Alman Yeşiller Partilisi Lideri ve Dışişileri Bakanı Joschka Fischer,Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişini Avrupa'yı Nazi işgalinden kurtaran Normandiya Çıkarmasına benze
Abone olDünden Bugüne Tercüman Gazetesi'nin haberine göre,
Alman Yeşiller Partilisi Lideri ve Dışişileri Bakanı Fischer, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlara sert mesajlar gönderdi. Fischer, "Türkiye Avrupa'ya ne kazandırır"sorusu üzerine, kod adı "D-Day" olan Normandiya Çıkarması'nın 60.yılının kutlandığını hatırlattı."Avrupalılaşmış bir Türkiye, demokratik bir anayasal devlet, çağdaş bir ekonomi ve güçlü sivil topluma sahip bir Müslüman ülkeyle bağlantı kurmak, terörizm ve totaliter anlayışlara karşı savaşın D-Day'i olur" dedi.
TÜRKİYE'Yİ DIŞLAMAK ÇOK TEHLİKELİ
Fıscher, dışlaması halinde Türkiye'nin istikrarsızlık unsuru haline geleceğine dikkat çekti. Bazı ülkelerin hala Türkiye'ye karşı çıktığını hatırlatan Josckha Fischer şöyle devam etti: " Avrupalılar ile Ankara'daki ortakları, Avrupa perspektifini çağdaş bir doğrultuda Türkiye'nin dayanak noktası haline getirirse Türkiye istikrar unsuru haline gelir. Diğer yolu seçip Türkiye'yi dışlarsak ülkenin üzerinde Doğu İslamı perspektifi belirleyici olur. İşte Türkiye o zaman istikrarsızlık unsuru olur."
Fischer: Avrupalı Türkiye ikinci Normandiya olur Alman Yeşiller Partisi lideri, Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, "Avrupalılaşmış bir Türkiye, terörizm ve totaliter anlayışlara karşı savaşta D-Day (Normandiya Çıkarması) olur" dedi. Fischer Türkiye’nin dışlanması halinde Avrupa için istikrarsızlık unsuru olacağını vurguladı.
Yeşiller Partisi lideri Joschka Fischer, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’ın sorularını yanıtlarken Türkiye’nin AB üyeliğine destek verdi.
NORMANDİYA ÇIKARMASI BENZETMESİ
Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa’ya ne kazandıracağına ilişkin soru üzerine Fischer, Normandiya Çıkarması’nın 60’ıncı yıldönümü kutlamalarını anımsatarak, "Avrupalılaşmış bir Türkiye, demokratik bir anayasal devlet, çağdaş bir ekonomi ve güçlü sivil topluma sahip bir Müslüman ülkeyle bağlantı kurmak, terörizm ve totaliter anlayışlara karşı savaşın D-Day’i olur" dedi.
AVRUPA OLMAZSA TÜRKİYE İSTİKRARSIZLIK UNSURU OLUR
Fischer, Avrupa’daki bazı ülkelerin Türkiye-AB müzakerelerinin başlaması konusunda kuşkularının artmasını nasıl karşıladığına ilişkin soruya, gerçeklerin iyi araştırılması gerektiğini söyleyerek yanıt verdi. Joschka Fischer, şöyle dedi:
"Soru, Avrupalılar ile Ankara’daki ortaklarının, Avrupa perspektifini çağdaş bir doğrultuda Türkiye’nin dayanak noktası haline getirip getirmeyeceğidir. O zaman Türkiye bir istikrar unsuru haline gelir. Diğer yolu seçip Türkiye’yi dışlarsak ülkenin üzerinde Doğu İslamı perspektifi belirleyici olur. İşte Türkiye o zaman bir istikrarsızlık unsuru olur."
TÜRKLER SADECE MÜKTESEBATIN YETMEYECEĞİNİ BİLİYOR
Fransa’nın hala "kuşkucular" tarafında bulunduğunun anımsatılması üzerine de Joschka Fischer, konunun sakin biçimde tartışılması gerektiğini belirtti. AB’nin şimdi Türkiye’nin üyeliğine değil müzakerelerin başlayıp başlamamasına karar vereceğini vurgulayan Fischer, "Türkler ülkelerinin sadece AB müktesebatını kabul ederek bir yere varamayacağını, bunların uygulamaya dönüştürülmesi gerektiğini biliyorlar. Türkiye’nin AB’ye katılmak için olgun hale gelip gelmediğine ülkedeki gelişmeler değerlendirildikten sonra karar verilecek. Gerçeğin ışığı birçok korkuyu ortadan kaldırabilir ve kaldıracak" ifadesini kullandı.
Almanya eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsacker, Türkiye'ye Avrupa perspektifi verilmesi gerektiğini savundu. Weizsacker, Alman ARD televizyonunda Pazar günü bir yayına katıldı. Burada soruları yanıtlayan Weizsacker, Türkiye'de yapılan tam demokratik seçimlerde ilk kez "İslami bir partiden" oluşan hükümetin işbaşına geldiğini belirtti. Weizsacker, "Bu hükümetin Avrupa Birliği'ne girme talepleri geri çevrilemez" dedi. Richard von Weizsacker, müzakere tarihi vermenin Türkiye'nin belli bir süre içinde AB'ye alınması anlamına gelmediğini vurgularken "Almanya'nın kendi çıkarları ve transatlantik işbirliğinin sorumluluğu, Türkiye'ye üyelik perspektifi verilmesini gerektirir" dedi.