereleri sonrasında Avrupa'da basınının gündemi Türkiye. Times birinci sayfadan yer verirken, Ankara'nın zorlu bir döneme girdiğini belirtti. İşte ayrıntılar;

Abone ol

Times Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle üyelik müzakerelerine başlamasını değerlendirdiği haberinde Ankara'nın önünde zorlu bir dönem olduğunu belirtiyor: "Türkiye, modern, ekonomik açıdan kalkınmış bir demokrasiye dönüşmek için çok büyük çaba harcama sözü verdi. Müzakerelere başlanmasının yarattığı coşku havasından sonra Avrupalı liderler, topraklarının neredeyse tamamı Asya'da olan, yarı gelişmiş Müslüman bir ülkeyi Avrupa standartlarına ulaştırmanın kolay olmayacağı mesajını vermeye başladılar." 'Türkiye, kültürel devrim geçirmeli' Times, bu haberinde Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın "Türkiye'nin büyük bir kültürel devrim geçirmesi gerekiyor. Türkiye belki de üyeliğe asla hazır olmayabilir" dediğini aktarıyor. Independent gazetesi de Avrupa Komisyonu yetkililerinin kadın hakları, ifade özgürlüğü ve gayri azınlıklar konusunda Ankara'ya baskıya hazırlandığını belirtiyor. Guardian gazetesi ise Türkiye'de kesin üyelik garantisinin verilmediğine dikkat çekerek Ankara'yı bekleyen engelleri sıralıyor: "Türkiye'nin üye olabilmesi için tüm üyeleri tatmin etmesi gerekecek. Herhangi bir ülke herhangi bir gerekçeyle müzakereleri derhal durdurulabilir. 'Erdoğan değişebilir' "Türkiye'de önemli reformlar yapılmasına karşın , İnsan hakları ihlalleri devam ediyor. İfade özgürlüğünün önünde engeller var. Kadınlara karşı işlenen suçlar hala yaygın. Azınlıklar ayrımcılığa uğruyor. Geçen yıl Erdoğan zinayı yasaklamayı denedi. Protestolar üzerine bundan vazgeçti. Bir Avrupalı diplomat, 'En büyük korkumuz, Erdoğan'ın gelenekçi tabandan gelen baskıyla tekrar değişmesi' diyor." Guardian, hükümetin Avrupa Birliği'nin yanı sıra kendi vatandaşlarını da ikna etmesi gerekeceğine dikkat çekiyor: "Türkiye'de daha şimdiden birçok kişi, AB'ye fazla taviz verildiğini düşünüyor. Avrupa Birliği üyeliğine destek azalıyor. "Bu durum Türk hükümetlerinin işini daha da zorlaştıracak. Ankara Avrupa Birliği'nin istediği herşeyi yapsa bile müzakerelerin sonunda karşısında referandum yapacağını açıklayan Fransa ve Avusturya'yı bulacak." 'Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye ilgisi artacak' Financial Times ise üyelik müzakerelerin başlamasıyla Türkiye'nin yabancı yatırımcı çekme şansının artacağını vurguluyor. Commerzbank, Deka ve General Electrics'ten uzman ve yöneticilerin görüşlerinin aktarıldığı haberde şimdiye kadar Türkiye hakkında doğru dürüst fikir sahibi olmayan birçok yatırımcının, Türk piyasalarına ilgi göstermeye başlayabileceği belirtiliyor. Bu uzmanlardan biri, müzakerelere başlama kararının önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye'nin çok hızlı bir şekilde kalkınmasını sağlayacağını belirtiyor. 'Türkiye Avrupa'da ABD'nin Truva atı mı olacak' Financial Times'taki başka bir haberde ise, müzakere çerçeve belgesi üzerindeki pazarlıklara Amerikan Dışişileri Bakanı Condoleezza Rice'ın dahil olmasının Avrupalı diplomatları şaşkınlığa uğrattığını belirtiyor. Haberde Rice'ın pazarlıklar sırasında ABD'ye göre çok erken olan bir saatte İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ve Başbakan Erdoğan'la görüştüğü hatırlatılarak şöyle deniyor: "Bazı diplomatlar, görüşmelerin Ankara-Washington-Ankara ekseninde yapıldığını söylüyor. Hatta Avrupa Birliği'nin büyük ülkelerinden bir yetkili "İngilizler, bizden önce Türklere ve Amerikalılara danışıyor" dedi. Avrupa Birliği bakanları, bu üç ülke arasında ne tür pazarlıklar yapıldığını bilmeden salonda bekliyorlardı. "Türkiye'nin Rumlar'ın NATO üyeliğine izin vermek zorunda kalabileceği endişesi üzerine, Rice, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos'tan ittifaka katılma niyetleri olmadığı konusunda güvence aldı. Condoleezza Rice, Erdoğan'a da NATO'yla ilgili kararların Avrupa Birliği'nde değil ittifak içinde alınacağı güvencesini verdi. "Rice bununla birlikte doğrudan müdahale olarak görülebileceği düşüncesiyle örneğin Avusturya Dışişleri Bakanı'nı aramadı. Bazı Avrupalı yetkililer, Amerikan müdahalesinin boyutlarına bakarak Türkiye'nin Avrupa Birliği içinde Amerikan ve İngilizlerin Truva atına dönüşmesinden endişe ettiklerini söylüyorlar. 'AB'deki seçkinler artık Avrupa halkına kulak vermeli' Guardian yazarı Jonathan Freedland ise "Avrupalı seçkinler, halklarını daha fazla görmezden gelemez" diyor. Yazar şöyle devam ediyor: "Fransa ve Hollanda'da Avrupa Anayasası için yapılan referandumlar, Avrupalıların, siyasetçilerin görüşlerini dikkate almamasından usandıklarını gösterdi. Türkiye'ye kapıların açılması doğru bir karardı. Ama hayal peşinde koşanlar çoğunluğun sesini dinlemezlerse, genişleme projesi başarısızlıkla sonuçlanacak. Guardian yazarı Jonathan Freedland, Avrupa Birliği'nin, istenilen adımları atmaması halinde Ankara'ya üyelik kapılarını kapatması gerektiğini savunuyor: "Türkiye konusunda karamsar olanlar, cezalandırılması gereken zihniyetin aksine ödüllendirildiğini düşünüyorlar. Ankara'da geçen hafta eşcinsel hareketine karşı dava açıldı. Muhalif olmak hala suç. Türkiye'nin 20'nci yüzyılda Ermenilere karşı işlediği suçları inkarına meydan okuma cesaretini gösteren Orhan Pamuk hakkında açılan davaya bakın. "Türkiye'ye şüpheyle bakanlar, "Irak bölünür ülkenin kuzeyi bağımsız Kürdistan'a dönüşürse gerçek Türkiye'yi o zaman göreceğiz" diyorlar. İyimser görüşte olanlar ise üyelik perspektifinin dönüşüm konusunda Türkiye'yi teşvik edici rol oynayacağını söylüyorlar. 'Avusturya zafer kazandı' Almanya ve Avusturya basınında Hırvatistan'la ilgili tartışmalar öne çıkıyor. Avusturya gazetesi, Die Presse, Viyana Hükümeti'nin Hırvatistan konusundaki ısrarının sonuç verdiğini yazıyor. "Hırvatistan'la müzakerelere başlanması için Savaş Suçları Mahkemesi'yle işbirliği yapma şartı hiç gündeme getirilmemeliydi. Türkiye'yi bir kenara bırakalım, Hırvatistan, Avrupa Birliği üyeliği'ne Romanya ve Bulgaristan'dan daha hazır durumda. Avusturya Hırvatistan'da en fazla yatırımı olan ülke. Doğal olarak hükümet halkının çıkarlarımızı savundu ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliği'yle girdiği savaşta gerçek bir zafer elde etti. 'Başsavcı'ya müdahale edildi mi?' Almanya'da yayımlanan Die Tageszeitung ise Hırvatistan'la Türkiye'nin görüşmelere başlaması arasında bağ kurulmasının rahatsız edici olduğunu belirtiyor. Gazete "Brüksel'de Tehlikeli Oyunlar" başlıklı haberinde şöyle diyor: Avusturya, Hırvatistan'ın savaş suçu zanlılarının iadesi konusunda Lahey'deki mahkemeyle gerçekten işbirliği yapıp yapmadığına bakmadan Türkiye konusunda uzlaşmaya varılmasını son dakikaya kadar engelledi. Demek ki Avrupa sahnesinde istediklerinizi kabul ettirmek için güçlü argümanlar ya da dürüst talepleriniz olmasa da pazarlık gücünüzün olması yeterli" Frankfurter Allgemeine Zeitung ise "Hırvatistan'la müzakerelere başlanması kararının alındığı koşullar herkesin ağzında kötü bir tat bıraktı" diyor. Gazetenin yorumu şöyle: "İngiliz yetkililerin Hırvatistan konusunda fikrini değiştirmesini sağlamak için Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla del Ponte'yi telefonla aramış olmaları büyük ihtimal." Bosna Hersek'te yayımlanan Dnevni Avaz ise Avrupa Birliği'nin Sırbistan-Karadağ'la da ortaklık anlaşması görüşmelerine başlama kararı aldığını anımsatarak "Kıtada Avrupa Birliği'yle bir şekilde bağı olmayan tek Belarus ve biz kaldık. Boşnaklar yine tecrit edildi" diyor. BBC TÜRKÇE