Almanya'da yayımlanan Frankfurter Rundschau Gazetesi, Türkiye'nin Irak ve AB konusunda atağa kalktığını yazdı.
Abone olAlmanya'da yayımlanan Frankfurter Rundschau gazetesi, Türkiye'nin sadece Irak'a asker gönderme kararıyla değil, AB üyeliği konusunda da büyük atağa kalktığını yazdı. Konrad Adenauer Vakfı'nın Ankara temsilcisi Wulf Schönbohm tarafından kaleme alınan ve ''Türkiye geliyor'' başlığıyla yayımlanan yorumda, TBMM'nin Irak'a asker gönderme kararıyla Türkiye'de yeniden hareketli günler olduğu, Amerikan yönetiminin PKK'ya karşı önlem alacağı vaadinde bulunmasından sonra Türkiye'nin ABD'yi ikinci kez hayal kırıklığına uğratmadığı belirtildi. ''Türk halkının büyük bölümünün Irak'a asker gönderilmesine karşı çıkmasına rağmen Türk hükümetinin, ABD'den alacağı 8,5 milyar dolarlık krediden de dolayı bu konudaki kararını kabul ettirmeyi başardığı'' kaydedilen yorumda, ''Tabii ki Türkiye'nin Irak'ta siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasında da çıkarı var. Bu nedenle Türkiye, Irak'a sadece asker değil, yeniden imar için uzmanlar da gönderecektir. Türk askerleri, Müslüman oldukları için Amerikan askerlerine göre çok daha az psikolojik hata yapacaklardır'' denildi. Türk hükümetinin, Irak konusunda aldığı kararla hareket yeteneğini ve kararlılığını ortaya koyduğu ifade edilen yorumda, hükümetin, Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesi ve reform programının uygulanmasının denetlenmesi için komisyonlar oluşturduğu hatırlatıldı. Türkiye'nin büyük bir atağa kalktığı kaydedilen yorumda, ''AB, Türkiye'de gerçekleştirilen reformları sadece laf olarak algılar ve bunların uygulanmasıyla ilgilenmezse büyük hata yapmış olur. Türk hükümeti, gelecek yıl içinde Kıbrıs sorununa bile bir çözüm bulabilir'' denildi. AB Komisyonu'nun Türkiye hakkında olumsuz rapor hazırlamasının çok zor olacağı belirtilen yorumda, olumsuz rapor hazırlanması durumunda, bunun Türkiye'deki AB karşıtlarına yarayacağına işaret edildi. Yorumda ayrıca, AK Parti'nin, AB'nin yeni üyeleri kabulünden ve Türkiye'deki reformların uygulanması sürecinden dolayı, üyelik müzakerelerinin 10 ila 15 yıl süreceğinin bilincinde olduğu belirtilerek, AB perspektifinin Türkiye için uzun vadeli bir perspektif olduğu, ancak reformların sürmesini de sağlayacağı kaydedildi.