BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Türkiye artık buradan geri dönemez

Kobani meselesi gerek sınır ötesinde, gerekse sınırlarımız içinde günden güne tuhaf bir hal alıyor.

Kobani meselesi gerek sınır ötesinde, gerekse sınırlarımız içinde günden güne tuhaf bir hal alıyor.

Önce sınır ötesine bakalım...

IŞİD'e karşı bugüne kadar olağanüstü bir direniş gösteren Kobani, daha bir hafta öncesine kadar öncelikli olarak Türkiye'den yardım istiyordu. Türkiye yaşanan trajediye daha fazla kayıtsız kalamadı ve bir hafta önce gerekli desteği vermeye başladı.

2 bin peşmergenin Türkiye üzerinden Kobani'ye geçişine izin verildi. Ayrıca Özgür Suriye Ordusu da destek vereceğini açıkladı.

İşte tuhaflık tam da burada başlıyor.

Kobani için destek isteyen PYD bu yardımları kabul etmiyor! Bugüne kadar, "Bize yardım etmedi" diyerek Türkiye'ye saldıran PYG'nin lideri Salih Müslim, sadece 150 kişiden oluşan peşmerge gücüne izin verebileceklerini açıklıyor. Ayrıca Özgür Suriye Ordusu'nun desteğine ihtiyaç olmadığını da söylüyor.

Ve daha da ilginç olanı...

Kürt kesiminin dikkatle takip ettiği bir ajansa verdiği demeçte, Türkiye'nin halen IŞİD'e destek verdiği iftirasını yaymaya devam ediyor. Sanki içeriden ve dışıradın birileri bu sözleri ona söyletmiş gibi konuşuyor.

O korkudan kaçtığı bir avrupa ülkesinde bu iftiraları atmaya devam ettikçe Türkiye karışıyor. O konuştukça insanımız ölüyor. O konuştukça çözüm süreci bir krize dönüşüyor.

"Türkiye IŞİD'e destek vererek Kürtlerin katledilmesine olanak sağlıyor" palavrasına sığınanlar işte bu yalan yüzünden 40 insanı vahşice ve barbarca katletti.

Belli ki başta PKK'nın yönetim kadrosu Abdullah Öcalan'a rağmen barış sürecinin ilerlemesini istemiyor. Günlerdir savaş çığırtkanlığı yapan iki ismi, Murat Karayılan ve Cemil Bayık'ın açıklamalırını takip ediyorum. İkisi de siyah bir tümörü andıran suratlarıyla poz verip yeni ölümlerin yaşanmasını tetikleyecek açıklamalarda bulunuyor.

Aldıkları bu talimat gereği sokakları cehenneme çeviren katillerin de onlardan bir farkı yok.

Allah aşkına!..

Yayınlanan görüntülere dikkatlice bakın. O kadar soğuk ve o kadar merhametsizler ki onların gözlerine bakmak boş bir deliğe bakmaktan farksız. Bir oyuncak bebeğin gözlerinde bile onlarınkinden daha çok sevgi ve hayat var.

Barış umudunun katilleri onlar...

Anne karnındaki bebeği öldürerek, sofradaki kadının kafasına sıkarak özerkliğe kavuşacaklarına inanıyorlar. Kobani'yi 16 yaşındaki Yasin Börü'yü işkence altında öldürerek kurtarıyorlar.

Anlamadıkları bir şey var...

Hayallerinde canlandırdıkları o onursuz zafere asla ulaşamayacaklar. Bu ülkenin bütün halkları cennetin kapılarına yürür gibi barışa yürüyor.

Çocukları hain pusularla katledilen şehit yakınları bu kutlu yürüşte en ön safta yer alıyorsa...

Diyarbakır'da çocukları vahşice öldürülen aileler hem ağıt yakıp hem barış gelsin diyorsa...

Ülkenin cumhurbaşkanı "Ben bu yola kellemi koydum" diyorsa...

Bu ülkenin başbakanı"Bu yolda canımı bile feda ederim" diye açıklama yapıyorsa...

Türkiye artık buradan geri dönemez.